Retinanın Boyası

 

Göze giren ışık, koni ve çubuk hücrelerini uyarabilmek için iki tabakadan geçer. Bu hücrelerin arkasında siyah bir pigment içeren melanin tabakası bulunur. Melanin, retinadan geçen ışığı emer, böylece ışığın geri yansımasını ve göz içinde dağılmasını engeller. Eğer bu tabaka olmasaydı gözün içine giren ışık her yana dağılır ve görüntü oluşmazdı. Pigment tabakasının görevi, kamera ve fotoğraf makinelerinin objektiflerine sürülen siyah boyanın (magnezyum tabakası) görevi ile aynıdır.

Konuya bir başka açıdan bakalım. Fotoğraf makinesinin merceği hakkında basit bir soru sorulsa, bu magnezyum karışımlı boyayı merceğe kim sürdü denilse, cevap hemen verilirdi: Mercek, üretildiği fabrikada, özel cihazlar tarafından boyanmıştır. Boyama fikri ise ışığın kırılmasını hesaplayan mühendisler tarafından ortaya atılmış, yapılan deneylerle boyama tekniği mükemmel bir seviyeye çıkarılmıştır.

Acaba aynı soru göz için sorulsa cevap ne olurdu?

Fotoğraf makinesinden çok daha üstün bir yapıya sahip olan göz, elbette kendi kendine tesadüfen değil, kendisini yaratan üstün bir akıl tarafından varedilmiştir.

Çok ilginçtir ki bazı insanlar fotoğraf makinesi gördükleri zaman onu yapan teknolojiye hayran kalırlar, ama çok daha üstün yapıda bir göz gördükleri zaman varlığını tesadüflere bağlarlar. Evrim denilen sahtekarlığa aldanıp yaratıcılarını inkar ederler.

Allah, yarattığı sistemin kusursuzluğunu insanlara göstermek için ibret olabilecek örnekler yaratmıştır. Örneğin, gözün içindeki melanin tabakasının önemi, "albino" hastalığı olan bir kişi incelendiğinde anlaşılır. Albinoların gözlerinde ve vücutlarında pigment maddesi bulunmaz. Albino bir kişi aydınlık bir ortama çıktığında, göze giren ışık, retinada pigment bulunmadığından, her yöne yansır. Bu yüzden kişiyi rahatsız edici parlak bir görüntü oluşur.14