Namazı Bozan ve Bozmayan Şeyler
"Fesad" bozulma ve "İfsad" da, bozma demektir. Bunların karşıtı
"Salâh (Sıhhat)" ve "Islah" dır. İbadetlerde fesad ile "butlan" birdir. Fasid olan bir
ibadete "batıl" da denir. Bir şeyi bozan sıhhat halinden çıkaran şeye de, "müfsid" denir. Çoğuluna "müfsidat" denir.
Bir namazın şart ve rükünlerinden biri bulunmamakla o namaz fasid
olacağı gibi, bu şart ve rükünler üzere başlanıldıktan sonra bazı şeylerin bulunmasından dolayı da fasid olabilir. Namazı böyle bozan şeylere "Müfsidat-ı
Salât" adı verilir. Bunların bir kısmı daha önce yeri geldiğinde anlatılmıştı.
Biz burada şart ve rükünleri ile başlanmış bir namazı bozacak şeylerin başlıcalarını yazacağız. Şöyle ki:
1) Namazda iki harfden ibaret dahi olsa, namaz kılanın işiteceği derecede söz söylemek namazı bozar. Bu hususta kasıd, yanılma, uyuma ve hata halleri eşittir.
2) Bir hastalık sebebiyle veya bir malın ve bir arkadaşın kaybolması gibi musibetten dolayı harfler belirecek şekilde sesle ağlamak vaya "ah, uh, eh" diye inlemek, "öf demek, yahut bir toza üflemek veya bir şeyden bezginlik göstermek için "uf, tuh" demek namazı bozar.
Yüce Allah'ın korkusundan, cennet veya cehennemi hatırlamaktan dolayı ağlamak, ah ve iniltide bulunmak namazı bozmaz. Kendini tutamayacak
derecede şiddetli hastalıktan dolayı bir ah ve inilti de namazı bozmaz.
3) Cemaattan biri, imamın okuduğu Kur'andan duygulanarak ağlasa veya "evet" dese, bakılır: Eğer bu bir huzur ve huşu eseri ise, namazı bozulmaz.
Fakat sadece ses güzelliğinden lezzet duyma eseri ise namazı bozulur.
4) Bir özür veya makbul bir sebeb bulunmaksızın "eh, eh..." diye boğazı gürültü çıkararak temizlemek namazı bozar. Fakat zorlamayarak kendiliğinden gelen bir öksürme, bir
özür sayıldığından namazı bozmaz. Sesi düzeltip güzelleştirmek için veya namazda bulunduğunu bildirmek için veya kendi imamının bir kıraat hatasını düzeltmek için bunun yapılmasında namaz bozulmaz. Çünkü
bu boğaz temizliği doğru bir maksada dayanmaktadır. Sahih olan görüş budur.
5) Aksıran kimseye namazda "Yerhamükallah" denilmesi ve başkasının
"Rahimekallah" demesi üzerine namazda "amin" denilmesi namazı bozar.
Fakat aksıranın kendi nefsine karşı "Yerhamükallah" demesi namazı bozmaz. Yine, aksıran
kimseye hamd etmesini hatırlatmak için namazda "Elhamdü lillâh"
denilmesi, sahih olan görüşe göre namazı bozmaz. Çünkü bu sözün cevab
yerinde olması benimsenmiş değildir. Bu yalnız bir hatırlatmadan ibarettir.
6) Namazda "Allah" ismi işitilmekle "Celle Celâlüh" denilse veya
Peygamber Efendimizin şerefli ismi işitilmekle "sallallahu aleyhi ve sellem"
denilse, bakılır: Eğer bununla bir cevap kastedilmiş ise namaz bozulur. Fakat yalnız bir övgü ve yüceltme kasdedilmişse, bozulmaz. Çünkü bu, namaza aykırı
olmayan bir zikir olmuş olur.
7) Namazda şeytani bir vesveseden dolayı "Lâ havle ve la kuvvete illâ
billah" denilse, bakılır: Eğer bu vesvese ahiretle ilgili bir şey ise, namaz bozulmaz. Fakat dünya
ile ilgili bir şey ise, namaz bozulur. Çünkü vesvese bir acıdır. Bu durumda dünyaya ait bir acıdan dolayı bu
"Lâ havle" sözü söylenmiş olur.
8) Namaz kılmakta olan kimse, kendisini çağırana veya içeriye girmek için izin
isteyene, namazda olduğunu anlatmak için "Elhamdü lillâh" veya "Sübhanellah" dese veya okuyuşunu aşikâr yapsa, bununla namaz bozulmaz.
