9e16- Kainatın Sonu

 

Onlar, ille de buluttan gölgeler içinde Allah'ın ve meleklerinin gelmesini mi beklerler? Halbuki iş bitirilmiştir. (Allah nizamı artık değişmez.) Bütün işler yalnızca Allah'a döndürülür. (Bakara: 2/210)

Yer başka bir yer, gökler de (başka gökler) haline getirildiği, (insanlar) bir ve gücüne karşı durulamaz olan Allah'ın huzuruna çıktıkları gün (Allah bütün zalimlerin cezasını verecektir). (İbrahim: 14/48)

(Düşün) o günü ki, dağları yerinden götürürüz ve yeryüzünün çırılçıplak olduğunu görürsün. Hiçbirini bırakmaksızın onları (tüm ölüleri) mahşerde toplamış olacağız. (Kehf: 18/47)

(Resûlüm!) Sana dağlar hakkında sorarlar. De ki: Rabbim onları ufalayıp savuracak. (Taha: 20/105)

Böylece yerlerini dümdüz, bomboş bırakacaktır. (Taha: 20/106)

Orada ne bir iniş, ne de bir yokuş görebileceksin. (Taha: 20/107)

(Düşün o) günü ki, yazılı kâğıtların tomarını dürer gibi göğü toplayıp düreriz. Tıpkı ilk yaratmaya başladığımız gibi onu tekrar o hale getiririz. (Bu,) üzerimize aldığımız bir vaat oldu. Biz, (vadettiğimizi) yaparız. (Enbiya: 21/104)

O gün gökyüzü beyaz bulutlar ile yarılacak ve melekler bölük bölük indirileceklerdir. (Furkan: 25/25)

Sûr'a üfürüldüğü gün, -Allah'ın diledikleri müstesna-, göklerde ve yerde bulunanlar hep dehşete kapılır. Hepsi boyunları bükük olarak O'na gelirler. (Neml: 27/87)

Sûr'a üflenince, Allah'ın diledikleri müstesna olmak üzere göklerde ve yerde ne varsa hepsi ölecektir. Sonra ona bir daha üflenince, bir de ne göresin, onlar ayağa kalkmış bakıyorlar! (Zümer: 39/68)

Şimdi sen, göğün, insanları bürüyecek açık bir duman çıkaracağı günü gözetle. Bu, elem verici bir azaptır. (Duhan: 44/10-11)

O gün yer yarılır, onların üzerinden süratle yarılıp açılır. Bu, bize göre kolay olan bir haşirdir. (Kaf: 50/44)

Yer yüzünde bulunan her canlı yok olacak. (Rahman: 55/26)

Gök yarılıp da kızarmış yağ renginde gül gibi olduğu zaman, (Rahman: 55/37)

Kıyamet koptuğu zaman, (Vakıa: 56/1)

O, alçaltıcı, yükselticidir. (Vakıa: 56/3)

Yer şiddetle sarsıldığı, (Vakıa: 56/4)

Dağlar parçalandığı, (Vakıa: 56/5)

Dağılıp toz duman haline geldiği, (Vakıa: 56/6)

Artık Sûr'a bir defa üflendiği, yeryüzü ve dağlar kaldırılıp birbirine tek çarpışla çarpılıp darmadağın edildiği zaman, işte o gün olacak olur (kıyamet kopar). (Hakka: 69/13-15)

Gök de yarılır ve artık o gün o, çökmeye yüz tutar. (Hakka: 69/16)

O gün gökyüzü, erimiş maden gibi olur. (Mearic: 70/8)

Dağlar da atılmış yüne döner. (Mearic: 70/9)

O gün (Kıyamet günü) yeryüzü ve dağlar sarsılır; dağlar çöküntü ile akıp giden kum yığınına döner. (Müzzemmil: 73/14)

Gökyüzü bile onunla (o günün dehşetiyle) yarılacaktır. Allah'ın vaadi mutlaka yerine gelir. (Müzzemmil: 73/18)

İşte, göz kamaştığı, ay tutulduğu, güneşle ay biraraya getirildiği zaman! (Kıyamet: 75/7-9)

Yıldızların ışığı söndürüldüğü, gökkubbe yarıldığı, dağlar ufalanıp savrulduğu ve peygamberlerin (ümmetleri hakkında şahitlik) vakti tayin edildiği zaman (artık kıyamet kopmuştur). (Mürselat: 77/8-11)

Gökyüzü açılır ve orada pek çok kapılar oluşur; (Nebe: 78/19)

Dağlar yürütülür, serap haline gelir. (Nebe: 78/20)

Güneş katlanıp dürüldüğünde, (Tekvir: 81/1)

Yıldızlar (kararıp) döküldüğünde, (Tekvir: 81/2)

Dağlar (sallanıp) yürütüldüğünde, (Tekvir: 81/3)

Gebe develer salıverildiğinde, (Tekvir: 81/4)

Vahşî hayvanlar toplanıp bir araya getirildiğinde, (Tekvir: 81/5)

Denizler kaynatıldığında, (Tekvir: 81/6)

Ruhlar (bedenlerle) birleştirildiğinde, (Tekvir: 81/7)

Diri diri toprağa gömülen kıza, hangi günah sebebiyle öldürüldüğü sorulduğunda, (Tekvir: 81/8-9)

(Amellerin yazılı olduğu) defterler açıldığında, (Tekvir: 81/10)

Gökyüzü sıyrılıp alındığında, (Tekvir: 81/11)

Cehennem tutuşturulduğunda ve cennet yaklaştırıldığında, (Tekvir: 81/12-13)

Gökyüzü yarıldığı, yıldızlar döküldüğü, denizler birbirine katıldığı, kabirlerin içindekiler dışarı çıkarıldığı zaman, insanoğlu (yapıp) gönderdiklerini ve (yapamayıp) geride bıraktıklarını bir bir anlar. (İnfitar: 82/1-5)

Yer dümdüz edildiği, içinde bulunanları atıp boşaldığı ve Rabbini dinleyip O'na hakkıyla itaata mecbur kılındığı vakit (insanoğlu yaptıkları ile karşılaşır). (İnşikak: 84/3-5)

İnsanların, ateşin etrafını sarmış pervaneler gibi olduğu, dağların da atılmış renkli yüne dönüştüğü gündür (o Kâria!) (Karia: 101/4-5)