Dedi ki: Doğrusu sen benimle beraberliğe sabredemezsin. (Kehf: 18/67)
(İç yüzünü) kavrayamadığın bir bilgiye nasıl sabredersin? (Kehf: 18/68)
Musa: Unuttuğum şeyden dolayı beni muaheze etme; işimde bana güçlük çıkarma, dedi. (Kehf: 18/73)
"Duvara gelince, şehirde iki yetim çocuğun idi; altında da onlara ait bir hazine vardı; babaları ise iyi bir kimse idi. Rabbin istedi ki, o iki çocuk güçlü çağlarına erişsinler ve Rabbinden bir rahmet olarak hazinelerini çıkarsınlar. Ben bunu da kendiliğimden yapmadım. İşte, hakkında sabredemediğin şeylerin iç yüzü budur." (Kehf: 18/82)
Seni en kolaya muvaffak kılacağız. O halde eğer öğüt fayda verirse öğüt ver. (A’la: 87/8-9)