Dokumacı Karıncalar

 

Dokumacı karıncalar ağaçlarda, kendilerine yapraklardan yuvalar yaparak yaşarlar. Yaprakları birleştirerek çok fazla nüfusu barındırabilecek, bir kaç ağaca hakim yuvalar oluşturabilirler.

Yuva oluşumunun aşamaları ilginçtir. Önce işçiler tek tek, koloni bölgesi içinde genişlemeye elverişli yerler ararlar. Uygun bir ağaç dalı bulduklarında dalın yapraklarına dağılır, yaprakları kenarlarından çekiştirmeye başlarlar. Bir karınca, yaprağın bir bölümünü kıvırmayı başardığında yakınındaki işçiler de buraya yönelir ve yaprağı birlik halinde çekmeye devam ederler. Yaprak, karıncanın boyundan daha geniş olduğunda ya da iki yaprağın beraber çekilmesi gerektiğinde, işçiler, birleştirilmesi gereken noktalar arasında canlı köprü vazifesi görürler. Daha sonra zincirdeki karıncaların bazıları, yanlarındaki karıncaların sırtlarına çıkarak zinciri kısaltır ve böylece yaprak uçlarını birleştirirler. Yaprak çadır benzeri bir şekil aldığında, bazı karıncalar bacak ve çeneleriyle yaprağı tutmaya devam ederken, bazıları da eski yuvaya gidip özel yetiştirilmiş larvaları bu bölgeye taşırlar. İşçiler, yaprağın bağlantı yerlerinde larvaları ileri geri sürterek onları bir ipek kaynağı olarak kullanırlar. Larvaların ağızlarının hemen altındaki girişten salgılanan ipekle yapraklar istenilen yerden tutturulur. Kısacası larvalar birer dikiş makinası gibi kullanılırlar.27

İpekleri için büyütülmüş olan bu bir kısım larva, diğerlerinden farklı olarak büyük ipek bezlerine sahiptir ama ebat olarak daha küçük oldukları için rahatça taşınabilirler. Larvalar mevcut olan bütün ipeklerini, kendi ihtiyaçlarını karşılamak yerine kolonininkini karşılamak üzere verirler. Genişlemiş olan ipek bezlerinden yavaş yavaş ipek üretmek yerine, en baştan bir kerede büyük miktarlarda ipek salgılarlar ve kendi kozalarını yapmaya yeltenmezler bile. Yaşamlarının kalan kısmında, larvaların yapması gereken herşeyi onların yerine işçi karıncalar yapacaklardır. Anlaşıldığı gibi bu larvalar, sadece “ipek üreticisi” olarak yaşamaktadırlar.28

Karıncalar içinde böyle bir işbirliğinin nasıl geliştiği bilim adamlarınca bir türlü açıklanamamaktadır. Bir başka açıklanamayan konu da, iddia edilen evrim süreci içinde, bu davranışın ilk olarak nasıl oluştuğudur. Böceklerin kanatlarında, omurgalıların gözlerinde ve diğer biyolojik mucizelerin varlığında olduğu gibi böylesine karmaşık ve yararlı bir

hareketin ilk canlılardan bu yana nasıl oluştuğu, Evrim’in temel ilkeleriyle açıklanamayan bir gerçek, daha doğrusu, Evrim’i savunanlar açısından bir çıkmazdır.

Larvaların günün birinde kendi aralarında bir şekilde anlaşarak, “bazılarımızın, bütün koloninin ipek ihtiyacını karşılamak amacıyla ipek üreticiliği yapması gerekiyor, ağırlığımızı ve ipek bezlerimizi ona göre ayarlayalım” şeklinde ortak bir karar almış olduklarını söylemek elbette akılca bir iddia olmayacaktır. O halde, larvaların ne yapmaları gerektiğini bilerek var olduklarını kabul etmek durumundayız. Bir başka deyişle, bu larvaları yaratan Allah, onları yapmaları gereken işe uygun olarak şekillendirmiştir.