Sarılan Yapraklar

 

Sarılıcı ve tırmanıcı bitki türleri insanda hayranlık uyandıran pek çok özellikle donatılmışlardır. Özellikle, sarmaşıkların enerjilerinin bir kısmını kullanarak oluşturdukları "tendril" (sülük) adı verilen yaprak türü, tam bir tasarım harikasıdır.

Tendriller, dokunmaya karşı hassas yapraklardır. Bir kol gibi ileriye uzanabilen bu yapraklar, adeta bitkiye destek olabilecek bir nesne ararlar. Böyle bir nesneye rastladıklarında ise dokunarak onu analiz eder ve eğer uygunsa oraya dolanmaya başlarlar.

Bu noktada biraz durup düşünmek gerekir. Bir bitki veya bir hayvan için, biyoloji, zooloji veya botanik kitaplarında "analiz eder", "inceler" "anlar" gibi birçok ifade kullanılır. Ancak, hayvanlar ve bitkiler, hiçbir şuura sahip olmayan, analiz yapma, anlama, karar alma, uygulama, irade gösterme gibi özelliklerden tamamen yoksun varlıklardır. Öyle ise, bir bitki, bir nesneyi nasıl analiz eder? Dolanması için uygun olup olmadığını hangi şuur, akıl ve bilgi ile anlar? Bu analizi yapan, bitkinin hücreleridir. Gözle görülmeyecek kadar küçük, eli, beyni, bilgisi ve aklı olmayan hücreler, analiz yapma ihtiyacını nereden hissetmekte, sonra da bu analizi hangi aletlerle, hangi ölçümleri kullanarak yapmaktadırlar? Bu soruların her biri, her canlının Allah tarafından gerekli özelliklerle yaratıldığını ve Allah'ın emrine uyarak yaşadığını gösterir.

Tendrillerin bu hayret verici işlemi niçin yaptıkları, kısa bir süre önce kısmen de olsa anlaşılmıştır. Çoğunlukla sık ağaçlı ormanlarda bulunan tedrillerin tırmanma nedeni, güneş ışığına ulaşmaktır. Böylece, fotosentez yapabilir ve daha çok büyüyebilirler. Büyüdükçe çevrelerindeki bitkilerden daha yükseğe çıkarlar ve böylece de ışığı daha fazla alırlar. Bu hem enerji kazanımlarını artırır hem de çiçeklerinin daha müsait bir çevrede döllenmesini sağlar.18 

Bu bitkilerin farklı tırmanma metodları ve bu iş için özel yaratılmış organları vardır. Bir sarmaşığın en basit tırmanma yöntemi, kendisini bir desteğin etrafında sarmaktır. Bu destek, başka bir bitki veya katı bir cisim olabilir. İçindeki farklı kimyasalların ve organik yapıların  ortaya çıkardığı mekanizmalar, bitkinin ışığı, yerçekimini, dokunmayı ve ısıyı hissetmesini sağlar. Bitki bunlara yine aynı mekanizma sayesinde hareketleriyle tepki verir. Bu tepki genel olarak bitkinin büyümesidir. Bir filizin büyürken dairesel kavislerle hareket etmesi de bu dokunuşların etkisiyle oluşur. Daire çizen filiz, bir desteğe dokunur dokunmaz, temas ettiği yüzeyin tam tersine doğru bir büyüme hamlesi yapar. Çünkü, filizin temas ettiği yüzey, onun içe doğru bükülmesine yol açar. Böylece filiz desteğin etrafında dolanarak büyümeye başlar. Ayrıca, yüzeyle  ilk temas ettiği köşeden daha uzun ve daha hızlı bir şekilde büyür. Büyüme o kadar hızlıdır ki, birkaç saatlik bir süreden sonra gözle bile fark edilebilir hale gelir.

Bitkinin kullandığı yöntem oldukça akılcıdır. Eğer bitki ağacın etrafına sarılmadan, doğrudan yukarı doğru boy atsa, uzunluğu birkaç metreye ulaşmadan gövdesi ağırlığına dayanamayacak ve kırılacaktır. Daha yükseğe ulaşmanın ve ağırlığını destek aldığı nesneye taşıtmanın, bunu yaparken de kırılmamanın tek yolu, destek alınan nesnenin etrafına sarılarak büyümektir. Peki bitki bunu nereden bilmektedir? Dahası, dünyanın her yanında, milyonlarca yıldır bu bitkiler aynı şekilde büyümekte, nereye bırakılırlarsa bırakılsınlar, mutlaka bir yere kendilerini sarmaktadırlar. Bitkinin her seferinde bu en ideal yolu kullanması şüphesiz bitkinin yaratılışından sahip olduğu mucizevi bir özelliktir.

Sarmaşıkların, bir cismin çevresine kendilerini dolayarak büyümeleri, biraz hızlandırılmış olarak izlendiğinde, çok şuurlu, ne yaptığını bilen bir davranışla karşılaşılır. Sarmaşıklar bu özellikleri nedeniyle, eski zamanlardan beri birçok öykü ve efsaneye konu olmuşlardır. İnsanları bu kadar etkileyen, toprakta sabit duran, görmeyen, işitmeyen bir bitkinin adeta çevresini görüyormuş ve duyuyormuş gibi kollarını uzatarak etrafındaki nesneleri yoklaması, onları tanıması ve uygun olanları kendisi için kullanmasıdır. Bütün bu şuur içeren işlemleri bir bitkinin yapamayacağını düşünen insanlar, bu bitkinin içinde onu kontrol eden akıllı ve şuurlu bir yaratığın varlığına inanmışlar, sarmaşıklar üzerine hikayeler uydurmuşlardır. Gerçekten de, şuursuz bir bitkinin, çevresindeki varlıkları sanki görebiliyormuş gibi incelemesi, sonra bir tanesinde karar kılarak ona sarılması hayranlık ve hayret uyandırmaktadır. Bu bitkilerin dokunma hisleri o kadar güçlüdür ki, bir tür yabani kabak türü olan Bryonia dioica'yı inceleyen araştırmacılar, bu bitkinin yüzeyinde bulunan dokunmaya karşı duyarlı küçük yapıların insanın parmak ucundan daha hassas olduğunu keşfetmişlerdir.19 O halde üzerinde düşünülmesi gereken soru şudur: Bu şuurlu davranışları, gözü, kulağı hatta bir beyni bile olmayan bitkiye yaptıran kimdir? Cevap açıktır: Bitkiyi tasarlayan, onun bütün hareketlerini ve mekanizmalarını düzenleyen, o bitkiyi sonsuz bir ilimle yaratmış olan Allah'tır.