"HORMONLAR" DA TÜM VARLIKLAR GİBİ ALLAH'IN EMRİYLE HAREKET EDER

 

İnsan vücudunda onbinlerce farklı türde hormon her an faaliyettedir. Kalbin atış hızından, kandaki şeker miktarına, damarlardaki kan basıncından, görme hücrelerine ulaşan ışığın şiddetine kadar vücutta her an durmaksızın gerçekleşen binlerce milimetrik ayar, hormonlar tarafından düzenlenir.

Hormonlar hücrelerde üretilir. Hormonların üretiminde çoğu zaman "milimetrenin binde biri" oranında bir fazlalık ya da eksiklik vücuttaki bütün dengeleri alt üst edebilir. Ölüme kadar varan sonuçlar doğurabilir.

- Peki, şuursuz hücreler ne kadar hormon üretmeleri gerektiğini nereden bilir ve bu hassas ölçüyü nasıl hesaplar?

Hormon dediğimiz şey, her çeşidi farklı amino asit dizilimlerinden oluşan protein molekülleridir. Bu moleküllerin gözleri, kulakları, burunları, kısaca ortamı algılamalarını sağlayacak duyu organları yoktur. Düşünmelerini, hesap yapmalarını sağlayacak bir düşünce organları, akılları ve bilinçleri de yoktur. Fakat bu moleküller adeta görür, duyar, hesaplar ve düşünürmüşcesine vücut içinde yollarını bulur, ulaşmaları gereken hücrelere taşıdıkları mesajları iletirler. Kendi mikroskobik büyüklüklerine oranla binlerce kilometrelik mesafeleri hiç şaşırmadan, yollarını kaybetmeden kateder ve varmaları gereken hücrelere ulaşırlar.

- O halde, bu bilinçten ve algıdan yoksun moleküller, yönlerini nasıl bulurlar, doğru hücrelere nasıl ulaşırlar? Ne ağzı ne dili olmayan bu hormonlar ulaştıkları hücrelere taşıdıkları mesajı nasıl aktarırlar? Taşıdıkları mesajı aktarmak gerektiğini nereden bilirler?

Hücreler hormonların taşıdıkları mesajları anlayıp hemen kendi içlerinde yapmaları gereken işlemleri başlatırlar. Kendilerinden istenen faaliyeti ya da üretimi ne eksik ne fazla tam gerektiği kadarıyla yerine getirirler.

- Bir düşünün, aklı, şuuru, gözü, kulağı olmayan bir hücre kendisine gelen mesajı nasıl anlar? Anladı diyelim, ne yapması gerektiğini, nasıl yapması gerektiğini nereden bilir?

Tüm bunları anladığını ve bildiğini varsayalım, neden derhal ve kusursuzca itaat etmek zorunluluğu hisseder? Umursamazlık, sorumsuzluk ya da gevşeklik göstermez, ertelemez veya unutmaz?

Bu soruların cevabını hormonların içindeki atomlarda ya da hücrenin içindeki parçacıklarda veya moleküllerde aramanın ne kadar akılsız ve anlamsız bir çaba olacağı açıktır. Çünkü bunların hiçbirinin tek bir an dahi ne yapması gerektiğini hesaplayacak, doğru kararı verecek bir aklı ve bilinci yoktur.

Bu soruların tek bir cevabı vardır. Canlı cansız tüm varlıklar gibi bu yaratıklar da kendilerini yaratan Allah'ın emirlerine uyarlar. Evrenin her noktasına olduğu gibi, hücrelere de hormonlara da moleküllere de atomlara da an an ne yapmaları gerektiği Allah tarafından ilham edilir. Bir Kuran ayetinde bu sır bize şöyle haber verilmektedir:

Allah, yedi göğü ve yerden de onların benzerini yarattı. Emir, bunların arasında durmadan iner; sizin gerçekten Allah'ın herşeye güç yetirdiğini ve gerçekten Allah'ın ilmiyle herşeyi kuşattığını bilmeniz, öğrenmeniz için. (Talak Suresi, 12)