Göz Merceği, Gözün Objektif Ayarı

 

Göz merceği, iris ile gözbebeğinin hemen arkasında yer alır. Görevi göze gelen ışık ışınlarını kırarak ağ tabakaya odaklamaktır. Şeffaf, katı, elastik ve sarımsı renkte olup protein liflerinden oluşmuştur. İki kenarı da dışbükey olan bu saydam yapının şekli büyüteç merceklerine benzer.

Lensin (göz merceği) şekli, etrafında bulunan kaslar yardımıyla değişebilir. Bu sayede göze farklı açılardan gelen ışık sürekli ağ tabakaya odaklanır. Örneğin, yakına bakıldığında göz merceğinin çevresindeki kaslar kasılır, merceğin ortası bombeleşir. Uzağa bakıldığında kaslar gevşer, mercek uzayarak incelir ve uzaktaki nesnelerin görüntüleri netleştirilir.

Lenste de korneada olduğu gibi kan damarları bulunmaz ve lens göz sıvısı ile beslenir.

Lens insan hayatı boyunca büyümeye devam eder (ama gittikçe yavaşlayan bir oranda) ve bu süreç sonunda elastikiyetini kaybeder. En yaşlı kısımlarda hücre katmanları tamamen izole olup yeterli besin ve oksijenden mahrum kalır ve ölürler. Sonunda mercek sertleşir ve kavisleşmesi zorlaşır. Yakın mesafe görüşüne adapte olabilme kabiliyeti kaybolur. Bu durumda insanlar gazeteyi okuyabilmek için yazıyı bir kol boyu uzak tutmaya çalışırlar. Yakın mesafe görüşlerini desteklemek için de gözlük kullanılmaya başlanır.

Göz merceğinin sahip olduğu özellikleri bir ömür boyu koruyamaması üzerinde düşünülmesi gereken bir konudur. Tıpkı vücuttaki diğer organlar gibi göz de yaşlanma sürecinde mükemmelliğini kaybeder. Bu vesileyle Allah insanda, yaş ilerledikçe yaşlanmanın alametlerini gösterecek izler oluşturur. Dünya hayatının geçici olduğu, insan bedeninin bir gün yok olacağı gibi gerçekler buna benzer pek çok vesile ile bize hatırlatılır. Düşünen ve aklını kullanan insanlar için her gördüklerinde ibretler vardır.

Göz merceğinin görevi kamera merceğinin görevi ile aynıdır. Kamera objektiflerinde, ışığın uzaklığa göre istenilen bölgeye odaklanması için elle veya otomatik olarak mercek ayarı yapılır. Gelişmiş bir kameraya yakından bakıldığında mesafe ayarı yapılırken objektifin kendi ekseni etrafında döndüğü görülür. Bu ayarın yapılması için geçen zamanda görüntüde bir bulanıklık olur.

Göz merceğinin yapısı yukarıda bahsedilen kameralardan kat kat daha üstündür. Öncelikle göz merceğinin boyutu kamera objektiflerine göre çok küçüktür. Objektiflerin yapımında da göz merceğinin çalışma ilkeleri taklit edilmiştir. Kameralarda kullanılan objektifler yıllar süren araştırmalar sonucunda bugünkü teknolojik düzeylerine kavuşmuşlardır. Bilimadamları göz kadar mükemmel bir optik sistem yapmayı henüz başaramamışlardır.

Gözünüz bir kamera gibi sık sık arıza yapmaz, bakıma ihtiyaç duymaz. Bir kamera özel fabrikalarda, birçok farklı materyal (plastik, metaller, cam vs.) kullanılarak, mühendislerin tasarımlarına göre, bu konuda uzman teknisyenler tarafından üretilir. Göz ise anne karnında tek bir hücrenin bölünerek çoğalması sonucunda oluşmuştur.

Başınızın üzerine bir kamera bağlayıp, çekim yaparken koşsanız veya yürüseniz, kaydedilen görüntüde kaymalar ve sarsıntının izleri olur. Oysa tıpkı başınızın üzerine bağlanmış bir kamera gibi çekim yapan gözünüz yürürken hiçbir rahatsızlık hissettirmez. Görüntüde bir sarsıntı veya kayma olmaz.

Akla gelebilecek bir başka soru merceği oluşturan kasların neden ışığı retinaya düşürmek istedikleridir. Hiçbir insanın aklında ''gözüme giren ışınları retina tabakasına düşüreyim de rahat göreyim" diye bir düşünce yoktur. Genelde çoğu insanın ne retinadan ne de göz merceğinden haberi vardır. Ama bu küçük organlar gün boyu insanlar için akıl almaz hesaplar gerektiren işlemler yaparlar. Merceğin böyle bir şeyi kendi kendine yapması için retinanın görevini, görmenin nasıl bir şey olduğunu, beynin yapısını, fotonların ne işe yaradıklarını bilmesi gerekir. Ancak bu şekilde üzerine düşen ışığı retina üzerine sürekli odaklamaya çalışacaktır.

Elbette ki ne merceğin ne de merceği oluşturan hücrelerin kendilerine ait bir iradeleri yoktur. Mercek, kornea, iris, retina, bunları oluşturan hücreler, etraflarındaki kaslar, beyin, hepsi Allah'ın kendilerine ilham ettiği şekilde görevlerini yine Allah'ın izniyle gerçekleştirirler.