İris, Gözün Işık Ayarlayıcısı

 

Korneanın (saydam tabakanın) arkasında yer alan iris, retinayı gereksiz ışınlardan korur. Çevresinde bulunan iki kas sayesinde gözbebeğinin boyutunu ışık şiddetine göre ayarlar (şekil 1.11 ve 1.12). Kaslardan biri tıpkı bir kese bağı gibi gözbebeğini daraltır. Göz bebeğinin etrafında papatya yaprakları gibi dışa uzanan diğer kaslar ise ışığın şiddeti azaldığında göz bebeğini büyütürler. Bu sayede gözün içine giren ışık miktarı sabit tutulur.

Aksini düşünelim. Eğer böyle bir mekanizma olmasaydı göz kendisini değişen ışık miktarına göre ayarlayamayacaktı. Normalde, çok küçük orandaki bir ışık değişiminde bile göz, uzun süre kamaşacak, görme ile görememe arasında uzun bir zaman geçecekti.

Uzun süre aydınlık bir ortamda bulunduktan sonra karanlık bir ortama geçildiğinde gözde meydana gelen kamaşmanın iki nedeni vardır. Birincisi, karanlıkta retina duyarlılığının artmasıdır; ikincisi ise, iristeki kasların harekete geçmeleri için kısa bir sürenin gerekmesidir. Karanlık bir yerden birden aydınlık ortama geçildiğinde, göz bebeği kısa bir süre genişliğini korur. Göz ışıkta kaldıktan ancak 0.04-0.05 saniye sonra göz bebeği iristeki kasların yardımıyla daralmaya başlar ve bu daralma 0.1 saniyede maksimuma ulaşır.

İristeki kasların yardımıyla göz bebeğinin daralma süresi 0.1 saniye değil de daha uzun bir zaman alsaydı o süre yarı kör olarak geçirilir ve bu büyük bir rahatsızlık meydana getirdi. Ancak böyle olmamaktadır. Gözdeki mükemmel tasarım sayesinde her an zorlanmadan ve rahatsızlık duymadan çevremizi görebiliriz.

İris, sahip olduğu pigmentli hücreler sayesinde aynı zamanda göze rengini veren organdır. İrisin rengi tıpkı deride olduğu gibi mevcut pigment çeşidine ve miktarına bağlıdır. Açık renk derili insanların gözleri mavi, yeşil ya da açık gridir. Koyu renk derili insanların gözleri ise genelde koyu kahverengi veya siyahtır.