Asit Üreten Karıncalar

 

Karıncaların çok önemli bir savunma tekniği, vücutlarındaki zehir keselerinde gerektiğinde zehir, gerektiğinde de formik asit üretmeleridir. Ürettikleri zehiri düşmanlarına karşı çok başarılı bir biçimde kullanırlar. Hatta zehirleriyle, insanlar üzerinde dahi bir etkiye sahip olabilirler. Soktukları zaman bazı insanlarda alerji şokları meydana getirirler. Formik asit de yine düşmanların uzaklaştırılmasında etkili bir şekilde kullanılır.

Evrimi kabul ettiğimizde, ilkel karıncaların kendi bedenleri içinde bir zehirleme sistemine sahip olmadıklarını, ancak bu sistemin Evrim süreci içinde sonradan bir şekilde oluştuğunu da kabul etmemiz gerekir. Ancak bu, mantığa aykırı bir kabuldür. Çünkü zehirleme sisteminin çalışması için, hem zehirin kendisinin, hem de zehiri muhafaza edecek organın oluşması gerekir. Bu organın izole bir yapıya sahip olması ve böylece zehirin vücudun diğer bölgelerine yayılmasını da engellemesi şarttır. Dahası, bu organdan karıncanın ağız kısmına doğru uzanan izole bir borunun da var olması gerekir. Bu da yetmez, hayvanın düşmanına bu zehirini fışkırtmasını sağlayacak bir kas sistemi ya da mekanik bir düzen vs. olması gerekir. (Hatta, hayvanın içinden zehiri fışkırttığı karın bölgesinin dönmesini kolaylaştırmak için o bölgeyi “yağlayan” ayrı bir bez bile gerekmektedir.)

Bu organeller, Evrim süreci içinde yavaş yavaş gelişmiş olamazlar. Çünkü tek bir parçanın eksik olması bile sistemi işlemez hale getirecek ve dahası karıncanın ölümüne neden olacaktır. Dolayısıyla tek bir açıklama vardır: Sözkonusu “kimyasal silah sistemi”, ilk kez hangi karınca türünde var olmuşsa, bir anda var olmuştur. Bu ise, ortada bilinçli bir “dizayn”ın var olduğunu ispatlar ki, bunun bir diğer adı “yaratılış”tır.

Bahsedilen zehiri kendilerine hiçbir zarar vermeden kullanmaları yanında, vücutları içinde (zehir keselerinde) böyle bir zehiri üretmeyi nasıl öğrendikleri, evrimcilerin cevabını arayıp bulamadıkları bir diğer sorudur. Oysa ki bunun yanıtı çok açık ve nettir: Evrendeki her varlık gibi bu karıncalar da kusursuz sistemleriyle bir anda yaratılmışlardır. Vücutları içindeki zehir üretim merkezini kuran da, bunu en akılcı şekilde kullanmayı onlara ilham eden de, “Alemlerin Rabbi” olan Allah’tır.