| 
        TAMAH 
          Birisinin
          bir koçu vardı, boynuna ip bağlamış, tuttuğu ucundan çekerek götürüyordu
          otlaktan. Hırsız hissettirmeden yaklaştı arkadan, ipi kesti, koçla
          uzaklaştı oradan. Adam olanlardan habersiz devam ederken yoluna,
          gayrı ihtiyari döndü baktı arkasına... 
          - Aman
          Allah’ım!.. Koçum... koçum yoktur, kaybolmuş.. Ne yapacağım
          ben şimdi?..  Diye dövünmeye, sağa, sola koşarak aramaya başladı.
          Nafile!.. Yoktu hiç bir yerlerde..  Bitap düşene kadar, bakmadığı
          yer kalmadı. Ümidi kesti, artık 
          bulamayacağına iyice kanaat getirmişti ki, kuyu başında kendisi
          gibi dövünen bir adam gördü. 
          - Gitti,
          gitti cânım paracıklarım. Tamı tamına 100 altınım vardı
          kesemde. Kova ile su çıkarıyordum ki kuyudan, kaydı, aktı gitti
          kuşağımın arasından!.. Ne yaparım ben şimdi, nerelere giderim,
          kimlere anlatırım derdimi?.. Diye feryat ediyor, göz ucu ile de
          geleni takip ediyor, ne tepki vereceğini merak ediyordu. 
          Yaklaştı
          koçu çalınan: 
          - Duydum
          bütün anlattıklarını. Kaderdeşim, duydum da üzüldüm haline,
          adeta kendi üzüntümü unuttum. Yıldızlar bugün hırsızlardan
          yana her halde. 
          - Ne
          oldu, senin başına ne geldi?.. Anlat ta birlikte dertlenelim.. Belki
          Allah bir çıkış yolu gösterir ikimize de!.. 
          Anlattı;
          koçunun nasıl kaybolduğunu, aramadık yer bırakamadığını,
          kalbindeki yanmanın git gide artmakta olduğunu... 
          -
          "Aptal, ahmak adam. Daha ipin kesilerek çalındığının farkında
          bile değil!.. Zaten böylelerine mal da gerekmez. Olan, azabını artırmaktan
          başka ne işe yarar ki? İyi yapmışım!.. Şimdi planın ikinci kısmına
          geçmeliyim!.. " diye düşündü hırsız ve: 
          - Eğer
          kuyuya inip; düşen kesemi çıkarırsan, yüz altınımın beşte
          birini sana veririm, dedi. 
          Koçu çalınanın
          gözleri parladı, sevinçten ne yapacağını şaşırdı... 
          - Tabii,
          tabi inerim. Ne olacak insanlık öldü mü?. Hem bu işten ikimiz de
          kârlı çıkacağız. Sen kesene kavuşurken, ben de kaybettiğim koç
          yerine bir deve kazanmış olacağım, dedi... 
          Soyundu, çıkan elbiselerini kenara bıraktı, inmeye başladı
          kuyunun içine. Hırsız elbiseleri alarak uzaklaşırken oradan, kıs
          kıs gülüyordu!.. 
           
          Tedbir ona denir ki selamete ulaştırsın!.. 
          İnsana tamah taununu getirecek tedbire; tedbir denmez!... 
          Tamah huyu, fitneden ibaret bir hırsızdır ama, hayal gibi her an
          bir surete bürünür!.. Onun hilesini Allah’tan başka kimse
          bilmez, Allah’a firar et de o alçaktan kurtul!... 
           
          Mesnevi:6.Cilt-Sayfa:40-41
          |