İşçilerin Fedakarlığı

 

Kraliçe karıncanın yumurtladığı yumurtalar ve olgunlaşmamış genç karıncalar yuvanın bakım odalarında yaşarlar. Eğer sıcaklık ve nem oranı yeni yetişenlere zarar verecek duruma gelirse, işçi karıncalar, yumurtaları ve genç karıncaları daha uygun bir ortama taşırlar. Sıcaktan faydalanabilmek için yumurtaları gündüz yüzeye yakın tutar, gece ya da yağışlı havalarda daha derindeki odalara götürürler.

Görüldüğü gibi işçiler yumurtaları ve genç karıncaları büyük bir itina ile soğuktan korumaya, onları rahat ettirmeye çabalarlar. Bazıları sıcak bir günde, larvaları serinletebilmek için yuvanın etrafında gezdirir, bazıları rutubeti önlemek için yuvanın duvarlarını atılmış kozalarla kaplar, bazıları da yiyecek ararlar. Bu hareketlerden her biri karıncaların ne kadar ince bir düşünce sonucu hareket ettiklerini gösterir. Larvayı serinletebilmek için yuvanın içinde gezdiren bir karınca, ya da yuvanın duvarını kozalarla izole ederek ısı ayarı yapan -ki bu son derece modern bir izolasyon taktiğidir- başka bir karınca. Ancak unutulmamalıdır ki ince düşünceli bir hareket yaptığından bahsettiğimiz bu bir kaç milimetrelik böceklerin düşünme yetenekleri aslında yoktur. Teknoloji ne kadar ilerlerse ilerlesin, bilim ne kadar detaya inebilirse insin, küçücük bir böceğin gösterdiği özverinin nedeni bulunamayacaktır. Dahası bu özveri, evrim teorisinin en temel prensiplerine bütünüyle ters düşmektedir.

Bütün bunlar bu canlıların da, ancak Allah’ın ilhamıyla hareket ettiklerini, hep O’na itaat ettiklerini göstermektedir. Bu sır, bir ayette şöyle açıklanır:

Göklerde ve yerde olan ne varsa, canlılar ve melekler Allah’a secde ederler ve onlar büyüklük taslamazlar. Üstlerinden (her an bir azab göndermeğe kadir olan) Rablerinden korkarlar ve emrolundukları şeyi yaparlar. (Nahl Suresi, 49-50)