Böbreküstü Bezlerinin Önemi

 

Hormonal sistemin üretim elemanlarından biri de böbreküstü bezleridir. Böbreküstü bezlerinde üretilen önemli hormonlardan bir tanesi adrenalindir. Adrenalin hormonunun çok ilginç bir görevi vardır. Bu hormon acil bir durumla karşılaşan insan bedeninde, çeşitli değişikliklerin oluşmasına neden olur. Bu değişikliklerle insan bedeninde aniden gelişen olaylara karşı bir nevi hazırlık yapılmış olur. Bunu şöyle örneklendirebiliriz:

Bir tehlike ile karşı karşıya kalan (örneğin bir hayvanın saldırısına uğrayan) bir insan düşünelim. İlerleyen saniyelerde bu insanın bedeninin normal şartlara göre çok farklı ihtiyaçları olacaktır. Hızlı koşması, kaslarının daha hızlı çalışması, kan basıncının artması, kalbinin daha hızlı atması gereklidir. Böylece daha hızlı koşabilecek, daha çabuk kaçabilecek veya tehlike ile daha güçlü bir şekilde mücadele edebilecektir. Peki bütün bunlar nasıl gerçekleşecektir?

Tehlikenin ortaya çıkması ile birlikte vücutta alarm düğmesine basılır. Beyin, böbreküstü bezlerine yıldırım gibi bir emir gönderir. Böbreküstü bezinde bulunan hücreler alarm durumuna geçer ve acil olarak adrenalin isimli bir hormon salgılarlar. Adrenalin molekülleri kana karışır ve vücudun çeşitli bölgelerine dağılır.

Adrenalin hormonunun bir amacı vardır. Bütün vücudu topyekün alarm durumuna geçirmek ve insanın daha güçlü, daha dayanıklı ve daha hızlı olmasını sağlamaktır.

Salgılanan adrenalin molekülleri damarlarda özel bir düzenleme yaparlar. Adrenalin molekülleri acil durumda önemli organlara daha çok kan gitmesini sağlar. Bunun için kalbe, beyne ve kaslara giden kan damarlarının etrafında bulunan hücreler adrenaline itaat eder ve damarın genişlemesini sağlar. Böylece hayati organlara daha çok kan gider.

Adrenalin molekülleri ihtiyaç duyulmayacak organlara giden damarları da daraltırlar. Böylece bu organlara daha az kan gitmesi sağlanır.

Adrenalin moleküllerinin etkisi kalbe, beyne ve kaslara giden damarları açarken, karaciğere ve deriye giden damarları daraltmaktadır. Böylece beden için ihtiyaç duyulan ekstra destek sağlanmış olur. Hiçbir zaman yanlışlıkla kalbe veya beyne giden damarlar daralıp karaciğere veya deriye giden damarlar genişlemez. Adrenalin molekülü ne yapması gerektiğini çok iyi bilir. Damar hücreleri de adrenaline harfiyen itaat ederler. Bedeninizde bulunan yüzlerce damarın çapı ve nereye ne miktarda kan ilettikleri, gözünüzle görülmeyen bir hormonun aklı tarafından ayarlanmaktadır.

Deriye az kan pompalanmasının bir başka hikmeti daha vardır. Bu sayede muhtemel bir yaralanmada kan kaybetme riski en aza indirilmiş olacaktır. Aşırı heyecan karşısında deride gözlemlenen soluklaşmanın nedeni de o anda deriye daha az kan pompalanıyor olmasıdır.

Adrenalin molekülleri her organ için farklı bir anlam taşır;

Damara gittiği zaman damarı genişleten adrenalin molekülü, kalbe gittiği zaman da kalp hücrelerinin kasılmalarını hızlandırır. Böylece kalp daha hızlı atar ve kaslara ekstra güç için ihtiyaçları olan kan sağlanmış olur.

Adrenalin molekülü kas hücrelerine ulaştığı zaman da kasların daha güçlü bir şekilde kasılabilmelerini sağlar.

Karaciğere ulaşan adrenalin molekülleri burada bulunan hücrelere kana daha çok şeker karıştırmalarını emreder. Böylece kandaki şeker miktarı artar ve kasların ihtiyacı olacak ekstra yakıt sağlanmış olur.

Bütün bu özel ayarlamalar sonucunda metabolizma % 100 oranında bir güç artışı sağlar. Adrenalinin vücutta yaptığı değişiklikler sayesinde insan daha hızlı düşünen ve karar verebilen, daha güçlü mücadele edebilen, daha hızlı koşabilen ve daha çok dayanıklılık gösterebilen bir duruma gelir.

Adrenalin molekülleri bir insanın tehlike anında bedeninde ne gibi değişikliklere ihtiyacı olduğunu çok iyi bilmektedir. Dahası bu moleküller bütün vücudu ortak bir uyum içinde tehlikeye hazırlamaktadırlar.

Kendisine adrenalin hormonu ulaşan her doku ve organ ortak bir amaç için hareket etmeye başlamaktadır. Hiçbir organ ortak amacın dışında veya tersine hareket etmemektedir.

Acil durumlar karşısında insan bedeninin vermesi gereken tepkiler ve alınması gereken önlemler dahi insanın bilgisi ve kontrolü dışında alınmış ve insan vücuduna yerleştirilmiştir. Adrenalin hormonu ve vücut üzerindeki etkisi bu sistemlerin birbirlerine uygun ve özel bir şekilde yaratıldığını bir kez daha ispat etmektedir.