İmanın Rükünleri
İman yalnız kalben tasdik midir, yoksa ikrarla beraber kalbî tasdik midir? suali
çerçevesinde farklı görüşler ileri sürülmüştür. İbn-i Abidin "Hanefilerin
ekserisine göre; tasdikle beraber ikrardır. Muhakkıklara göre yalnız tasdiktir.
İkrar ise dünya ahkamının icrası için şarttır. İkrarı imanın rüknü kabul
etmeyenler şunun üzerinde ittifak etmişlerdir. Kalbiyle tasdik eden kimseden her
ne zaman diliyle ikrar etmesi istenirse, ikrar etmesinin lazım olduğuna
inanmalıdır" hükmünü zikreder. İmam-ı Azam'a (rha) göre; gerçek iman kalbî
tasdikten ibarettir. Zira dil ile ikrar ettikleri halde, kalben tasdik etmeyen
münafıklar, kafir hükmündedir. Nitekim Kur'an-ı Kerim'de: "İnsanlardan öyle
kimseler vardır ki kendileri iman etmiş olmadıkları halde, "Allah'a ve ahiret
gününe inandık" derler. Halbuki onlar inanıcı (insan)lar değildir." Yine "Ey
Peygamber, kalbleriyle inanmadıkları halde ağızlarıyla "inandık" diyenlerle,
yahudilerden o küfür içinde (alabildiğine) koşuşanlar seni mahzun etmesin"
buyurulmuştur. Dikkat edilirse, bu Ayet-i Kerimelerde; dilleriyle inandıklarını
iddia eden, fakat kalbî tasdik bulunmayan kimselerin hali izah edilmiştir.
Resûl-i Ekrem (sav)'in: "İnsanlar "Allah (cc)'dan başka ilah yoktur" deyinceye
kadar (onlarla) cihada memur oldum. Şimdi her kim "Allah (cc)'dan başka ilah
yoktur" derse canını ve malını benden korumuş olur. Ancak hakkı ile olursa (yani
kalben de tasdik ederse) ne ala!... Aksi durumda (Sadece dille söyler, kalben
inanmazsa) hesabı Allahû Teâla (cc)'ya kalmıştır" buyurduğu bilinmektedir.
İmam-ı Muhammed (rha) bu Hadis-i Şerifi zikrettikten sonra: "Netice olarak bir
kimse malum olan şirk itikadının hilafı olan tevhidi ikrar ettiği zaman İslâm'a
girişine hükmolunur. Çünkü gerçek itikadını (Kalbi durumunu) tesbit etme
imkanımız yoktur. Neyi ikrar ettiğini duyarsak, o inançta olduğuna hükmederiz"
demektedir. Sonuç olarak; imanın asli rüknü kalbi tasdiktir. İslâmî bütün
hükümleri kalben tasdik eden kimse mü'mindir. Dünya ahkâmının icrası açısından
zaruri olan rüknü ise; dil ile ikrar etmektir. Eğer bir kimse kalben tasdik
eder; bu tasdiki dili ile ikrar etmezse, hali insanlarca meçhul kalır. Tabii dil
ile ikrar için herhangi bir ehliyet arızası (Dilsiz olma veya ikrah-ı Mülci
gibi) bulunmamalıdır.