Denge İçinde Bir Başka Denge: Ortak Yaşam

 

Doğada pek çok örneği bulunan ortak yaşamın bir örneği de termitler ve termitlerin bağırsaklarında yaşayan mikroorganizmalar arasındaki birlikteliktir. Termitlerin bağırsaklarında yaşayan ve kamçılarıyla hareket eden kamçılılar (protozoalar), salgıladıkları enzimlerle kerestenin selülozunu parçalayarak selülozu hem ev sahipleri olan termitler hem de kendileri için kullanılabilir hale getirirler. Bir başka deyişle selülozu şekere dönüştürürler. Bu süreç, termitin bağırsaklarındaki özel bir bölümde gerçekleşir. "Fermantasyon odası" olarak kullanılan bu bölüm oldukça geniştir. Termitlerin bağırsaklarında hızla çoğalan bu tek hücreli canlılar, yaptıkları fermantasyonla termitlere hem karbonhidrat hem de protein sağlar.25 

Tek hücreli bu organizmalar (protozoalar) tek başlarına yaşayamadıkları için termit ve diğer bazı böceklere bağımlıdırlar. Aynı şekilde, eğer bu tek hücreliler olmasa, termitler de yedikleri odun ve tahta parçalarında bulunan selüloz maddesini sindiremez ve enerji elde etmeleri mümkün olmazdı.

Dolayısıyla her iki canlının da aynı anda ortaya çıkmış olması gerekmektedir. Eğer termitler bu tek hücreli canlılar olmadan ortaya çıkmış olsalar, besinlerini sindiremeyecekleri için açlıktan ölürlerdi. Ancak evrimciler her zamanki gibi bu canlıların da hayali evrim süreci içinde farklı şekillerde meydana geldiklerini ve sonra zaman içinde birbirlerini bularak ortak yaşama kararı aldıklarını iddia ederler. Bu durumda evrimcilerin "termitlerin protozoalarla karşılaşmadan önce nasıl olup da hayatta kaldıkları" sorusunun cevabını vermeleri gerekmektedir.

Üstelik bu ortak yaşam içinde evrim açısından çelişkili olan, yalnızca iki canlının aynı anda ortaya çıkmış olması gerekliliği değildir. Evrimcilerin bir iddiası da canlıların sürekli gelişim gösterdikleri, kendileri açısından daha yararlı ve avantajlı davranışlara yöneldikleri ile ilgilidir. Bu durumda da termitlerle protozoaların ortak yaşamında evrimcilerin karşısına büyük bir engel çıkmaktadır: Tek hücreliler, niçin yavaş yavaş selülozu ayrıştırma yöntemini tamamen termitlere aktararak "bağımlı bir canlı" olmaktan kurtulmaya çalışmadı?

İki farklı yapıdaki canlının birlikte yaşaması ve birbirlerinin sistemlerine göre hareket etmeleri bu canlıların tesadüfen ortaya çıkmalarının mümkün olmadığının kesin bir delilidir. Aslında her yerde karşımıza çıkan gerçek, yeryüzünde kusursuz bir sistemin işlediğidir. Bu da bir düzenleyicinin varlığına işaret eder. Tüm evreni kusursuz olarak yaratan Allah'tır. Yeryüzündeki bütün canlıların ihtiyaçlarını bilen, onları gerekli sistemlerle birlikte yaratan da üstün güç sahibi olan  Allah'tır.

Termitlere ne ile besleneceklerini ilham eden, küçük vücutlarının içine yaşamlarını sürdürebilmeleri için başka bir canlı türünü koyan, o canlıyı termite fayda verecek özelliklerde yaratan Allah'tır. Allah bir ayetinde bütün canlıları Kendisi'nin rızıklandırdığını şöyle bildirir:

Yeryüzünde hiçbir canlı yoktur ki, rızkı Allah'a ait olmasın. Onun karar (yerleşik) yerini de ve geçici bulunduğu yeri de bilir. (Bunların) Tümü apaçık bir kitapta (yazılı)dır. (Hud Suresi, 6)