Zor Günlerden Sağ çıkabilmeyi Başarmak…

 

Sivrisinekler, yumurtalarını yaz aylarında ya da sonbaharda bırakırlar. Bulundukları yerin ısısı, sivrisinek larvalarının gelişebilmesi için çok önemli bir faktördür. Isı belirli bir dereceye ulaştığında (en az 10 0C, en fazla 30 0C) gelişme hızlanabilir, bu sınırlar aşıldığındaysa ya gelişme yavaşlar ya da larva ölür.

Larvaların bu hassas durumlarına karşın yumurtalar, kuraklığa ve soğuğa karşı oldukça dayanıklıdırlar. Gereken koşullar oluşmazsa çatlamadan, yağmurları ve sıcak havayı bekleyebilirler…

Bu cümleyi okudunuz ve geçtiniz, eğer dikkatli bir insansanız "yumurtanın çatlamadan beklediğini" farketmiş olmanız gerekiyor. Süresi dolmuş olmasına rağmen çatlamayan ve bekleyen bir yumurta…

Gereken şartlar oluşmazsa, yumurtanın gelişmesi durur. Bu bir ölüm türü değildir, sadece şartlar iyileşene kadar alınmış bir tedbirdir. Genellikle yumurta evresinde görülen bu gecikme hareketine "diapoz" denir.

Yumurtanın büyümesi için gerekli olan nem ve ısı yeterli olmadığı zaman gelişme durur ve yumurta bozulmadan yıllarca varlığını sürdürür. Yani yumurtada bir nevi ısı-nem sigortası bulunmaktadır. Şartlar uygun olmadığında sigorta devreye girer ve gelişim programını durdurur.

Aslında buna programı durdurur demek o kadar doğru olmaz çünkü uygun şartları beklemek de programın bir parçasıdır. (İçinde bir program olduğu kabul edilen bu küçük canlının boyu yaklaşık 1 mm'dir. 1 mm. ise kurşun kaleminizin ucu kadardır.)

Bu konuda hangi kaynağa başvurulursa başvurulsun, en tutucu evrimciler bile embriyoda bir programın olduğunu kabul ederler. Bu program embriyonun anne karnında veya yumurtada geçirdiği gelişim programıdır ve bir bakıma bilgisayar programına benzer. Programın bütün detayları ise hücre çekirdeğinde bulunan DNA molekülüne yazılmıştır.

Bir sivrisinekle insan veya bir fille papağan arasındaki fark da hücrelerdeki bu yazılım farkından doğar. Yeni döllenmiş bir hayvan hücresi veya yeni döllenmiş bir insan hücresi arasında ilk bakışta bir fark gözükmez. Ancak her hücre, içinde yazan programa sadık kalarak bölünür ve sonuçta ortaya bir sivrisinek çıkar.

Ancak burada aydınlatılması gereken bir nokta vardır: Eğer ortada bir program varsa, onu yazan bir programlayıcı akıl olması gerekir.

En basit bilgisayar programının bile kendiliğinden —yani bilgisayar içindeki bilgilerin tesadüfi etkileşimi sonucunda— var olduğunu iddia etmek oldukça akıl dışı olur. Peki bu durumda, belki de en gelişmiş bilgisayar programlarından üstün olan ve daha insan aklının çözemediği embriyoloji programının tesadüfler sonucunda meydana geldiğini iddia etmek ne kadar mantıklıdır?

Evrimciler işte bunu açıklayamaz ve konuyu oldukça ilginç bir kelimeyle geçiştirmeye çalışırlar. birçok olayda sık sık kullandıkları bu kelime "evrimsel mucize"dir.

Oysa mucize doğaüstü olaylara verilen bir isimdir. Evrim ise bütün varlıkları doğanın kendisinin bugünkü haline getirdiğini iddia eder. Doğanın kendisi doğayı aşıp, doğaüstü birşey gerçekleştiremeyeceğinden evrim mucizesi diye bir kavram söz konusu olamaz. Kısaca, evrim teorisi kendi kendisini çürütür.

Şimdi esas konumuza, sivrisinek yumurtasının gelişmesini durdurup uygun ortamı beklemesine dönelim. Bu özellik sivrisinek açısından son derece önemlidir. Çünkü sivrisinek neslinin devamını sağlar.

Örneğin çöl sivrisineklerinden bir tür, 1-2 yıl sonra bile çatlayabilen kalın kabuklu yumurtalar bırakır. Bu yumurtalar hiç bozulmadan seneler sonra çatlar ve içindeki larvalar sanki hiç bir şey yokmuş gibi gelişme evrelerini tamamlarlar.

Bu dayanıklılıkları sayesinde dünyanın hemen hemen her yerinde sivrisineklere rastlayabiliriz; eksi 60 dereceye varan kutup soğuklarının hakim olduğu alanlarda, maden ocaklarının nemli, sıcak ve havasız ortamlarında, 2-3 kuyudan başka su kaynağı olmayan kilometrelerce genişlikteki çöllerde... İzlanda'nın kuzeyinde, Kutup Dairesi'nin üzerinde "Sivrisinek Gölü" adında bir göl bulunur. Buz göllerinin içinde donmuş olarak bulunan larvalar, buzların çözülmesiyle birlikte, sanki olağanüstü hiçbir şey yokmuş, aylardır buzların altında donmuş olan kendileri değilmişçesine yumurtalardan çıkarlar. Gelişmelerine kaldıkları yerden devam ederler ve erişkin sivrisineklere dönüşürler.