9) Kur'an-ı Kerim'in içinde veya hadis-i şeriflerde bulunan bir duayı namaz içinde okumak, namazı bozmaz.
Namazda: "Allahümme Ekremnî, Allahümme en'im aleyye, Allahümme aslih emri, Allahümmerzuknî'l-afıyete,
Allahümmağfir lî ve livalideyye ve lilmüminine velmüminat" denilmesi
gibi... Fakat: "Allahümmeğfir liammî, Allahümmeğfir lihalî" gibi bir dua,
namazı bozar. Çünkü, böyle bir dua Kur'anda ve hadislerde yoktur.
10) Namazda, insanların sözlerine benzer bir şekilde dua edilmesi ve
insanlardan istenilmesi imkansız olmayan bir şeyin Yüce Allah'dan istenilmesi,
namazı bozar. Allahümme at'imnî lahmen = Allah'ım bana et yedir." ,
"Allahümmekzi deyni = Allah'ım borcumu Öde," ve "Allahümmerzuknî zevceten = Allah'ım beni zevceyle
rızıklandır" diye dua edilmesi gibi...
11) Namazda bir kimseye dil ile selam vermek veya başkasının selamını dil ile almak veya tokalaşarak
selamlaşmak namazı bozar. Sadece Aleyküm denilmesi veya yanılarak selam alınması da böyledir.
12) Namazda el ile veya baş ile selam alınsa, sorulan veya istenilen bir şey için baş, göz ve kaş
ile işarette bulunulsa, namaz bozulmaz. Fakat bir namaz kılana: "ileri git, yanında namaz kılacak
kimseye yer ver" denilip, o da bu emre uyarak hareket etse, namazı bozulur. Çünkü namaz içinde
Allah'dan başkasının emrine uymuş olur. Fakat kendiliğinden biraz çekilerek namaz kılacak kimseye safda yer vermesi namazı bozmaz.
13) Namaz içinde çok sayılan iş ve hareket, namazı bozar. Az sayılan iş bozmaz. Şöyle ki: Namaza ve namazı düzeltmeye ait olmayan ve çok hareket sayılan bir hareket namazı bozar. Çok iş ve hareket o işdir ki, onu işleyen
kimseyi dışardan bir kimse gördüğü zaman, namazda olmadığından şübhe etmez. Bunun karşıtı az iştir ki,
sahibini gören, onun namazda olup olmadığından şübheye düşer. Örnek: Namaz kılmakta olan bir kimse, yerden bir taş alarak kuş veya
benzeri bir şeye atacak olsa, namazı bozulur. Çünkü bu hareketi çok harekettir.
Fakat yanında bulunan bir taşı bir eliyle atacak olsa, namazı bozulmaz. Çünkü bu bir az işdir. Ancak namaz içinde başka bir şey ile uğraştığından dolayı günah işlemiş olur.
14) Bir kimse namazda, kendi imamından başka bir kimsenin okuduğu Kur'andaki yanlışlığı veya takıldığı yeri düzeltse namazı bozulur. Çünkü bu
hareket bir öğretme ve öğrenme sayılır. Öğretme ve öğrenme ise, çok harekettir. Fakat kıraat maksadı ile okuyup da bunun sonunda o kimse için düzelme hasıl olsa, namazı bozulmaz.
Yine, kendi imamı için düzeltme yapsa, namazı bozulmaz. İmamın yeteri kadar Kur'an okumuş olması fark etmez. Çünkü bu aynı namazı düzeltmeye
aitir. Fakat namaz kılan bir kimse, kendisi ile beraber aynı namazda olmayan kimsenin okuyuşunu düzeltirse, namazı bozulur, çünkü bu bir öğretme sayılır.
15) Bir kimse namazda iken vücudunu bir kere veya arka arkaya iki kere veya değişik
rekatlarda birer, ikişer kere kaşısa, namazı bozulmaz. Fakat bir rekatta birbiri ardınca üç defa kaşısa, bozulur. Ancak bir organını, elini tekrar
kaldırmadan birkaç defa kaşıması, bir defa kaşıma sayılır.
16) Namazda bir özür olmaksızın birbiri ardınca hiç durmadan en az üç adım atmak namazı bozar. Yine, bir şahsın çarpması üzerine, namaz kılanın elinde olmayarak yerden üç adım kadar yürümesi de namazı bozar. Namaz kılınan yerden tutup çıkarılmak da böyledir, namaz bozulur.
17) Namazda tekrarlama yapılmaksızın bir el ile baştan sarığı veya giysiyi kaldırıp yere koymak veya bunları yerden
kaldırıp başa koymak, namazı bozmaz. Fakat bunları yerden kaldırıp başa koymak çok iş ve
harekete muhtaç olursa, namazı bozar.
