Karıncalarda Oto-Organizasyon

 

Karıncalar dünyasında bir şef veya plan-program yoktur. En  önemlisi de, daha önce söylediğimiz gibi emir-komuta zincirinin olmamasıdır. Müthiş gelişmiş bir oto-organizasyon sayesinde bu toplumdaki en karmaşık görevler bile hiç aksamadan yerine getirilir. Şöyle bir örnek verebiliriz:

Kolonide yiyecek sıkıntısı başgösterdiğinde, işçi karıncalar hemen “besleyici” karıncalara dönüşürler ve yedek midelerindeki besin maddeleriyle diğerlerini beslemeye başlarlar. Kolonide besin fazlası söz konusu olduğunda ise, hemen bu kimliklerinden sıyrılıp, yeniden işçi karıncalar haline dönüşürler.

Burada gösterilen fedakarlık gerçekten de ileri bir seviyededir. İnsanlar dünya üzerindeki açlık tehlikesiyle mücadelede bir türlü başarı elde edemezken, karıncalar bu işe pratik bir çözüm bulmuşlardır: Yiyecekleri dahil herşeyi paylaşmak. Evet bu gerçek bir fedakarlık örneğidir. Hiç bir karşılık beklemeden, yediği yiyeceğe kadar herşeyini karşısındaki karıncanın varlığını sürdürebilmesi için hiç düşünmeden verebilmek, evrim teorisinin açıklayamadığı, doğadaki fedakarlık örneklerinden sadece biridir.

Karıncalarda aşırı nüfus diye bir problem de söz konusu değildir. Bugün insanoğlunun metropolleri, göçler, altyapı eksiklikleri, kaynakların yanlış kullanımı ve işsizlik nedeniyle yaşanmaz hale gelirken, karıncalar 50 milyon nüfusu barındıran yeraltı kentlerini müthiş bir düzen içinde hiç bir şeyin eksikliğini hissetmeden yönetebilirler. Her karınca çevresindeki koşullarda meydana gelen değişikliklere anında uyum gösterir. Böyle bir şeyin gerçekleşebilmesi için, karıncaların kesinlikle fiziksel ve psikolojik anlamda özel olarak programlanmış olmaları gerekmektedir.

Son derece iyi organize olmuş bu sistemin oluşması için, mutlaka karıncaları yönlendiren, hepsine kendi işini yapmasını ilham eden, onlara

emir veren bir “irade sahibi”ne ihtiyaç vardır. Aksi takdirde bir düzen değil, büyük bir  karmaşa ortaya çıkacaktır. İşte bu “irade sahibi”, herşeyin sahibi olan, herşeye gücü yeten, bütün canlıları yönlendiren, yapmaları gereken şeyleri ilham ile emreden Allah’tır.

Karıncaların herhangi bir şahsi çıkar gözetmeksizin durmadan çabalamaları, onların belirli bir “denetleyici” tarafından ilham ile hareket ettirildiklerinin ispatıdır. Nitekim aşağıdaki ayet, herşeyin sahibinin ve denetleyicisinin Allah olduğunu, her canlının onun ilhamıyla hareket ettiğini çok açık bir şekilde anlatır:

Ben gerçekten, benim Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah’a tevekkül ettim. Onun alnından yakalayıp denetlemediği hiçbir canlı yoktur. Muhakkak benim Rabbim dosdoğru bir yol üzerindedir. (Hud Suresi, 56)