Böbreklerin Hassas Görevleri

 

Böbreklerin diğer görevlerini incelemeden önce içimizdeki su dünyasına bir göz atmakta yarar var. İnsan bedeninin katı görünüşü, gerçekte iç dünyadaki sıvıların üzerinde durmaktadır. Toplam ağırlığımızın % 60'ını oluşturan suyun yarıdan fazlası hücrelerin içindedir. Geri kalanı ise vücudumuzun tüm hücrelerini yıkar.

Hücreleri çeviren suyun belirli bir yoğunlukta olması gerekir. Aksi takdirde çok tehlikeli sonuçlar doğabilir. Hücreleri çeviren suyun önemini şu örnekle vurgulayabiliriz. Eğer bir kan damlasındaki hücreleri, çeşme suyuna koyacak olursak, hücrelerin şiştiklerini ve patladıklarını görürüz. Eğer musluk suyundan daha yoğun bir eriyiğin içine koyarsak bu sefer de hücrelerin buruş buruş olduklarını görürüz.

İlk deneyde çeşme suyu, daha yoğun olan hücrenin içine hücum edecektir. İkinci deneyde hücre içindeki su, daha yoğun olan dış ortama çıkacaktır. Vücut içinde, hücrelerde görülecek bu tür gelişmeler, sonu ölüme varan sonuçlar doğurur. Bu nedenle vücut içi sıvısının tam gereken yoğunlukta olması şarttır.

Böbreklerin yaratılışında söz konusu dengenin korunmasını sağlayacak özel sistemler vardır. Böbrekler kanı süzüp temizlemelerinin yanısıra aynı zamanda içimizdeki deniz olarak nitelendirilebilecek suyun yoğunluğunu da ayarlayan mucizevi bir çift organdır. Bu organ, dokularınızda bulunan sıvı miktarını ve bu sıvının yoğunluğunu bilir ve buna göre vücudunuzda gerekli düzenlemeleri yapar.

Dokulardaki su oranı, günlük hayatta insanın aklına bile gelmeyecek bir konudur. Ancak böbrekler -sizin bundan haberiniz bile yokken- bu su oranını sizin için ayarlar ve sürekli sizin için çalışırlar. Tıpkı sizin adınıza görev yapan yüzlerce farklı sistem ve trilyonlarca hücrenizin yaptığı gibi…