KAMUFLAJIN USTALARI

 

Basiceros’ cinsi karıncaların yakın zamana kadar sırrı çözülememişti. Araştırmacılar bu türe sadece bir kez rastlamış bir daha da onlara benzer başka bir karınca cinsi bulamamışlardı. Hatta bu yüzden dünyada çok ender rastlanan bir tür olduğunu düşünmeye başlamışlardı.

Ancak 1985’te bir araştırmacı bu karıncalar hakkındaki sırrı çözdü ve hiç de ender rastlanan bir tür olmadıklarını ortaya çıkardı. Bu sırrı çözen La Selva isimli araştırmacı Basiceros cinsi karıncaları ‘usta illüzyonistler’ olarak isimlendirmişti. Çünkü istedikleri zaman ‘görünmez’ olabiliyorlardı.

Peki bu karıncaları ‘görünmez’ kılan neydi?

Basiceros’ türünün diğer karınca cinslerinden farklı olarak vücutlarının üzeri iki kat şeklinde ucu çatallanmış tüylerle kaplıdır. Toprak üzerinde ilerlerken yerdeki her türlü toz-toprak, çer-çöp bu tüylere yapışır. Bu cinsin diğer karıncalardan bir farkı da üzerlerindeki toprak, toz, çöp parçalarını sık sık temizlememeleridir. Bu sayede de resimlerde görüldüğü gibi bulundukları ortamla tam bir uyum sağlarlar. Dışarıdan bakıldığında varlıklarını farketmek adeta imkansızdır. Ancak yürümeye başladıkları zaman biraz farkedilir hale gelirler. Ama bu konuda da kendilerini kuş, kertenkele hatta insan gözünden saklayabilmek için bir tedbir uygularlar. Dünyanın en tembel karıncalarıdır ve ürkütüldükleri zaman dakikalarca hareketsiz olarak yerlerinde durdukları görülebilir.77

Bu karınca türünün uyguladığı kamuflaj tekniği gerçekten de oldukça etkileyicidir. Zira bir karıncanın tüm fizyolojik özelliklerini belirleyerek kendine bir savunma yöntemi geliştirmiş olması mümkün değildir. Tüm bu özellikler (vücudunun tüylerle kaplı yapısı, diğer karıncalardan farklı olarak sık sık temizlenmemesi ve çok yavaş hareket etmesi) önceden belirlenmiş ve karınca bahsedilen özellikleriyle birlikte dünyaya gelmiştir.

Sonuç olarak bu noktada yine karşımıza büyük bir gerçek çıkmaktadır. Tüm canlılar gibi bu karınca türü de tüm özellikleri belirlenmiş olarak Allah tarafından yaratılmıştır ve O’nun örneksiz yaratan sıfatını bir kez daha gözlerimizin önüne sermektedir.