Damarlarınızdaki Basınç ve Böbrekler

 

Böbreklerin çok önemli bir görevi de kan basıncını yani tansiyonu ayarlamaktır. Kan basıncını belirleyen en önemli faktörlerden biri damarların içinde bulunan sıvı miktarıdır. Damarların içindeki sıvı ne kadar fazla olursa tansiyon da o derece yükselir ve vücuttaki tüm organlara zarar verir.

Vücudun damarlardaki fazla sıvıyı algılaması kalbin ön odacıklarına yerleştirilmiş algılayıcılar sayesinde olur. Kalbin içine giren fazla miktarda sıvıyla gerilmesi sonucunda kalpteki algılayıcılar beyne durumla ilgili sinyaller gönderirler. Beyin buna karşı böbreğe giden damarların genişliğini ayarlayarak kanın süzülmesini artırır.

Kalbin ön odacığında gerçekleşen basınç ölçümü ve bu ölçümlere göre vücutta yapılan düzenlemeleri hayali bir örnek üzerinde inceleyelim.

Hayalimizde bir oda canlandıralım. Bu oda dış dünyadan tamamen tecrit edilmiş bir odadır. Odanın içinde bütün ömrünü bu odada geçirmek zorunda olan bir insan yaşar. Bu insanın aynı zamanda çok önemli bir görevi vardır.

 Odanın duvarlarındaki hava basıncı her an değişmektedir. Odanın içinde yaşayan insanın görevi ise her saniye bu basıncı özel aletler yardımıyla ölçmektir. Ayrıca yaptığı ölçümleri telefonla bir bilgi işlem merkezine haber vermek zorundadır. Her gün binlerce kez rapor vermeli, raporlarda hiçbir hata olmamalıdır. Eğer ölçüm yapmayı unutursa, uyuya kalırsa veya hatalı bir ölçüm yapacak olursa içinde bulunduğu oda, odanın içinde bulunduğu bina ve bütün şehir yok olacaktır.

Elbette bütün yaşamını bir odanın duvarlarındaki basıncı ölçmeye adamış, tek bir saniye uyumadan görevini yapan, üstelik hiçbir hata yapmayan bir insan var olamaz. Böyle bir olayı insan hayal dahi edemez. Ancak insan bedeninde yaşanan gerçekler, insanın hayal gücünün sınırlarını aşar. Çünkü kalbin ön odacığının duvarlarında bulunan hücreler bütün yaşamlarını odacığın duvarlarındaki basıncı ölçmeye ve bu ölçüm sonuçlarını beyne bildirmeye adamışlardır. Hücrelerin böylesine önemli bir göreve sahip olmaları, görevlerini büyük bir fedakarlıkla ömür boyu sürdürmeleri, bu hücrelerin kalbin iç odacığına yerleştirilmiş olmaları, ölçüm yapma kabiliyetine sahip olmaları ve yaptıkları ölçümleri  beyne bildirebilmeleri, hücrelerin özel olarak yaratılmış olduklarını gösterir.