Retina

 

Retina, kornea ve mercekten kırılarak geçen ışınların düştüğü tabaka, diğer bir deyimle görüntünün oluştuğu bölgedir. Buraya düşen görüntü elektrik sinyallerine çevrilerek beyne gönderilir (Şekil 1.15).

Kamera için film ne demekse göz için de retina aynı anlamı taşır. Tıpkı fotoğraf filminin objektifin arkasında bulunması gibi, retina gözün arkasında bulunur ve odaklanan nesnenin görüntüsü burada oluşur.

Fotoğraf makinelerinde bir imajın görüntüsü kaydedildikten sonra film bir sonraki kareye geçer. Buna karşın üzerine her an farklı bir görüntü düşen retinanın değiştirilmesine gerek yoktur çünkü kendi kendini yeniler. İnsanın yaşamı boyunca oluşan, sayılamayacak kadar farklı imajı, eskimeden ve bozulmadan görüntüler, üstelik bir ömür boyu kullanılır.10

Retinanın yapısı ise oldukça ilginçtir. Retinadaki hücreler üstüste yerleşerek son derece ince, 11 ayrı tabaka oluştururlar (şekil 1.16-1.17). Görüntünün düştüğü nokta 9. kattadır. Bu noktanın çapı yaklaşık 1 milimetredir. İnsan bir bakışta kilometrelerce karelik alanı bu nokta üzerinde görür. İnsanın bütün dünyasının bu küçücük alan üzerinde oluştuğu, bugüne kadar gördüğü herşeyin varlığının bu küçük alan sayesinde algılandığı ve bu noktanın da sonuçta çok küçük bir et parçası olduğu gerçeği hiç unutulmamalıdır.

Retinanın arka tarafında, ışığı algılayan çubuk ve koni hücreleri bulunur. Bu iki tip hücrenin görevi, üzerlerine düşen ışığı elektrik sinyallerine çevirmektir. Mikroskop altındaki biçimleri nedeniyle bu isimlerle adlandırılırlar. Çubuk hücrelerin sayısı 120 milyon, konilerin sayısı 6 milyondur. Yani gözde bir koni hücresine karşılık 20 çubuk hücresi vardır.

Sadece dış görünüşleri ve sayıları değil, bu hücrelerin algılama şekilleri de farklıdır. Çubuk hücreleri hafif ışığa bile yanıt verebilirler. Koni hücrelerinin çalışabilmeleri için ise daha güçlü ışık gerekir.

Çubuk hücreler yalnızca ışığa karşı duyarlıdır. Yani nesnelerden gelen ışığa göre ancak siyah-beyaz bir görüntü oluştururlar. Çubuk hücreleri az ışıkta bile görev yapabilecek kadar duyarlıdırlar. Ancak nesnelerin ayrıntılarını çözümleyip, renklerini saptamazlar.

Gece yıldızlara bakarken ya da karanlık bir sinemada koltuk bulmaya çalışırken gözümüzün retinasındaki çubuk hücrelerin sağladıkları görüntü sayesinde hareket ederiz. Retinadaki çubuklar yalnızca ışığa karşı hassas oldukları için oluşan görüntüde sadece şekiller belirgindir, renkler ise belirgin olmaz. Bu yüzden karanlıkta bütün nesneler siyah ve grinin tonları şeklinde algılanır.11

Yukarıdaki satırlarda, koni ve çubuk hücrelerinin ışık enerjisini elektrik enerjisine çevirdiklerinden bahsettik. Bu çevrim son derece karmaşık bir olaydır. Bu mucizevi işlem nasıl gerçekleşir? Niçin, nasıl ve hangi mantıkla bir hücre ışık enerjisini elektrik enerjisine çevirir? Bu bilgiye nasıl sahip olmuştur? Sahip olduğu yapısal özellikleri -ki bu son derece özel bir yapıdır- nasıl kazanmıştır? Dahası enerji dönüşümü yapabilmelerinin ötesinde bu hücreler renk ve şekil gibi kavramlara göre iş bölümüne sahiptirler. Bu kadar özel bir yapı ve iş bölümünü hücreler nasıl gerçekleştirmişlerdir?

Bir koni veya çubuk hücresi tek başına hiçbir işe yaramaz. Hatta bu hücrelerin binlercesinin birarada bulunması da hiçbirşey ifade etmez. Bu hücrelerin muhteşem bir planlama sonucunda retina üzerine özel olarak yerleştirilmeleri, kendilerini beyine bağlayacak sinir yollarına, üzerlerine ışığı düşürecek mercek, kornea gibi organellere, kendilerini besleyecek bir kılcal damar ağına sahip olmaları gerekir. Bütün bunların yanında eğer gönderdikleri sinyalleri çözecek bir beyin olmasa varlıklarının hiçbir anlamı olmaz. Üstelik insan ilk ortaya çıktığından beri bu sistem eksiksiz olarak var olmalıdır. İlk insandaki daha sonra yaşamış olan bütün insanlardaki retina da bu özelliklere sahiptir. Şu anda çevrenizde gördüğünüz insanların gözlerindeki retina hücreleri de bu bilgilere sahiptir.

Işığı elektrik enerjisine çevirebilme yeteneğine sahip tek bir hücrenin olması bile büyük bir mucize iken, bu hücreden milyonlarcasının bir düzen içinde bulunmaları ve ortak bir amaca hizmet etmeleri çok daha büyük bir mucizedir. Korneada bulunan milyonlarca koni ve çubuk hücresinin gözün diğer organelleri ve beyin ile birlikte Allah tarafından yaratıldıkları çok açıktır. Allah insanı kusursuz bir düzen içinde yaratmıştır. Kendisinden başka ilah olmadığını Allah bir ayetinde şöyle bildirmiştir:

O, Hayy (diri) olandır. O'ndan başka ilah yoktur; öyleyse dini yalnızca kendisine halis kılanlar olarak O'na dua edin. Alemlerin Rabbine hamdolsun. (Mümin Suresi, 65)