Tehlike Kontrol Altında

 

Fotosentez sırasında meydana gelen işlemler, gerekli önlemler alınmadığında son derece tehlikeli sonuçlar doğurabilir. Çünkü bu işlemler sırasında bir molekül parçalanmakta ve ardından bu parçalardan biri bir başka molekül ile birleştirilmektedir. Bunu yaparken ise, son derece tehlikeli bir yöntem, atom altı parçacıkların hareketleri kullanılmaktadır.

Atom altı parçacıklarının hareketleri umulmayacak kadar tehlikeli durumlar meydana getirebilir. Eğer bütün işlemler kontrol altına alınmazsa, sonuç bitki hücrelerinin parçalanmasına dahi neden olabilir. Ancak fotosentez işleminde meydana gelen her aşama için ayrı ayrı önlemler yaratılmıştır.

Bu durumu modern atom santrallerindeki nükleer reaktörlerin tasarımına benzetebiliriz. Nükleer reaktörlerde atomların parçalanması sonucunda ortaya çıkan enerji, elektrik enerjisi üretmek için kullanılmaktadır. Atomun parçalanması sonrasında enerjinin yanı sıra son derece tehlikeli radyoaktif unsurlar da (örneğin gama ışınları) ortaya çıkmaktadır. Reaktör, atomun parçalanması sonucunda ortaya çıkan enerjiyi faydalı bir hale getirirken, zararlı parçacıkları da etkisiz hale getirecek şekilde tasarlanmıştır. Bu nedenle reaktörün içine zararlı parçacıkların etkilerini durduracak özel sistemler yerleştirilmiştir.

Çalışma sistemleri ve üretim şekli birbirlerinden farklı olsa da fotosentez mekanizmasında da, nükleer reaktörlerde de ortak bir nokta vardır. Fotosentez mekanizmaları da tıpkı nükleer reaktörler gibi, üretim sırasında ortaya çıkacak zararlı unsurları ortadan kaldıracak güvenlik sistemlerine sahiptir. Bu arada özellikle belirtmek gerekir ki, fotosentez mekanizmaları, insanoğlunun inşa ettiği nükleer reaktörlerden hem çok daha ileri bir teknolojiye hem de çok daha üstün bir tasarıma sahiptir. Ayrıca, asıl düşündürücü olan nokta, nükleer reaktörlerin yüzbinlerce metrekarelik alana kurulmuş dev tesisler olmaları ve fotosentezin ise gözle görülmeyecek kadar küçük bir hücrenin içinde gerçekleşmesidir. Fotosentez sırasında meydana gelebilecek her türlü tehlike hesaba katılmıştır. Örneğin elektron transferi yapan alt sistemlerin birbirlerine olan mesafeleri dahi çok özel bir plan dahilinde ayarlanmıştır. Söz konusu mesafe en gelişmiş mikroskopların altında dahi görülemeyecek kadar küçüktür.

Ayrıca fotosentez işlemi sırasında adeta birer robot gibi görev yapan protein-pigment bileşikleri devreye girerler. Bunların hangisinin hangi aşamada devreye gireceği ve hangi tehlikeyi ortadan kaldıracağı yine kusursuz bir plan ile belirlenmiştir.

Bu konu hakkında inceleyeceğimiz birkaç teknik ayrıntı bizlere mevcut tasarımın mükemmelliğini daha iyi gösterecektir:

Işığın yoğun olduğu zamanlarda klorofil "üçlü durum" (triplet) adı verilen kimyasal bir duruma yükselir. Bu ise bitki içinde büyük zararlar meydana getirebilir. Çünkü, üçlü durumda klorofilin dış halkasındaki iki elektronun yörüngeleri karşıt olacağına aynı yöndedir.

Bu üçlü klorofil, hemen oksijenle reaksiyona girerek proteinlere zarar verecek bir tekli oksijenin oluşmasına yol açar. Bu zarara engel olan ise klorofillerin çok yakınında yerleşmiş olan karotenlerdir. Yine bir pigment çeşidi olan birçok karoten, biraraya gelerek klorofilin üçlü durumunu yatıştırarak tekli oksijen oluşumunu engellerler. Yani klorofilde yüklenmiş olan fazla miktardaki enerjiyi paylaşarak klorofilin zararlı bir hale gelmesini önlerler.83 

Fotosentezde meydana gelen yüzlerce planlı aşama ve kurulu sistemleri bir kenara bırakarak, yalnızca yukarıda bahsedilen son teknik ayrıntı düşünüldüğünde dahi, Allah'ın yaratmasındaki kusursuzluk açıkça görülmektedir. Klorofil molekülü tehlikeli bir duruma geldiği anda, klorofildeki fazla enerjinin ortadan kaldırılmasını sağlayacak ve klorofili zararsız hale getirecek olan "karoten" isimli molekülün;

- tam olarak olması gereken yerde,

- tam olarak olması gereken anda,

- tamamen doğru bir tasarıma sahip olarak bulunması, bu sistemin çok üstün bir akıl tarafından, yani Allah tarafından var edilmiş olduğunu göstermektedir. Hiçbir tesadüf bu kadar detaylı, kompleks ve kusursuz sistemi, her türlü önlemi ile birlikte ortaya çıkaramaz. Hiçbir akıl sahibi insan da, kör tesadüflerin böyle bir sistemi meydana getirdiğini kabul edemez.