Tam ve Mükemmel Çalışan Sistem

 

Yukarıda anlattığımız birbiri ile bağlantılı bu muazzam sistemin tek bir halkasının eksik olması durumunda ne olur? Bu, son derece önemli ve evrimcilerin bu konudaki iddialarını tümüyle geçersiz kılan bir sorudur. Bu zincirin tek bir halkasını devreden çıkardığımızda kan, pıhtılaşma işlevini yerine getiremeyecektir.

Bu durum ne tip sonuçlar doğurabilir? Normal şartlarda bir insan, vücudunda bir Stuart faktörünün veya başka bir proteinin eksikliğini hissetmez. Ancak vücudun herhangi bir yerinde kanama başladığında bu eksiklik kendisini hemen gösterir hatta bunun sonuçları hayati olabilir. Başlayan kanama bir türlü durmaz ve kesik küçük olsa bile son derece büyük bir sorun haline gelebilir. Dışarıdan etki bu şekildedir. İçeride ise, aniden başlayan iç kanamalar eklemlere ve kıkırdaklara oldukça büyük zararlar vermeye başlar ve kanamalar durdurulamazsa sonuç kaçınılmaz olarak ölüm olur.

Hemofili hastalığı bu duruma en önemli örnektir. Bu hastalıkta kandaki pıhtılaşma sisteminin "sadece bir üyesi" fonksiyonunu yerine getirememektedir. Bu durum, kanın pıhtılaşmasını tümüyle engeller. Pıhtılaşamayan kan, açılan herhangi bir yaradan hiç durmadan dışarı akacaktır. Dışarıdan bir basınçla engellense bile, yara hiçbir şekilde kapatılamayacaktır. Bu sorunun halledilmesi için genellikle kişiye taze plazma takviyesi yapılır veya yetersiz olan pıhtılaşma faktörü kanama bölgesine verilir.68 Tek bir faktörün eksikliği, sistemi tamamen işlevsiz hale getirmektedir. Ve eğer söz konusu tıbbi müdahaleler gerçekleşmezse, kanın akışını durdurmanın başka bir yolu yoktur.

Hayali evrim sürecinin hiç var olmadığının delillerinden biri de pıhtılaşma sistemindeki mükemmellik ve kompleksliktir. Darwinistlere göre her faktör aşama aşama gelişmiştir ve bu durumda aşamaların her biri tek başına işlevsizdir. Pıhtılaşma sistemi ancak milyonlarca yıl geçip, tüm elemanlar "tesadüfen" biraraya gelebilmeyi başardıklarında, görevini yapmaya başlayacaktır… Kuşkusuz ki canlıların böyle bir gelişimi bekleyebilmeleri mümkün değildir. Sadece bu gerçek bile evrimin tümüyle hayali bir süreç olduğunu göstermek için yeterlidir.

Mechanisms in Blood Coagulation, Fibrinolysis and the Complement System (Kanın Pıhtılaşmasındaki Mekanizmalar, Fibrinoliz ve Kompleman Sistem) isimli kitabın yazarı Torben Halkier, pıhtılaşma sistemindeki indirgenemez kompleksliği şu şekilde ifade etmiştir:

"Bu tip bir sistem kendi başına bırakılamaz. Pıhtılaşma işlemindeki başarı, her işlemde oluşan pek çok ince ayarlı modülasyon ve düzenlemenin bir sonucudur. Biraz daha az veya biraz daha çok aktivite organizma için eşit seviyede zarar vericidir. Kanın pıhtılaşmasında asıl konu düzendir."69

Pıhtılaşma zincirindeki tek bir halkanın hatta bu halkayı oluşturan tek bir genin bile evrimcilerin iddia ettiği gibi tesadüfen oluşamayacağını, Leigh Üniversitesi biyokimya profesörü Michael Behe ise şu şekilde açıklamaktadır:

"Kanı pıhtılaştıran proteinlerin, genlerinin şöyle bir karıştırılmasıyla oluştuğunu söylemek, düzenli ve anlamlı bir paragraf oluşturmak amacıyla ansiklopediden rastgele seçilen cümleleri biraraya getirmeye benzer."70

Bu sistemin rastgele oluşma olasılığının imkansızlığı ise şu şekilde hesaplanmıştır:

"Kan pıhtılaşma sistemine sahip hayvanların kabaca 10.000 geni olduğunu düşünelim. Bunların her biri ortalama üç ayrı parçaya ayrılmıştır. Bu da toplam olarak 30.000 gen parçası demektir. TPA'nın (pıhtılaşmada rol oynayan proteinlerden bir tanesi) dört ayrı çeşit baskın geni vardır. 'Farklı karıştırmalar' yoluyla bu dört baskın geni biraraya getirme ihtimali, 30.0004 kadardır. Bu da yaklaşık olarak 1/109 demektir. Bir milyon kişinin her sene piyango oynadığı varsayılırsa, herhangi birinin (belirli bir kişi değil) oyunu kazanmasından önce, yaklaşık bin milyar sene geçmesi gerekmektedir. Bin milyar sene şu an evrenin tahmin edilen yaşının yüz katı kadardır."71

Profesör Behe'nin de belirttiği gibi "Dünyada hiç kimsenin pıhtılaşma şelalesinin nasıl meydana geldiği hakkında mutlak bir fikri yoktur."72 Burada önemli olan, sistemin tesadüflerle oluşamayacak kadar kompleks, kusursuz ancak üstün bir Yaratıcı'nın eseri olabilecek kadar mükemmel olduğunu görebilmektir. Yeryüzünde hakim olan akıllı tasarımın varlığını anlamak vücudumuzdaki gözle görülmeyen sistemlerin her aşamasında benzeri olmayan bir "aklın" büyük bir ihtişamla ortaya çıktığını kavramaktır. Aklını kullanabilen hiçbir insan, bu gerçekleri görmekte tereddüt etmeyecektir. Allah'ın mutlak varlığı, tüm ihtişamı ile gözler önündedir. Allah, insanın kusursuz yaratılışını bir ayetinde şu şekilde açıklamaktadır:

O'dur ki, sizi topraktan, sonra bir damla sudan, sonra bir alaktan (embriyo) yarattı; sonra sizi bir bebek olarak çıkarmakta, sonra güçlü (erginlik) çağınıza erişmeniz, sonra da yaşlanmanız için size (belli bir ömür vermektedir). Sizden kiminin daha önce hayatına son verilmektedir; adı konulmuş bir ecele erişmeniz ve belki aklınızı kullanmanız için (Allah sizi böyle yaşatır). (Mümin Suresi, 67)