İnsanlardan öyleleri vardır ki, dünya hayatı hakkında söyledikleri senin hoşuna gider. Hatta böylesi kalbinde olana (samimi olduğuna) Allah'ı şahit tutar. Halbuki o, hasımların en yamanıdır. (Bakara: 2/204)
(Resûlüm!) Alabildiğine yemin eden, aşağılık, daima kusur arayıp kınayan, durmadan lâf götürüp getiren, iyiliği hep engelleyen, mütecâviz, günaha dadanmış, kaba ve haşin, bütün bunlardan sonra bir de soysuzlukla damgalanmış kimselerden hiçbirine, mal ve oğulları vardır diye, sakın boyun eğme. (Kalem: 68/10-13)
Ona âyetlerimiz okunduğu zaman o, "Öncekilerin masalları!" der. (Kalem: 68/15)
Biz yakında onun burnuna damga vuracağız (kibrini kırıp rezil edeceğiz). (Kalem: 68/16)
Arkadan çekiştirmeyi, yüze karşı eğlenmeyi âdet edinen herkesin vay haline! O ki, mal toplamış ve onu sayıp durmuştur. (Hümeze: 104/1-2)
(O), malının kendisini ebedi kılacağını zanneder. (Hümeze: 104/3)
Hayır! Andolsun ki o, Hutame'ye atılacaktır. (Hümeze: 104/4)
Hutame'nin ne olduğunu bilir misin? (Hümeze: 104/5)
Allah'ın, tutuşturulmuş, (yandıkça) tırmanıp kalplerin ta üstüne çıkan ateşidir. (Hümeze: 104/6-7)
Onlar (bu ateşin içinde) uzatılmış sütunlara bağlanmışlar ve o vaziyette o (ateş) üzerlerine kapatılmıştır. (Hümeze: 104/8-9)