Cahil Cesur Olur
Köylünün biri,
sığırını ahıra bağladı. Gece bir aslan geldi, sığırı yedi, onun yerine oturdu.
Köylü sığırını merak etmişti, onu
yoklamak istedi geceleyin ahıra gitti. Sığırını zannederek arslanın vucudunu
okşuyor, sırtını kaşıyordu.
Arslan, karnı tok olduğu için sesini
çıkarmıyor, köylü için de şöyle düşünüyordu:
_"Eger hava fazla aydınlık
olsaydı, bu adamın korkudan ödü kopardı. Beni böyle küstahça kaşıması, gece
vakti kendi sığırı sanmasındandır."
ÖĞÜTLER:
Doğruyu araştırmadan, kendi zannına
göre hareket eden yanılır.
Çağlar boyu zulmet ve nur, hak ve
bâtıl, doğru ve yanlış sürekli çarpışmıştır. Her iki kesimden de insanlar ola
gelmiştir.
Zar atarken besmele ile atanlara,
yahut sahneye Allah'ın hoşlanmadığı bir tarzda çıkarken besmele çekenlere hep
rastlamışsınızdır.
İşte bunlar kendi sığırını
zannederek vahşi arslanı kaşıyan köylü gibidir.
Nasıl yaşarsanız öylece inanırsınız.
Yaşam tarzları Allah'ın kurallarına göre olmayan bazıları, dürüstçe hareket
edip "Bizim yaşantımız hatalı demiyor da, dini inançlarını yaşam
tarzlarına göre ayarlıyor.
Yamadık dünyayı, yırtarak
dinimizden.
Din de gitti, dünya da gitti
elimizden.
Hak gelince bâtıl zâil/yok olur.
Görüşlerindeki noksanlık yüzünden hakla batılı karıştıranlar, hak gelince, yani
hikayemizde ahır aydınlanınca sığırı zannettiği arslanı görecek ve korkacaktır.
Allah'tan hakikaten alimler korkar.
Gerçeği olduğu gibi görenler, yani alimler Allah'tan elbet en iyi korkan, seven
ve yaşantısını ona göre düzenleyendir.