ATMAK-VURMAK

 

Allah yolunda harcayın. Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın. Her türlü hareketinizde dürüst davranın. Çünkü Allah dürüstleri sever. (2/195)

(Savaşta) onları siz öldürmediniz, fakat Allah öldürdü onları; attığın zaman da sen atmadın, fakat Allah attı (onu). Ve bunu, müminleri güzel bir imtihanla denemek için (yaptı). Şüphesiz Allah işitendir, bilendir. (8/17)

İnkâr edenlere, (sana düşmanlıktan) vazgeçerlerse, geçmiş günahlarının bağışlanacağını söyle. Yok geri dönerlerse kendilerinden öncekilerin hali gözlerinin önündedir! (8/38)

Onlarla savaşın ki, Allah sizin ellerinizle onları cezalandırsın; onları rezil etsin; sizi onlara galip kılsın ve mümin toplumun kalplerini ferahlatsın. (9/14)

Allah yolunda harcayın. Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın. Her türlü hareketinizde dürüst davranın. Çünkü Allah dürüstleri sever. (2/195)

Hani o, dolu bir gemiye binip kaçmıştı. (37/140)

Gemide olanlarla karşılıklı kur'a çektiler de kaybedenlerden oldu. (37/141)

Yunus kendini kınayıp dururken onu bir balık yuttu. (37/142)

Eğer Allah'ı tesbih edenlerden olmasaydı, (37/143)

Tekrar diriltilecekleri güne kadar onun karnında kalırdı. (37/144)

Halsiz bir vaziyette kendisini dışarı çıkardık. (37/145)

Ve üstüne (gölge yapması için) kabak türünden geniş yapraklı bir nebat bitirdik. (37/146)

Ayağını yere vur! İşte yıkanacak ve içilecek soğuk bir su (dedik). (38/42)

Sen Rabbinin hükmünü sabırla bekle. Balık sahibi (Yunus) gibi olma. Hani o, dertli dertli Rabbine niyaz etmişti. (68/48)

Şayet Rabbinden ona bir nimet yetişmemiş olsaydı o, mutlaka, kınanacak bir halde ıssız bir diyara atılacaktı. (68/49)

Fakat ardından, Rabbi onu seçti (vahiy verdi) ve onu sâlihlerden kıldı. (68/50)