Nesîbe Hatun (r.anhâ):

Nesîbe Hatun, Kâ’b’ın kızı ve ensârdan Zeyd b. Âsım’ın hanımıdır. Uhud harbine kocası ve iki oğluyla berâber katılan İslâm’ın bu mücâhide kadını, kahramanlıkta herkesi hayretler içinde bırakmıştı. Hattâ Rasûlullâh (s.a.v.) Efendimiz’in üzerine hücûm eden fedâîlerden bir süvârînin ayağını kılıçla ikiye ayırdı ve atından aşağı düşürüp öldürdü. Kendisi de birkaç yerinden yaralanıp her tarafı kana boyandığı halde, kocasını ve çocuklarını harbe teşvik ediyordu.

Bu sırada Kureyş’in azılı meşhûrlarından İbn-i Kamie;

"Bana gösteriniz; ya o, ya ben!" diyerek bizzat Rasûlullâh (s.a.v.) Efendimiz’e saldırmıştı.

Bunun üzerine Nesîbe Hatun, hemen yetişti. Ve İbn-i Kamie’ye üç kere kılıç çaldı. Fakat kestiremedi. Çünkü İbn-i Kamie’nin üzerinde iki zırhı vardı. İbn-i Kamie ise, kılıçla Nesîbe Hatun’u omuzundan yaraladı.

Düşman, her ne taraftan Rasûlullâh (s.a.v.)’in üzerine hücûm etse, Nesîbe Hatun, hemen kocası ve oğulları ile birlikte yetişip müdâfaa ederdi.

Hz. Peygamber (s.a.v.), O’nun hakkında şöyle buyurur:

"Uhud gününde, sağa sola her baktığımda Ümm-i Ümâre’yi (Nesîbe Hatun’u) yanımda savaşır gördüm." (229)

Yine bu fedâkârâne hizmetlerinden dolayı, Rasûl-i Ekrem (s.a.v.) Efendimiz, bu mübârek âile hakkında:

"Yâ Rab!

Bunları bana cennette refîk eyle!.." (230) diye duâ buyurdular.

Cenâb-ı Hakk; bizleri de bu mücâhide ve kahraman vâlidemizin hürmetine cennette Habîb-i Kibriyâsı’yla refîk eylesin!

Âmîn!..