18) Namaz kılmakta olanın bir kimseye bir el veya bir kamçı ile vurması, namazı bozar. Çünkü bu, çok iş ve harekettir. Fakat hayvan üzerinde namaz kılanın bu hayvana arka arkaya üç defa vurması, namazını bozarsa da, bir veya iki defa vurması bozmaz. Sahih olan görüş budur.
Yine, hayvanın yürümesi için, bir ayağı iki defa hareket ettirmek namazı bozmaz. Fakat iki ayağı hareket ettirmek bozar,
iki ayak, iki el yerinde sayılır.
19) Namazda iken hayvana binmek, namazı bozar, fakat namazda iken hayvandan inmek bozmaz.
20) Namaz içinde bir ayakkabıyı iki el ile giyinmek, namazı bozar. Fakat ayağındaki ayakkabılarını ayaktan kolayca çıkarıvermek, namazı
bozmaz.
21) Bir kimse yanılarak veya kasden bir buğday tanesi yese, bir damla su içse, gözüne sürme çekse, bedeninin herhangi bir yerine yağ sürse, baş ve
sakalının saçlarını tarasa veya örse namazı bozulur. Çünkü bunlar birer çok iştir. Fakat
bir elinde bulunan yağı veya benzerini diğer eline almaksızın başına veya başka
bir organına sürse, bununla namazı bozulmaz. Çünkü bu az bir iştir.
22) Namazda çocuğu alıp emzirmek namazı bozar. Namaz kılmakta olan bir kadının
memesini çocuk kendi başına tutup emecek olsa bakılır: Eğer süt çıkmaksızın bir iki defa emmiş olursa, namaz bozulmaz. Fakat süt çıkarsa veya süt çıkmaksızın iki defadan çok
emerse, namaz bozulur.
23) Namaz içinde bulunan bir erkeği, zevcesinin öpmesi veya okşaması ile namazı bozulmaz. Ancak erkeğin şehveti uyanırsa, bozulur. Fakat bir kadının namazı, kocasının
kendisini şehvetle okşaması ile veya ister şehvet olsun, ister olmasın öpmesiyle bozulur. Çünkü cinsel yaklaşma konusunda kocanın hareketi asıldır.
24) Bir kimse namazda iken, gözüne karşı gelen bir kitaba yalnız baksa
yahut ne yazılmış olduğunu anlamak için bir göz atsa, sahih olan görüşe göre,
namazı bozulmaz. Fakat karşısında bulunan bir Kur'an"ı Kerim'den yahut yazıları bulunan
bir mihrabdan Kur'an-ı Kerim ayetlerini okuyacak olsa, bakılır: Eğer okuduğu ayetler, onun
ezberinde idi ise, namazı bozulmaz. Fakat ezberinde yoktu ise, en az bir ayet okuyunca namaz
bozulur; çünkü bu, bir öğrenme demektir. Bu mesele İmamı Azam'a göredir, iki imama göre, ziyade okumakla da bozulmaz. Ancak böyle bir okuma mekruhtur. Bunda, kitab
ehline (Yahudi veya Hıristiyanlara) bir benzeyiş vardır.
25) Bir maksada bağlı olmayarak kalbe gelen kuruntular ve işler namazı bozmaz. Onun için, bir kimse namaz içinde dili ile söylemeksizin düşüncesi ile bir şiir veya bir hutbe düzenleyecek olsa, günah işlemiş olur. Çünkü böyle
yapan kimsenin kalbi, namazda başka şeyle uğraşmış olur. Bununla beraber
namazı bozulmaz.
26) Namaz kılmakta olan bir kimse, kaç rekat namaz kıldığına dair olan bir soruya cevab olarak
elinin parmaklarını gösterecek olsa, namazı bozulmaz. Yine üç kelimeden az olmak üzere yazı yazsa, namazı bozulmaz. Ancak görenler, onun namazda olmadığını sanırlarsa, namazı bozulur.
27) Cemaatle namaz kılan kimse, bir özür sebebiyle, diğer bir görüşe göre de özürsüz de olsa, ön tarafa, sağ veya sol tarafa yahut kıbleden yüzünü çevirmeksizin arka tarafa bir rükün mikdarı, dura dura birer saf kadar gitse,
mescidden çıkmadıkça veya kırda ise, saflardan ayrılmadıkça namazı bozulmaz. Çünkü
mescidde ve sahrada safların bulunduğu kısım, tek bir yer sayılır. Bunun için kırda namaz kılanın ön tarafında saf
bulunmazsa, secde yerinin önüne geçmesi ile namazı bozulur. Yine tek başına namaz kılanın da, secde yerini
geçmesi ile namazı bozulur. Kadınlar için evleri, bir görüşe göre
mescid, diğer bir görüşe göre kır hükmündedir.
