Dev Dolaşım Ağının Geri Dönüş Yolu: Toplardamarlar

 

Karbondioksiti yüklenip geri dönmeye hazırlanan alyuvar hücresi, kılcal damardan uzaklaşırken içinde bulunduğu tünel gitgide genişler. Kendisine, pek çok alyuvar hücresi ve diğer başka hücreler katılmıştır. Kalabalık bir ordu şeklinde gitgide genişleyen bir tünele doğru yollarına devam ederler. Kendilerini harekete geçiren yüksek basınç artık azalmıştır. Bundan sonra daha ağır bir şekilde ilerlemeleri gerekmektedir. Taşıdıkları yük ise karbondioksittir. Oksijenin sağladığı açık kırmızı renk neredeyse tamamen yok olmuştur. Taşıdıkları karbondioksit nedeni ile kanın rengi artık mora dönük koyu bir renktir.

Alyuvarın yoluna devam ettiği bu dev tüneller, toplardamarlardır. Bu damarlar, vücudu dolaşan hücrelerin eve dönüş yoludur. En geniş toplardamar, bir kalem kalınlığındadır.110 Kandaki hücreler, dokulardan topladıkları karbondioksiti ve diğer atıkları, vücuttan dışarı atmak ya da değerlendirmek üzere ana merkeze götürmektedirler. Kalp, kendisine dönen iki büyük toplardamarı karşılar. Bunlardan bir tanesi, beyin ve göğüsten dönen üst vena cava, diğeri ise mide ve vücudun alt kısmından geri dönen alt vena cava'dır. Kalbe dönen bu toplardamarlar sayesinde karbondioksit akciğerler yoluyla dışarı verilecek, onun yerine alınan yeni oksijen atomları ile kan hücrelerinin hiç bitmeyen bu yolculukları tekrar baştan başlayacaktır. Küçük alyuvar hücresi, aynı görevi defalarca yerine getirecektir. Tek bir gün içinde bu uzun yolu "tam 1000 kere", hiç yorulmadan ve dinlenmeden katedecektir.111

Toplardamarlar, tıpkı atardamarlar gibi son derece büyük damarlardır. Ancak bunların çeperleri, kasları bulunduğu halde atardamarlardan incedir. Bunun en önemli sebebi kanın, geri dönüş yolunda artık şiddetli bir basınç ile akmıyor oluşudur. Toplardamarların, basınca karşı koyma gibi bir zorunluluğu olmamasına rağmen kaslara sahip olmasının son derece önemli bir sebebi vardır. Toplardamarlar, kasları sayesinde kasılıp genişleyerek fazla miktarda kanı depo edebilme gibi bir yeteneğe sahiptirler. Depoladıkları bu kanı, dolaşımın herhangi bir yerinde ihtiyaç olduğu zaman hazır durumda tutarlar.112

Burada şu önemli bilgiyi vermek yerinde olacaktır. Dolaşım sistemindeki bütün kanın %84'ü büyük dolaşımda kullanılır. Bu miktarın %64'ü ise toplardamarlarda dönüş yolculuğundadır. Atardamarlarda gezen kan oranı sadece %15'dir. Vücutta 60.000 km.'lik bir alan kaplayan kılcal damarlarda ise sadece %5 oranında kan bulunmaktadır. Kalp, kanın %5'ini, küçük dolaşım ise %9'unu kullanır.113 Verdiğimiz bu bilgilerde en dikkat çeken yön kuşkusuz toplardamarların sahip olduğu yüksek oran ve kılcal damarların sahip olduğu son derece düşük orandır. Toplardamarlar, büyük dolaşımda atardamarlardaki ve kılcal damarlardaki toplam kanın 3 katı kadar kan taşırlar. Toplardamarların bu kadar yüksek oranda kan taşımaları, biraz önce belirttiğimiz gibi bir depo görevi görmelerinden kaynaklanmaktadır. Kılcal damarların içerdiği kan miktarı ise, yaptıkları iş ile kıyaslandığında oldukça düşüktür. Bu ince damarlara, daima kontrollü bir madde akışı vardır.

Vücutta kan kaybı meydana geldiği ve kan basıncı düşmeye başladığı zaman, dolaşımın çeşitli bölgelerinde basınç refleksleri doğar ve bunlar toplardamarlara çeşitli sinyaller gönderirler. Mesajı alan toplardamarlar bu bilgi doğrultusunda kasılmaya başlar. Toplardamarlar, bu özellikleri sayesinde vücuttaki kan eksikliğini rahatlıkla giderebilmektedir. Vücutta toplam kan hacminin %20'si bile eksilse, toplardamarların sahip oldukları bu özel depo sayesinde bu sorun hemen giderilir ve dolaşım sistemi normal bir şekilde fonksiyonunu sürdürmeye devam eder.

Basıncı oldukça az olan toplardamarlar içindeki kanın vücutta hareket etmesi -özellikle de akciğere yani yukarı doğru hareket etmesi- zor gözükmektedir. Ancak bu sorun, vücuttaki mükemmel bir sistem ile çözülmüştür. Hareket ettiğimiz her an, bedenimizde bulunan kaslar toplardamarların üzerine basınç yapar ve bu damarlardaki kanın hareketlenmesine yardımcı olurlar. Bacak damarlarımızdan kaslar sayesinde kanın yukarı çekilmesi için uygulanan basınç, yerçekiminin yere doğru uyguladığı kuvvete eşittir. Toplardamarlar, bacak kol gibi hareketli bölgeleri geçip iskelet kaslarından uzaklaştığında ise ona yardımcı olan kaslar, solunum kaslarıdır. Akciğerin hemen altında bulunan ana toplardamardaki kan, her nefes alışımızla birlikte harekete geçer. Dolayısıyla genişleyen göğüs kafesinin meydana getirdiği basınç kanın kalbe doğru yol almasını sağlar.

