Hücre Çekirdeğindeki Haberleşme ve Ulaşım

 

Bilindiği gibi, hücre çekirdeği, tüm fiziki özelliklerimizin en ince ayrıntısına kadar kodlu olduğu bilgi bankasını yani DNA molekülünü barındırır. Hücre içindeki pek çok işlem de DNA'daki bilgilere göre yürütülür. Dolayısıyla hücre çekirdeği ile sitoplazma ve diğer organeller arasında her an yoğun bir protein trafiği söz konusudur. İşte bu trafik ve haberleşme de harika bir şekilde, tam olarak hücrenin ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde düzenlenmiştir.

Hücre çekirdeği diğer organellerden farklı olarak, çift taraflı bir zarla sarılıdır. Bu zar üzerinde proteinlerin giriş çıkış yaptıkları geçiş kompleksleri bulunur. Bunlara geçiş kanalı değil de geçiş kompleksi denmesinin nedeni, sahip oldukları özel yapıdan kaynaklanır. İşte bu özel sistem sayesinde, RNA ve DNA gibi nispeten büyük molekül grupları geçiş yapabilir; transfer sırasında, protein ve moleküllerin hassas yapıları da herhangi bir zarar görmez. Geçiş kompleksi tam açıldığında, diğer organellerdeki kanalların 10 katı büyüklüğüne ulaşır. Araştırmalar her geçiş kompleksinden saniyede 10 giriş ve 10 çıkış yapıldığını göstermektedir.59 Bilimsel çalışmaların ortaya koyduğu diğer bir gerçek de proteinlerin hücre çekirdeğine giriş çıkışlarının "karyopherin" denilen bir rehberin aracılığıyla gerçekleştirildiğidir. Farklı türleri olan bu özel rehber, proteinlere bağlanarak onları geçiş kompleksine yönlendirir. Ayrıca değişik protein ve enzimler de transfer operasyonunda görev alırlar.

Protein transferindeki içiçe geçmiş olağanüstü karmaşık sistem evrimci bilim adamlarını bir kere daha çaresizliğe düşürmektedir. Öyle ki Prof. Günter Blobel bu yapıdaki kompleksliği, "geçiş kompleksindeki transfer mekanizmalarının detayları hala bilinmiyor"60 şeklinde itiraf etmektedir. Örnek olarak iletişimi kuran ve geçişi yönlendiren karyopherini ele alalım; sadece bu parçacığın anlaşılan fonksiyonları üzerine yazılmış bilimsel makaleler binlerce sayfadır. Tek bir parçacıktaki olağanüstü tasarım, yaratılışın apaçık bir göstergesidir. Farklı özellikler ve yapılara sahip birçok rehber parçacığın var olduğu da dikkate alınırsa, Allah'ın sonsuz ilmiyle herşeyi kuşattığı daha iyi anlaşılır.