Çünkü onu güçlü kuvvetli ve üstün yaratılışlı biri (Cebrail) öğretti. Sonra en yüksek ufukta iken asıl şekliyle doğruldu. (Necm: 53/5-7)
Sonra (Muhammed'e) yaklaştı, derken daha da yaklaştı. O kadar ki (birleştirilmiş) iki yay arası kadar, hatta daha da yakın oldu. (Necm: 53/8-9)
Bunun üzerine Allah, kuluna vahyini bildirdi. (Gözleriyle) gördüğünü kalbi yalanlamadı. (Necm: 53/10-11)
Onun gördükleri hakkında şimdi kendisi ile tartışacak mısınız? (Necm: 53/12)
Andolsun onu, Sidretü'l-Müntehâ'nın yanında önceden bir defa daha görmüştü. (Necm: 53/13-14)
Cennetü'l-Me'vâ da onun yanındadır. (Necm: 53/15)
Sidre'yi kaplayan kaplamıştı. (Necm: 53/16)
Gözü kaymadı ve sınırı aşmadı. (Necm: 53/17)
Andolsun o, Rabbinin en büyük âyetlerinden bir kısmını gördü. (Necm: 53/18)
Andolsun ki, onu (Cebrail'i) apaçık ufukta görmüştür. (Tekvir: 81/23)