Soyun Devamı Uğruna Ölmek!...

 

Karıncaların çiftleşmeleri adeta bir seramoni özelliği taşır. Çoğu karınca havada çiftleşir. Erkekler önceden gelerek, genç kraliçeyi beklerler. Bir dişi yere konar konmaz (çiftleşmeden önce dişi de kanatlıdır), 5-6 erkek karınca kraliçe etrafında yarışa başlar. Dişi yeteri kadar sperm aldığında, özel bir titreşimli sinyal gönderir. Bu sinyal sayesinde erkek, dişinin ayrılmaya hazır olduğunu anlar. Çiftleştikten bir süre sonra erkek karınca ölür.78

Böylesine bir fedakarlık gerçekten de, açıklanması çok zor bir davranıştır. Erkek karıncanın ölümü göze alarak, soyunun devamı için sonu kendi ölümüyle bitecek olan çiftleşme uçuşuna çıkması, evrim teorisi tarafından açıklanamayan bir davranış türüdür. Çünkü Evrim’in temel mantığına göre her canlı sadece kendi yaşamının devamını gözetir. Oysa milyonlarca yıldır erkek karıncalar, sonucunda ölüm kaçınılmaz olduğu halde, yine de dişi karıncaları döllemektedirler.

Bu fedakarlığı açıklayabilecek tek gerçek, erkek karıncanın kendini yaratanın ilhamı ile hareket ettiğidir. Aksi takdirde iddia edildiği gibi doğal ayıklanma süreci geçirdiği söylenen bir canlının, böyle bir fedakarlığı milyonlarca yıl boyunca sürdürmesi imkansızdır. Evrim teorisinin temel prensiplerine göre, erkek karıncaların ne yapıp edip bu “ölüm” uçuşundan kaçmaları gerekirdi. Bu da karıncaların soyunun tükenmesi demek olacaktı. Oysa günümüzde hala binlerce çeşit karınca, yüzbinlerce üyeli kolonileriyle dünya üzerinde yaşamlarını sürdürmektedirler. Tek bir erkek karınca bile kendisi için “son” demek olan bu uçuştan kaçmamıştır ve halen de kaçmamaktadır.