Akasya Ağacı ve Karıncalar

 

Akasya ağaçları tropikal ve subtropikal bölgelerde yetişirler ve dikenli çalılar tarafından korunurlar. Afrika türü akasyada yaşayan bir karınca cinsi, dikenleri kemirerek kendisine bir giriş deliği açar ve sürekli akasya ağacında yaşar. Her karınca kolonisi bir veya birkaç ağacın üzerinde yaşar ve akasyanın yapraklarındaki nektarlarla beslenir. Ayrıca bu koloniler, ağacın üzerinde buldukları tırtılları ve diğer organizmaları yerler.

Akasyanın gövdesinde yer alan nektar, yağ ve protein yönünden çok zengindir. Bu gövdeleri ilk tanımlayan Thomas Belt, bunların bilinen tek işlevlerinin karıncaları beslemek olduğunu açıklamıştı. Karıncalar bu ağaçlarda yaşarlar, gövdelerinden salgılanan nektardaki şekeri alırlar ve larvalarını beslemek için kullanırlar.62

Peki bu üretimin karşılığında, ağacın karıncalardan beklediği nedir?

İşçi karıncalar bitkinin yüzeyinde yaşarlar; diğer böceklere hatta ne büyüklükte olursa olsun diğer canlılara karşı oldukça saldırgandırlar. Bitkiye yönelik herhangi bir saldırı durumunda ağaçtan iner ve karşı tarafa bir saldırıda bulunarak, acı verecek şekilde ısırırlar. Daha da ötesi, akasyaya bir metre yakınlıkta filiz veren diğer tüm bitkileri çiğner ve hırpalarlar. Karınca kolonisinin yerleştiği bir akasyaya dokunan diğer ağaçların dalları da aynı şekilde bozulmaya uğrar.63

Nitekim karıncasız akasya ağaçlarının, karınca kolonilerine barınaklık eden diğerlerine göre böcekler tarafından daha fazla saldırı ve zarara uğradıkları görülmüştür. Yapılan bir deneyde, 40 metre çapındaki istila edilmiş, akasya gövdesinden fışkıran yabani bitkiler, karıncalar tarafından tamamen yok olana kadar çiğnenmiş ve ezilmişlerdir. Ayrıca karıncalar akasyanın gölgeliğine değen diğer bitki dal ve yapraklarına da saldırmışlardır. Bütün karınca topluluğu, bitkiyi temizleyerek ve üzerinde devriye gezerek aktif haldedirler. Araştırmacıların vardıkları sonuç şudur: Karıncalar akasya tarafından kiralanmış bir “özel ordu” gibi çalışmaktadırlar.64 Böyle bir pazarlığı gerçekleştirecek bilinç her iki tarafta da bulunmadığına göre de, bu dengenin her iki tarafı da yaratan irade tarafından kurulduğunu kabul etmek gerekir.