Kalp Hücrelerinin Zamanlaması

 

Kalbin, zamanlaması kusursuz olan bir düzeni vardır. Bu da kalbi oluşturan hücreler arasındaki koordinasyon ve haberleşme ile sağlanır. Burada elbette ilk dikkati çeken yine hücrelerde tecelli eden "akıl"dır. Kalbi oluşturan bu akıllı hücreler akımı, kalbin diğer tarafına doğru saniyede yaklaşık 60 cm hızla gönderirler. Sinyal, S.A yumrusu adı verilen bir bölgeden gönderilmiştir. S.A yumrusunu oluşturan hücrelerin sinyali ürettikleri süre ise saniyenin 14'te biri kadardır. Burada ikinci akımı üreten hücreler bulunur ve A.V. yumrusu adını alırlar.

Akım, hızla ilerlerken sırayla iki kulakçığı harekete geçirir ve kan toplamak için bunların kasılmalarını sağlar. Hala ilerlemekte olan elektrik akımı tam karıncık kaslarına ulaşacakken, sağ kulakçık ile sağ karıncık arasındaki kas dokusunda bulunan özel ipliksi hücreler tarafından durdurulurlar. Bu durum, akımın karıncığa ulaşırken gecikmesine neden olur. Akım, saniyede 20 cm hıza düşer ve saniyenin 16'da biri gibi bir sürede iletilmeye başlar. Bu gecikme son derece önemlidir. Bu gecikme nedeni ile karıncıklar kasılmadan, kulakçıklar kendi içlerini kanla doldurmuş ve pompalamak için hazırlanacak fırsat bulabilmişlerdir.92 Kalbin senkronize hareketinin sırrı budur.

Kalbin elektriksel sisteminde üzerinde durulacak detaylar bunlarla da sınırlı değildir. Bu elektrik sisteminin mucizevi özelliklerine bir örnek, ilk akımı başlatan S.A yumrusudur. Aslında kalbin diğer bölümleri de kalp kaslarını harekete geçiren S.A yumrusu ile aynı yeteneğe sahiptirler. A.V. yumrusu da, iki karıncığı birbirinden ayıran Purkinje lifleri de böyle bir akımı üretip kalbi harekete geçirebilirler. Peki acaba neden bu görev sadece S.A yumrusuna bırakılmıştır? Bunun nedeni S.A yumrusu ile iletilen akımın diğerlerinden kayda değer derecede hızlı olmasıdır. S.A yumrusu, kendiliğinden uyarı oluşturabilen dokuların uyarıları henüz doğmadan önce onları uyarır. İşte bu hızından dolayı, tüm elektriksel hareketi S.A yumrusu başlatır. Eğer akım diğer yumrularda başlatılsaydı, bu durum vücudun çeşitli organlarına kan gitmemesine veya geç gitmesine neden olacaktı.93 Bunun sonuçları ise kuşkusuz son derece ciddi boyutlarda olacaktı. Nitekim, ilk 4-5 saniye içinde beyne kan gitmemesi, kişinin bayılmasına neden olacak ve bu süre daha da uzarsa, ölüm meydana gelecekti.

Bütün bu özelliklere bakarak kalbin, kendi enerjisini kendisi üreten ve bu enerji ile son derece senkronize ve uyumlu bir şekilde hareket eden şuurlu bir canlı olduğunu görürüz. Hareketin başladığı yer, belli miktarda hücreden oluşan küçük bir yumrudur. Bu hücre topluluğu, akımı ne kadar hızla iletmesi gerektiğini bilir. Aksi takdirde kalp, kendi üzerine düşen görevi yerine getiremeyecek ve kanı pompalamayacaktır. Kalp aynı zamanda kendi ürettiği elektrik akımının miktarını da çok iyi tespit eder. Eğer ölçülemeyecek kadar küçük miktarda bir akım kontrolsüz olarak bu bölgeden geçerse bu durum, sonucu ölüm olabilecek sorunlara neden olur.94

Bunların dışında, kalbin kendi senkronizasyonunu kendi ayarlama özelliği vardır. Yan yana bulunan kalp hücrelerinde hangisinin kasılma ve gevşeme ritmi daha yüksekse diğerini kontrol altına alır. Bu senkronizasyon bozulursa, bir hücre kasılırken diğeri gevşerse, gerektiği gibi bir pompalama olmaz. Bunun sonucunda da kısa bir zaman içinde kalp durur ve bu durum saniyeler içerisinde ölüme neden olur.95

Kısacası kalp, sürekli enerji üreten, kanı koordine eden, Allah'tan aldığı ilham ile kendi kendine kasılıp gevşeyen, kendi düzenini kendisi ayarlayabilen hem akıllı, hem de planlama, hesap yapma, tedbir alma ve hızlı hareket etme özelliklerine sahip özel hücrelerden oluşmuştur.