Çağlayan    GERİ DÖN

Çağlayan yüksek bir yerden daha alçak bir yere düşen akarsudur .Genellikle bir ırmak ya da çayın sert kayaçlı bir yöreden daha yumuşak kayaçlı bir yöreye geçtiği kesimlerde oluşur. Yumuşak kayaçların daha hızlı aşınması dik bir uçurumun oluşmasına yol açar. Böylece sular bu uçurumdan aşağıya dökülür. Buzul hareketlerinin ırmak yataklarını akan sulardan daha derin biçimde oymasıyla ortaya çıkmış çağlayanlar da vardır. Çağlayanlar elektrik üretmeye yarar .Güzel manzaralarıyla da çok çekici yerlerdir . Ömeğin Antalya'daki Manavgat Çağlayanı ilin görülmeye değer yerlerindendir.


Çay   GERİ DÖN

Çay hem bir bitkinin, hem de bu bitkinin kurutulmuş yaprakları haşlanarak hazırlanan bir içeceğin adıdır . Çay bitkisi kendi haline bırakıldığında küçük bir ağaç kadar boylanabilir .Ama yapraklarının kolay toplanabilmesi için sürekli budanarak bir çalı boyunda kalması sağlanır . Genellikle yalnızca her dalın tepesindeki tomurcuk ile onun altındaki iki körpe yaprak toplanır . Daha sonra bu yapraklar birkaç aşamalı bir kurutma işleminden geçirilir . Dünyanın pek çok yerinde çay yetiştirilir . Çay en iyi yüksekçe yerlerde yetişir . Hindistan, Çin, Sri Lanka, Japonya ve Türkiye önde gelen çay üreticisi ülkelerdir. Çay bitkisinin yapraklarından ilk kez bir içecek hazırlayanlar Çinliler'dir. Çay daha sonra Asya'daki öbür ülkelere yayıldı; 17 .yüzyılda da Avrupa'ya getirildi. Çay eskiden Çin ve Rusya'da tuğla gibi bloklar halinde satılırdı. Bazen bu çay blokları para yerine de kullanılırdı. Japonya'da çay özel bir törenle içilir. İngiltere'de de geleneksel bir içecektir .


Çekirge   GERİ DÖN

Çekirgeler çok gürültücü böceklerdir . Yakın akrabaları cırcırböcekleriyle birlikte tür sayıları 1 O bini aşar . Renkleri genellikle yeşil ya da kahverengimsidir . Çekirgelerin üç çift bacağı vardır . Arka bacakları sıçramaya çok elverişlidir. Bazıları bir kerede 1 metre sıçrayabilir . Çoğu arka bacaklarını kanatlarına sürterek ses çıkarır . Cırcırböcekleri ise ses çıkarmak için kanatlarını birbirine sürter . Genellikle erkeklerin çıkardığı bu sesler dişilerin dikkatini çekmeye yarar . Göçmen çekirgeler bazen büyük sürüler oluşturur ve tarım ürünlerine zarar verir .


Dinazorlar    GERİ DÖN

Dinozorlar milyonlarca yıl önce yaşamış olan çok iri sürüngenlerdi. Bilim adamları yere gömülü çok sayıda dinozor kemiği buldular . Bunları inceleyerek dinozorlara ilişkin pek çok bilgi elde ettiler . İlk dinozorlar yaklaşık 180 milyon yıl önce yaşadı. O zamanlar Dünya bugüne göre çok daha sıcaktı. Karalar bataklıklarla kaplıydı. Diplodokus gibi bazı dinozorlar bitkiyle besleniyordu. Dört ayağı üstünde yürüyen bu otçul dinozorun uzunluğu 27 metreydi. Bazı ''' dinozorlar da et yiyordu. Etçil dinozorlardan , gorgozor arka ayakları üstünde durabiliyordu. Boyu 9 metreydi. Bu hayvan öbür dinozorları da yiyiyordu. Birçok otçul dinozor etçil dinozorlara karşı zırhlanmıştı. Ömeğin 5,5, metre uzunluğundaki ankilozorun sırtı kemik levhalarla kaplıydı. Bu levhalar düşmanlarını kandırmaya yarıyordu. Çünkü yere çöken ankilozor tıpkı bir kaya gibi görünüyordu. Dinozorların neden yok olduğu belirsizdir . Ama birçok bilim adamına göre Dünya'ya büyük bir göktaşı çarpmış, gökyüzünü saran toz ve duman örtüsü Güneş ışığını engellemiş, önce bitkiler , ardından da aç kalan otçul ve etçil dinozorlar ölmüştü.