Toplardamarların kanın akışını kontrol etmek için bunun dışında da mekanizmaları vardır. Bunlardan en önemlisi, atardamarlarda bulunmayan, sadece toplardamarlara özgü kapakçıklardır. Toplardamarlardaki bu kapakçıklar, tıpkı kalp kapakçıklarında olduğu gibi, kanın tek bir yönde akmasına olanak verir ve arkasından kapanırlar. Böylece basıncı az olan kanın geriye doğru akması engellenmiş olur.114 Atardamarlarda böyle bir mekanizmaya ihtiyaç yoktur. Çünkü basınç son derece yüksektir ve kanın geri dönüşü gibi bir ihtimal söz konusu değildir. Allah'ın son derece kusursuz ve detaylı yarattığı bu sistemde ihtiyaç olan ile olmayan ayırt edilmiş ve damarlar, kanı iletebilmek için kendilerine en gerekli sisteme sahip olmuşlardır. Damar ağının bu muazzam mekanizması, hiç şüphesiz "bir düzen içinde biçim veren" (A'la Suresi, 2) ve "kusursuzca var eden" (Haşr Suresi, 24) Allah'ın bir eseridir. Allah, insanı yaratmış ve bedenindeki sayısız kompleks mekanizmayı bu yaratılışa delil kılmıştır.

Aradaki bu büyük basınç farkına rağmen, atardamarlardan da toplardamarlardan da her saniye akan kan miktarı aynıdır. Vücudun böyle bir dengeye ihtiyacı vardır, aksi takdirde vücudun belirli yerlerinde kan birikmeleri meydana gelecektir. Toplardamarlarda, basınç dolayısıyla atardamarlardaki gibi "hızlı" akan bir kan yoktur. Yani toplardamarların, atardamarlarla eşit seviyede kan taşıması imkansız görünmektedir. Ancak durum hiç de öyle değildir, toplardamarlar çapları oldukça geniş damarlar olduklarından bol miktarda kan taşıyabilirler. Yani birinden hızlı, diğerinden ise damarın genişliği nedeni ile bol miktarda kan akar. Böylelikle iki ana damar arasındaki gidiş dönüş miktarı mükemmel bir şekilde dengelenir.115

Vücuttaki "dengeler", birçok insan için çok tanıdık bir kavram değildir. Çünkü bu dengelerden herhangi biri sebepsiz yere bozulmaya uğramaz. Bu nedenle pek çok insan yaşamını sorunsuz geçirir. Oysa vücudun içinde sürekli sabit olması gereken, asla bozulmaması, zarar görmemesi gereken sayısız denge vardır. Kanın bedendeki dolaşım sistemi de bu dengelerden bir tanesidir. Bu dengeyi olumsuz etkileyebilecek pek çok faktör vardır ama dengenin sabit kalması için oluşturulan düzen o kadar benzersizdir ki, kalpten çıkan kan miktarıyla kalbe dönen kan miktarı aynıdır. Bu dengenin bozulduğunu varsayalım; böyle bir durumda vücuda gönderilen kan geri dönemediği için vücudun belli yerlerinde toplanacaktır. Bu da, vücudun çeşitli yerlerinde ödemlerin ve damar çatlamalarından kaynaklanan yaraların oluşmasına neden olacaktır. Kalbe yetersiz kan döndüğü için temizlenen kan miktarı da oldukça az olacak ve kalpten yeni gönderilecek olan temiz kan, bedeni besleme konusunda yetersiz kalacaktır. Bir süre bu dengesizlik devam ettiğinde ise, vücut organları beslenemeyerek ölmeye başlayacaktır.

Gelen kan ile giden kan arasındaki oranın "eşit" olmasının önemini vurguladığımızda, bunun yine size özel yaratılmış bir tasarım olduğunu açıkça anlarsınız. Allah'ın, can bağışlayan, sağlık veren, dirilten ve yaşatan anlamlarına gelen Muhyi sıfatı, bu önemli örnek ile bir kez daha karşımıza çıkmış olur. Görüldüğü gibi detay detay incelenen herşey, bizi yaratan Allah'ı daha iyi tanımamızı, O'nun kudretini anlamamızı sağlamaktadır. Herşeyimizi O'na borçlu olduğumuzu bize göstermektedir. Allah'ın tüm yarattığı nimetler karşısında insanın yapması gereken ise Allah'a sürekli şükretmesi ve yaşamını O'nu razı edecek şekilde geçirmesidir. İnkarcılar, bunu yapmayarak, canlılardaki tasarımlara yaratılış dışında yeni açıklamalar arayarak Allah'ın apaçık varlığını diğer insanlara da inkar ettirebileceklerini zannederler. Oysa Allah, üstün, kuvvetli, güçlü ve mağlup edilmesi mümkün olmayan, galip olandır. Bu gerçek bir ayette şöyle belirtilir:

Allah, yazmıştır: "Andolsun, Ben galip geleceğim ve elçilerim de." Gerçekten Allah, en büyük kuvvet sahibidir, güçlü ve üstün olandır. (Mücadele Suresi, 21)

Toplardamarlardaki yolculuk sonrasında kan, temizlenmek üzere akciğerlere getirilir. Taşınan karbondioksit buradan dışarı atılacaktır. Vücutta oksijen taşıyan tek toplardamar ise akciğer toplardamarıdır. Akciğer toplardamarının neden böyle farklı bir görev üstlendiği ise, vücuttaki "küçük kan dolaşımı" incelendiğinde anlaşılacaktır.