SİHİRLİ MADDE TROMBİN

 

Trombin kanı pıhtılaştıran bir proteindir. Ancak, trombin kanın içinde dolaşmasına rağmen, geçtiği yerlerdeki kanı pıhtılaştırarak normal akışın durmasına neden olmaz. Trombin sadece damarlardan birinde kanama olduğunda kanı pıhtılaştırır. Peki, trombin gerektiği anda pıhtılaştırma özelliğini nasıl kazanabilmektedir?

Trombin,  genelde kanda aktif olmayan protrombin halinde mevcuttur. Aktif olmadığı için protrombin, fibrinojeni işleme sokarak pıhtılaşma için gerekli olan fibrin maddesinin oluşmasını sağlamaz. Böylece canlı, kontrolsüz bir pıhtılaşmanın ölümcül etkilerinden korunmuş olur.

Şimdi düşünelim: Eğer, kanın pıhtılaşması sisteminde sadece fibrinojen ve protrombin görev alsaydı bu durum ölümcül sonuçlar getirebilirdi. Böyle bir durumda, kişi yara aldığında, kanın içinde amaçsızca dolaşan protrombin, fibrinojenin yanından geçip gidecek, ve kişi kan kaybından ölecekti. Bu duruma göre; protrombin fibrinojeni fibrine dönüştürme özelliğine sahip olmadığı için vücutta protrombini harekete geçirecek bir mekanizmaya ihtiyaç vardır. Nitekim bu sistem insan vücudunda mevcuttur.

Pıhtılaşma işleminde, Stuart faktörü denilen başka bir protein de protrombine etki eder ve onu aktif trombine dönüştürür. Ancak bu şekilde trombin, fibrinojeni fibrine dönüştürür ve kan pıhtısını oluşturur.

Fakat burada çok önemli bir detay daha vardır: Eğer, Stuart faktörü ve protrombin ile fibrinojen, kanın pıhtılaşmasında rol oynayan tek proteinler olsaydı; Stuart faktörü etkisini hemen başlatacak ve organizmanın kanını kurutacaktı. İşte bu nedenlerden dolayı Stuart faktörü de kanda aktif durumda bulunmamaktadır ve harekete geçmesi için aktifleştirilmesi gerekmektedir.

Pıhtılaşmanın bu noktasında durum daha da dikkat çekici bir hal almaktadır. Aktif durumdaki Stuart faktörü de protrombini harekete geçirmeye yeterli değildir. Stuart faktörü ve protrombini bir test tüpüne koyup karıştırabilirsiniz, fakat bu sırada trombin oluşana kadar kişi kanamadan ölüp gidecektir. Stuart faktörünün harekete geçebilmesi için de akselerin adında başka bir protein gereklidir. Bütün bunların biraraya gelmesiyle akselerin ve aktif Stuart faktörü  protrombini hemen etkileyip trombine dönüştürür ve kanama durdurulur.

Buraya kadar anlatılan aşamaların özeti; bir proenzimi aktifleştirebilmek için, iki ayrı proteine ihtiyaç duyulduğudur.

Ancak pıhtılaşmadaki birbirine bağlı işlemler bu kadarla da sınırlı değildir. Aslında akselerin de başlangıçta aktif olmayan proakselerin durumundadır. Peki bu proteini ne aktifleştirmektedir? Trombin! Fakat trombin hatırlayacağınız gibi bu zincirleme olayda, proakselerinin durduğu yerden daha aşağıdadır. Bu durumda akselerin üretiminde rol oynayan trombin, torunun anneannenin doğumundan önce var olmasına benzer. Ne var ki, Stuart faktörünün protrombini çok yavaş bir hızda kesmesi nedeniyle, kanda her zaman bir miktar trombin bulunmaktadır. (Michael Behe, Darwin's Black Box, New York: Free Press, 1996, s.85-90)

Buraya kadar anlatılanlar pıhtılaşma ile ilgili son derece yüzeysel bilgilerdir. Ancak bu kısıtlı bilgilere rağmen, pıhtılaşma gibi hayatımız boyunca çok sık karşılaştığımız bir olayın ne kadar kompleks ve tasarım harikası olduğunu anlamak mümkündür. Onlarca parçanın birbirine bağımlı olarak işlev gördüğü ve bir tanesinin bile bir kez dahi görevini aksatmadığı bu sistemin tesadüfler sonucunda oluştuğunu öne sürmek ise, bir insanın hayatı boyunca karşılaşabileceği en mantıksız, en akıl dışı iddiadır.

Dahası, evrimciler canlıların aşama aşama evrimleştiklerini iddia ederler. Oysa, pıhtılaşma olayında da görüldüğü gibi, tüm proteinler ve enzimler, pıhtılaşmanın gerçekleşebilmesi için birbirine bağımlıdır ve biri olmadan diğerleri hiçbir işe yaramamakta, hatta canlının ölümüne neden olmaktadır. Dolayısıyla, canlının, diğer parçaların tamamlanmasını beklemek gibi bir şansı ve vakti olmayacak ve canlı yok olacaktır. İnsan evrimleşmemiştir. Şu anda ne görünüme sahipse, ne gibi fiziksel ve kimyasal özellikleri varsa bundan milyonlarca yıl önce ilk ortaya çıktığında da bu özelliklere sahiptir. Bu da insanın bir anda Allah tarafından yaratıldığının açık delillerindendir.

 

De ki: "Siz, Allah'ın dışında taptığınız ortaklarınızı gördünüz mü? Bana haber verin; yerden neyi yaratmışlardır? Ya da onların göklerde bir ortaklığı mı var? Yoksa Biz onlara bir kitap vermişiz de onlar bundan (dolayı) apaçık bir belge üzerinde midirler? Hayır, zulmedenler, birbirlerine aldatmadan başkasını vadetmiyorlar. (Fatır Suresi, 40)