Diş   GERİ DÖN

Dişler insanlann ve öteki hayvanlann çene kemiklerine dizilmiş sert, kemiksi oluşumlardır .Yiyecekleri ısırmaya, parçalamaya ve çiğnemeye yararlar . Hayvanlar dişlerini kendilerini savunmak ve avlarını yakalamak için de kullanır. İnsanlarda ve memelilerin çoğunda iki takım diş gelişir . Sütdişleri denen birinci takım, insanlarda 6 yaş dolayında düşmeye başlar .Yerine 32 kalıcı dişten oluşan ikinci takım gelir . İnsanlarda kesicidiş, köpekdişi, küçük azı ve büyük azı denen dört tür diş bulunur . Diş, taç denen dış bölüm ile bir ya da birkaç kökten oluşur . Dişin içinde damarlar ve sinirler vardır .


Duyular    GERİ DÖN

Canlılar kendilerini ve çevrelerini etkileyen olayları duyularıyla fark ederler. İnsanın başlıca beş duyusu görme, işitme, dokunma, tat ve koku almadır. Bunların dışında basınç ve denge gibi duyuları ile örneğin ağrı ve açlık duymasını sağlayan iç duyuları da vardır . Duyular bir uyarana gösterilen tepkiyle harekete geçer. Örneğin sıcak bir tepsiye dokunmak bir uyarandır .Bu uyaranla harekete geçen duyu, sinirler aracılığıyla beyne bir haber iletir .Beyin de aldığı haberi çözerek, örneğin tepsinin sıcak olduğunu anlar .


Dünya    GERİ DÖN

Dünya, Güneş sistemindeki dokuz gezegen arasında insanların yaşadığı tek gezegendir . Büyüklük bakımından beşinci sırada gelir. Neredeyse top gibi küre biçimlidir. Çapı 12. 750 kilometre, toplam alanı 510 milyon kilometrekare dolayındadır . Yaklaşık yüzde 29'u karalarla, geri kalanı okyanus ve denizlerle kaplıdır. Dünya'nın iç bölümünde üç ana katman vardır .En içteki bölüme çekirdek denir . Çapı 7 bin kilometre kadar olan çekirdeğin büyük ölçüde nikel ve demirden oluştuğu sanılır . Çok yüksek sıcaklık nedeniyle bu mineraller sıvı haldedir . Ama bilim adamları çekirdeğin ortasında katı bir demir top bulunduğu kanısındadır . Çekirdeği saran, katı
kayaçlardan oluşmuş katmana manto denir . Kalınlığı 3 bin kilometreye yaklaşan mantonun üstündeki yerkabuğu da katı kayaçlardan oluşur . Yerkabuğunun kalınlığı kıtaların altında 32, okyanusların altında da 5 kilometre kadardır .

Efsane    GERİ DÖN

Yıllarca gerçekten olmuş gibi kuşaktan kuşağa aktarılan öykülere efsane denir . Efsanede anlatılan olaylar bazen hayali olabilir . Ama efsaneler çoğunlukla gerçek olaylara ve gerçekten yaşamış kişilere dayanır. Bu öykülerin çoğu kahramanca işler yapmış kişilerle ilgilidir . Eski Yunanlı şair Homeros İlyada ve Odysseia adlı destanlarında krallara ve kahramanlara ilişkin efsanelerden yararlanmıştır . Kral Arthur ve şövalyeleriyle ilgili birçok öykünün kaynağı efsanelerdir . Gerçek bir kişinin yaşamına dayanan Köroğlu adlı halk öyküsü de çeşitli efsanelerle karışmıştır . Efsaneler bir bölge ya da halkın kültüründe önemli yer tutar. Mitolojiyle de yakından ilişkilidir.

Nil Irmağı    GERİ DÖN

Nil Irmağı dünyanın en uzun akarsuyudur . Afrika'nın kuzeydoğusunda yer alır. Toplam uzunluğu 6.600 kilometreden fazladır . Nil iki ana koldan oluşur. Bunlardan Beyaz Nil dünyanın üçüncü büyük gölü olan Victoria Gölü'nden çıkar. Mavi Nil ise Etiyopya'daki Tana Gölü'nden doğar. İki ırmak Sudan'ın başkenti Hartum ' da birleştikten sonra kuzeye ilerleyerek Sahra'yı ve Mısır'ı aşar. Kıyıya yakın bir delta oluşturan Nil Irmağı, sularını Akdeniz'e boşaltır. Mısır'da Nil'in iki yanında çorak çöller uzanır .Tarım alanları yalnız ırmak kıyılarında bulunur .Nil Irmağı her yıl taşar ve yatağına çekilirken geride verimli topraklar bırakır . Mısır halkının çoğunluğu ırmak çevresindeki dar şeritte yaşar . Eski Mısırlılar tarım yapmalarına ve yaşamalarına olanak veren Nil'e taparlardı. Ülkeye can veren Nil'i ''Büyük Irmak'' adıyla anarlardı.