KENDİ KENDİNE BAKIM YAPAN KEMİKLERİMİZ

 

Kemiklerin birbirlerine eklendikleri yerlerde eklemlerimizin bulunduğunu söylemiştik. Örneğin dirseğimizi ve dizlerimizi, buralarda bulunan eklemler sayesinde hayatımız boyunca sürekli büküp, düzleştiririz. Bu eklemler hayat boyunca hareket ettikleri halde yağlanmaya ihtiyaç duymazlar. Oysa aynı şekilde çalışan makinelerin sürekli bir bakıma ihtiyacı olur. Örneğin bisikletinizin pedallarını veya zincirini belli aralıklarla yağlatmak zorunda kalırsınız çünkü kullandıkça buralardaki yağ azalır ve hareket etmeleri zorlaşır. Benzer şekilde kemiklerinizin uçlarındaki eklemler de sürekli kullanılır ancak onların yağlarını hiçbir zaman yenilemeniz gerekmez. Neden mi?

İşte bu sorunun cevabını bilim adamları araştırmışlar ve şu gerçeği keşfetmişlerdir: Eklemlerin yüzeyi ince ve delikli bir yapıdadır. Yüzeyin altında ise kaygan bir sıvı bulunmaktadır. Kemik, eklemin bir yerine baskıda bulunursa bu sıvı deliklerden dışarı fışkırır ve eklemin yüzeyinin "yağ gibi" kaymasını sağlar.

Tüm bunlar insan bedeninin çok mükemmel bir tasarımın, çok üstün bir yaratılışın ürünü olduğunu bize göstermektedir. Biz de bu mükemmel tasarım sayesinde birbirinden çok farklı hareketleri büyük bir hız ve rahatlıkla yapabiliriz. Kemiklerimizin bu özelliklerini de Rabbimiz yaratmıştır. Allah Kuran'da, insanı, kemiklerin yaratılışı üzerinde düşünmeye şöyle davet etmiştir:

... Kemiklere de bir bak nasıl biraraya getiriyoruz, sonra da onlara et giydiriyoruz?... (Bakara Suresi, 259)