HORMONAL İLETİŞİMİN DİĞER SANTRALLERİ

 

Tiroid Bezleri

 

Hormonal sistemin dağıtım santrallerinden biri de tiroid ve paratiroid bezleridir. Tiroid bezi sağlıklı bir yaşam sürebilmeniz için vücut metabolizmanızı düzenler. Bunu, ürettiği özel bir hormon (tiroksin) sayesinde yapar. Tiroksin hormonu vücuttaki bütün hücrelere etki eden bir hormondur ve hücrelerin kullanacağı oksijen miktarını belirler. Örneğin bir hücrede mitokondrinin bulunduğu ortama tiroksin hormonu verildiğinde, oksijen tüketimi ve enerji üretimi artar. Kandaki tiroksin yetersizliğinde ise metabolizmanın yavaşlamasının yanısıra doku sıvısında su ve sodyum miktarı artar. Kanda kolesterol miktarı yükselir.55

Tiroid bezinde tiroksin hormonunun üretilmesi ve salgılanması da yine içiçe geçmiş bir sistem sayesinde çalışır. Tiroksin hormonunun salgılanması, hipofiz bezinin ön lobundan salgılanan "tirotropin" adlı başka bir hormon tarafından düzenlenir.

Tiroid bezinden salgılanan başka bir hormon da kalsitonindir. Kalsitonin hormonu, paratiroid bezinden salgılanan parathormon (PTH) ile birlikte vücudun kalsiyum-fosfat miktarının düzenlenmesinde önemli bir rol oynar. Kalsiyum miktarının düzeni ise insan açısından son derece hayatidir; bu madde, kemik oluşumu, kas ve sinir sisteminin çalışması, kanın pıhtılaşması, hücre zarından aktif taşımanın yapılması gibi son derece hayati işlerde kullanılır. Bu nedenle kanda belirli bir düzeyde kalsiyumun mutlaka bulunması gerekir. İşte bu yüzden kemikler kalsiyum depolayan bir banka görevi görür. İki farklı hormon da bu bankaya kalsiyumun yatırılmasını ya da geri çekilmesini sağlar.56

Tiroid bezinin üzerinde bulunan paratiroid bezinin ürettiği parathormon kandaki kemiklerde depo edilen kalsiyumun kana geri verilmesinde rol oynar. Bu hormonun salgılanması, hipofiz bezi ve sinir sisteminin doğrudan etkisi olmadan, kandaki kalsiyum miktarına göre otomatik olarak düzenlenir. Bu hormon kanda kalsiyum miktarı düştüğünde bunu hemen tespit eder ve doğrudan kemik hücrelerine etki ederek, kemikten kana kalsiyum geçişini hızlandırır. Kandaki kalsiyum miktarı belli bir seviyeyi geçtiğinde ise tiroid bezinden kalsitonin hormonu salgılanır. Kalsitonin kandaki fazla kalsiyumun kemiklerin yapısına geçerek orada depolanmasını  sağlar.57

İnsan vücudu için son derece önemli işlevleri olan bu hormonun eksikliği ya da fazlalığı durumunda ne gibi sorunlar ortaya çıkar?

Parathormonun azlığında, kandaki kalsiyum miktarı azalır, buna bağlı olarak kaslarda, özellikle de el ve yüz kaslarında kasılmalar yani tetani görülür. Eğer bu nefes borusundaki kaslarda olursa nefes almayı engeller ve ölüme yol açabilir. Hormonun fazlalığında ise, kemiklerdeki kalsiyum depoları boşaltılarak kana verilir. Bu durum kemiklerin kolayca bükülmesine ve kırılmasına sebep olur. Böbrekler kandaki fazla kalsiyumu atmaya çalışır fakat bu kalsiyum kristalleri böbrek taşlarına da neden olabilir.58

Bu örneklerde görüldüğü gibi, insanın yaşamını sağlıklı ve rahat bir şekilde sürdürmesi, hormon sisteminin tam olarak çalışmasıyla mümkündür. Nitekim yalnızca tiroid bezinin çalışmasındaki küçük bir aksaklık pek çok hastalığa neden olabilmektedir. Peki böylesine kusursuz bir sistemi kuran ve işleten kimdir? Buraya kadar hep kandaki eksilen maddeleri fark eden, bu eksikliğin miktarını tespit ederek gerekli maddeleri üreten, bu maddelerin içeriğinin ne olması gerektiğini çok iyi bilen ve gerektiği miktarda maddeyi gerektiği sürece üreten, vücudun diğer organları üzerinde de etkisi olan bir "irade"den söz ettik. Düşünülmesi gereken nokta şudur: Böyle yüksek bir irade gösteren varlık tiroid bezinin kendisi midir? Elbette böyle bir şey mümkün değildir. Tiroid bezi dediğimiz şey bir hücreler topluluğudur; bu topluluğun içinde bir şuur sahibi aramak mümkün değildir. Bu irade, hormonlara aittir de diyemeyiz. Hormon dediğimiz şey de moleküllerden oluşan bir maddedir. O halde bu iradeyi nerede arayacağız?

İşte bu noktada karşılaştığımız tek sonuç, yaratılış gerçeğidir. Vücut içindeki tüm bezlerin, hormonal sistemi oluşturan tüm elemanların, bunların ürettikleri hormonların, o hormonların içinde yer alan moleküllerin ve onları oluşturan atomların tümü Allah'ın benzersiz yaratışının birer ürünüdür.