VÜCUTTA SEÇİLEN MADDELERİN HASSAS DENGESİ

 

Her bir hücrenin girişi kötü maddeleri dışarıda bırakıp, iyi maddeleri içeri alan… bir zar tarafından tutulmaktadır. Ama neyin içeri girip, neyin dışarı çıkacağını kim ya da ne belirlemektedir?

Gerald L Schroeder

 

Hücre kendi içine alacağı malzemelerin seçiminde olağanüstü hassastır. Hücre ancak önüne gelen bir maddenin kendisine faydalı mı zararlı mı olacağını tespit ettikten sonra bu maddeyi içerisine alır. Ancak burada sorulması gereken soru, bu seçimi kimin yaptığıdır. Cevabı tesadüf gibi akıl ve mantık dışı bir açıklamaya sığdırmaya çalışmak ise kuşkusuz gerçeklerden kaçıştır.

Bir yığın toz metali önünüze koysalar, hangisinin demir ya da bir başka faydalı metal olduğunu anlamanız ne derece mümkün olurdu? Üstelik bu ayrımı aralıksız bir şekilde hızla yaptığınızı ve en ufak bir hatada hayati sonuçlarla karşılaşacağınızı düşünürseniz, hücrede sergilenen bu yeteneğin önemi daha da iyi anlaşılacaktır. Örneğin beyin, ihtiyaç durumunda bağırsağa demir emmesi ya da fosfor eksikliği durumunda fosfor emmesi emrini verir ve bağırsağı oluşturan hücreler hemen demir ya da fosforu emerler. Aynı durum tersi için de geçerlidir. Bu gibi metallerin fazlalığı durumunda da, beyinden gelen atma emri üzerine demir hücreden dışarı atılır. Benzer şekilde böbreği oluşturan hücreler de kandaki kalsiyum fazlalığının miktarını tespit edip buna göre fazlasını hücre dışına atarlar. Peki şuursuz atom ve moleküllerin biraraya gelmesiyle oluşan hücreler nasıl olup da mineralleri tanıma ve vücuttaki miktarı ihtiyaca göre ayarlama yeteneğine sahiptirler? Öte yandan beyin hücrelerinin, ihtiyaç olan maddelerin emilmesi için emir vermesi de başlı başına tesadüf iddialarını yalanlayan bir konudur. Bu hücreler sorumluluklarını bilmekte, emirler vermekte ve bu emirler, özel haberci sıvılar aracılığıyla örneğin bağırsak hücrelerine ulaştırılmaktadır. Buradaki hücreler de emri anlamakta ve kusursuz bir şekilde görevlerini yapmaktadırlar. Yani önlerine gelen demir atomunu tanımakta, "bu demir" diyerek seçip içlerine almaktadırlar.

Peki bu hücrelerin böylesine şuurlu bir hareket içinde olmaları nasıl mümkün olmaktadır? Ait oldukları bedenin canlılığı için seferber olacak yüksek sorumluluk bilincini nereden kazanmışlardır? Böylesine organize hareketleri hücrelerin kendi kendine edindiğini kabul etmek ancak bir mantık hezimetidir. Elektron mikroskobu yardımı olmaksızın gözle görmenin mümkün olmadığı hücreleri kusursuzluk içinde var eden ve bir düzen içinde yaratan Allah'tır. Rabbimiz'in benzersiz yaratışı ve sonsuz ilmi, canlılığın her detayında hiç kimsenin gizleyemeyeceği kadar açıktır.