2) Kara başlı yalı bülbülüyle yapılan deneyler

 

Profesör Peter Berthold, kuş göçünü 20 yıl araştırmış ünlü bir araştırmacı ve aynı zamanda Almanya'daki Max Planck Enstitüsü'nün Vogelwarte Radolfzell'de bulunan Ornitoloji (kuşbilimi) Araştırma Merkezi'nin başkanıdır. Bertholdve ekibi, binlerce göçücü kuşu biraraya toplayıp davranışlarını gözlemlediler. Sonuçlar şu şekilde ortaya çıktı:

a) Deney kuşları, içsel ve yıllık bir ritim gösteren bir göç davranışı ortaya koydular. (Bu içsel ve yıllık ritim, hayvanlarda görülen ve kış uykusu gibi fizyolojik düzenlemeler gerektiren davranışları düzenleyen genetik esaslı bir 'biyolojik saat'e dayanır). Kuşlar, değişmeyen, sabit aydınlık/karanlık döngülerine sahip ortamlarda tutuluyor olmalarına rağmen birçok değişiklik ortaya koydular: Kilolarında değişiklikler görüldü, tüyleri yenilendi ve yılın "uygun" dönemlerinde (ilkbahar ve sonbaharda) göç hareketliliği gösterdiler. Yani onlara göçü hatırlatacak hiç bir doğal ortam olmamasına rağmen, bedenlerindeki bir program, onları göçe hazırlıyordu. Bilim adamları bu duruma bakarak kuşların önceden programlandığı sonucuna vardılar.

b) Deney kuşlarının %97'si, doğada serbest kuşların yola çıktığı dönemle eş zamanlı bir hareketlilik başlattılar.

c) Deneye tabi tutulan değişik kuş türleri kendi göç davranışlarına uygun şekilde değişik hareketlilik seviyeleri ortaya koydular. Örneğin, göçlerinde daha uzun yol kateden kuş türleri daha uzun süren bir hareketlilik gösterdiler.

d) Melezleme deneyleri, göç etkinliğinin miktar ve model olarak popülasyonlara özgün olduğunu ve önceden programlanmış veya kalıtımsal olduğunu gösterdi.

Dahası deney kuşları, normal göç seyrinde beklendiği şekilde, Cebelitarık yakınlarında Akdeniz'i geçmekteyken yaptıkları gibi zamanı geldiğinde, yönlerini güneybatıdan güneye çeviriyorlardı. Dolayısıyla kuşlarda sadece ne kadar süre göç hareketliliği yaşanacağını değil, göçün hangi noktasında yön değiştireceklerini de tayin eden bir mekanizma bulunuyordu.

Bugün bilim adamları arasında kuşlardaki bu olağanüstü yeteneklerin önceden "programlanmış" olduğu kabul görüyor. Bu durum Science dergisinde yayınlanan bir makalede şöyle aktarılıyor:

"Genç kuşların, kendilerine kaç gün veya gece ve ne yönde uçmaları gerektiğini söyleyen içsel göç programlarıyla donanmış olduğuna dair sağlam kanıtlar bulunuyor"71

Bilim adamları yaptıkları başka araştırmalarda penguenlerin yol bulmak için güneşi kullandıklarını belirledikleri gibi onların biyolojik saatlerini de keşfettiler. Ve şu sonuca vardılar; penguenlerin biyolojik saati geldikleri yöne göre ayarlı idi. Eğer Cape Crozier pengueni ise Cape Crozier'in zamanına göre işlemekteydi. Ayrıca penguen yavrularının yollarını bulmada yetişkinler kadar yetenekli olduğunu da keşfettiler. Bunun anlamı penguen yavrularının bunu biliyor olarak doğduklarıdır.72 

Kısacası, göçte rol oynayan mekanizmalar kesin olarak ortaya çıkarılmış olmamakla birlikte bunların önceden programlanmış, doğumla birlikte aktarılan davranışlar olarak ortaya çıkardığı yaygın kanıdır. Peki ama nasıl olmaktadır da kompleks bir davranış kalıtımla aktarılabilmektedir? Genlerde, davranışı tarif eden bir program mı vardır?

Canlılarda göç davranışı kalıtım yoluyla aktarılıyorsa da bu kalıtımın nasıl sağlandığı konusu çok önemlidir. Hayvanlar olağanüstü derecede kompleks, detaylı göç davranışları göstermektedirler. Binlerce kilometre süren uçuşlar, bu uçuşlar için önceden yapılan hazırlıklar, uçuş sırasındaki yön bulma ve navigasyon yetenekleri, tüm bunlar genlerdeki amino asit dizilimleriyle mi belirlenmiştir?

Eğer üstteki sorunun cevabı "evet" ise, yani eğer genlerde göçü tarif eden bir program varsa, bu da evrim teorisi adına büyük bir çıkmazdır. Çünkü, bu denli kompleks bir bilginin varoluşu ve genlerde kodlanışı, evrim mekanizmaları ile açıklanamaz. Hayatın kökeni, yeni organların ve biyolojik yapıların kökeni gibi konularda olduğu gibi, burada da doğal seleksiyon ve mutasyon ile açıklanamayacak kompleks ve detaylı bir bilgi vardır. Göçü tanımlayan bir bilginin varlığını rastlantısal mutasyonların ürettiğine inanmak, bir "yol haritası"nın kağıda yanlışlıkla dökülen mürekkep tarafından çizildiğine inanmak gibidir. Elbette mantıklı ve sağduyulu bir insanın böyle imkansız bir olayın gerçekleştiğine inanması mümkün değildir. Mantıklı olan açıklama, bilginin rastlantıların değil bilinçli bir zihnin eseri olduğunu kabul etmektir. Bir diğer deyişle, mantıklı olan, kuşların göç bilgisinin, onlara Yaratıcı tarafından verildiğini kabul etmektir.

Göç eden canlıların hücrelerinde kodlu olan bilgiler de zaman içinde kör ve şuursuz atomların, moleküllerin yine kör ve şuursuz tesadüflerle biraraya gelmesi sonucunda meydana gelmemiştir. Bu muazzam bilgi bu canlıları yaratan Allah'ın sonsuz kudretinin eserlerindendir.