28) Ağız dolusundan az olan bir kusuntu, elde olmayarak yutulursa, bununla namaz bozulmaz.
29) Namazda olan bir kimse, göğsünü özürsüz olarak kıbleden döndürse, namazı bozulur. Fakat bir organdan kan çıkmak gibi bir
sebeble abdestsizlik meydana geldiğini yanlışlıkla zannetse de kıbleye arka çevirecek olsa,
mescidden çıkmadıkça namazı bozulmaz. Fakat bu adam imam olur da yerine başkasını geçirirse, namaz bozulmuş olur.
30) Namazda bulunan kimseden burun kanaması veya kusuntu gibi, istekle olmayan
abdesti bozacak bir şey meydana gelse, o kimse serbest olur: Dilerse abdest alıp yeniden namaz kılar. Buna namaza yeniden başlama (istinaf-ı
salât) denir. Faziletli olan da budur. Dilerse, namaza aykırı hiç bir şeyle uğraşmaksızın en yakın
yerdeki su ile abdest alır ve tek başına idiyse, bu abdest aldığı yerde veya evvelce namaza başlamış bulunduğu yerde
namazının geri kalan kısmını tamamlar. Bir imama uymuş idiyse, evvelki yerine dönüp orada namazını
tamamlar. İmama uymanın sıhhatine engel olacak bir yerde durup oradan tekrar imama uyamaz. Ancak cemaatla kılınan namaz
bitmiş olursa, o zaman yalnız başına namaz kılan gibi hareket eder. Bu namaz kılışa da, başlanan namaza
devam (bina-i salât) denir. Böyle bir kimse abdest almak için yakın suyu bırakıp uzağa gitse veya gidip
gelirken Kur'an okusa veya bu arada avret yeri açılsa, artık namazı bina edemez (başladığı namazdan geri kalan kısmı kılamaz).
Yeniden namaz kılması gerekir.
31) Namazı bozulan bir imamın, kendi yerine başkasını geçirmesi ittifakla caizdir. Şöyle ki: Bir imama, namaz kılarken burnu kanamak gibi (semavî) bir
abdestsizlik gelse, cemaat içinden imam olmaya elverişli bir kimseyi işaretle veya
elbisesinden tutarak mihraba geçirir. İmamla beraber yalnız bir kişi bulunmuş olsa, bu kimse
imamete ehil ise, imamlığa geçmesi kararlaşmış olur. İmam böyle yerine bir adam geçirmeksizin
mescidden çıksa veya sahrada ise safları geçmiş olsa, cemaatın namazı bozulur, imam tek
başına namaz kılan hükmünde kalır. Dilerse abdest alıp namazı bina eder (bıraktığı yerden tamamlar),
dilerse yeniden namazını kılar. Bu istihlâf (yerine başkasını geçirme) konusunda
cemaatın bilgisi yoksa, istihlâf cihetine gidilmeyip namazın yeniden kılınması daha faziletlidir. Çünkü bu durumda namazın bozulmasını gerektiren bazı haller
olabilir.
32) Dişlerin arasında kalmış olan bir kırıntı namaz içinde yutulsa, bakılır:
Eğer en az nohut mikdarı ise namazı bozar. Bundan küçük ise namazı bozmaz.
33) Ağızda bulunan bir şeker parçasının, namazda çiğnenmediği halde tadı boğaza gitse, namazı bozar. Fakat namazdan önce yenmiş bir yemeğin ağızda kalmış olan tadı, namaz içinde tükürükle boğaza gitse, bununla namaz
bozulmaz.
34) Namazda sakız veya Hindistan cevizi gibi bir şey, arka arkaya üç kez çiğnenecek olsa, namaz bozulur.
Yutulmasa da böyledir. Fakat çiğnenmediği halde bunun küçük bir parçası boğaza gidecek
olsa, bundan namaz bozulmaz.
35) Namaz içinde bayılma ve çıldırma halleri namazı bozar.
36) Dört rekatlı bir namazı bilmemezlikle iki rekat sanarak birinci oturuştan sonra selam veren kimsenin namazı bozulur. Yatsının farzını teravih, öğlenin farzını cuma veya sabah namazı
zannederek birinci oturuşta selam verilmesi de böyledir. Fakat yanılarak böyle bir selam vermekle namaz bozulmaz.