| 
        KUYRUKYAĞI
           Adam
          eline geçen kuyruk parçası ile her sabah dudaklarını ve bıyığını
          yağlar, daha sonra dışarı çıkar, tanıdıklarına hava atarak : 
          -
          Evde yağlı yemekler yedim, sözümün doğruluğunun şahidi de
          dudaklarım ve bıyığımdır, derdi. 
          Karnı
          ise sessiz sedasız : 
          -
          Allah yalancıların düzenini kurutsun!.. Senin boş hayallerin bizi
          ateşlere attı!.. O yağlı bıyığın dibinden kopsun!.. A yoksul,
          şu kötü davan olmasaydı belki de bir kerem sahibi bizlere acırdı
          !.. Bu yalanları  uydurmasaydın
          da yoksulluğunu söyleseydin bir doktor çıkıp derdine derman
          olurdu belki!.. Ya rabbi , şu adamın gizlediğini sen dışarıya
          vur , meydana çıkar!.. Bizi yaktı, yandırdı, sen de onu rüsvay
          eyle ...  diyordu hal dili
          ile. 
          Ey
          eğri adam; doğrulara ancak doğrulukları fayda verir!.. Doğrul ,
          doğru ol!.. Ayıbını söylemiyorsan, bari sus , gösterişle,
          hileyle kendini öldürme!.. Elde ettiğini tut ; yollarda sınama taşları
          var!.. Her şeyin imtihanı vardır!.. Ufacık şeylere kendini
          satma!.. 
          Karnın
          duası kabul oldu . İhtiyaçtan doğan yanıp yakılma dışarıya
          kadar âdeta bayrak açtı, âşikâr oldu. Allah : “Beni
          çağırdığında; suçlu da olsan, putperest te olsan , yine icabet
          ederim !.. Onun için duadan hiç usanma , çekinme!.. Dua ; nihayet
          seni , gulyabani nefsinin elinden kurtarır!.. “ demiştir. Karın
          ; kendini Allah’a ısmarlayınca ansızın bir kedi geldi, o kuyruk
          parçasını kapıp götürdü. Ev halkı kedinin peşine düştüler,
          fakat o kaçıp gitti. “Babamdan azar işiteceğim ...” diye , çocuğun
          beti , benzi kaçtı , lâkin ne çare?!.. Baba bir toplulukta
          otururken o çocukcağız gelip işi anlattı . Lafla geçinen adamın
          şerefini bir paralık etti , dedi ki: 
          -
          Hani her sabah dudaklarını , bıyıklarını yağladığın o kuyruk
          parçası vardı ya!.. Kedi geldi onu kapıverdi. Ardına düştük,
          bir hayli koştuk ama, faydasız. Yakalayamadık !!! 
          Orada
          bulunanlar hem şaşırdılar , hem gülüştüler. Acıdılar , davet
          edip doyurdular, yeryüzüne benzeyen varlığına merhamet tohumları
          ektiler. O da ulularda  ki
           doğruluğun  zevkini
          fark edince ; ululuğu bırakıp , doğruluğa kul oldu. 
          Mesnevi:
          3.Cilt - Sayfa: 58-....-61 
          Düzenleyen: Hamdi Cenik  |