Kadınların Cuma, Bayram ve Cenaze Namazı. Kılıp Kılamayacağı ve
Bunların Saflardaki Durumu Cuma namazı farz-ı ayın, bayram namazları vacip, cenaze namazı
ise farz-ı kifayedir. Bunlardan cuma ve bayram namazları, ancak cemaatle
kılınır. Cenaze namazının cemaatle kılınması şart olmadığı gibi; ister erkek,
ister kadın olsun tek bir müslümanın kılmasıyla kifai farz yerine gelmiş
olur. Görüldüğü üzere, gerek mükellefiyet gerek hüküm bakımından cenaze
namazında kadın ile erkek arasında hiç bir fark yoktur. Cuma namazının farziyyetiyle ilgili ayetin (Cum’a, 62/9) kadın
ve erkekleri içeren umumi hükmü sünnetle tahsis edildiği için, cuma namazı
ile sadece hür, mukim ve (cuma namazına katılmaya engel olacak derecede hasta
ve yaşlı olmayan) sağlıklı erkek Müslümanlar mükelleftir. Nitekim ayetin
umumi hükmünden hür, mukim ve sağlıklı olmayanlara da cuma namazının farz
olduğu anlaşılmakta ise de, ayetin hükmü bu yönden de tahsis edilmiştir. Nitekim
bir hadis-i şerifte, "Hürriyetine sahip olmayan köle, kadın, çocuk ve
hasta .müstesna olmak üzere, cemaatle cuma namazı kılmak, her müslüman
üzerinde vacip bir haktır." (Ebu Davad, Salat, 168, Hadis No:1O67;
Beyhekı, III, 172) buyurulmuştur. Bu itibarla kadınlar cuma namazı ile
yükümlü değildir. Cuma namazının kadınlara farz olmadığı konusunda icma
vardır. Asr-ı saadetten beri hiçbir İslam müçtehit ve alimi bunun aksini
söylememiş, bütün İslam ülkelerinde, her dönemde uygulama da böylece devam
ede gelmiştir.
Vakıa, cuma ve bayram namazları ile yükümlü olmadıkları halde
kadınlar isterlerse bu namazlara katılabilirler. Bu takdirde, kendisine cuma
namazı farz olmayan (mesela dinen misafir sayılan) bir kişinin cuma namazını
kıldığında o günkü öğle namazını kılmasına gerek olmadığı gibi, cuma namazına
katılan kadınların da ayrıca öğle namazını kılmaları gerekmez. Nitekim
günümüzde beş vakit namazda ve özellikle teravihte olduğu gibi, gerek asr-ı
saadette, gerek sonraki dönelerde kadınlardan çok sayıda cuma ve bayram
namazlarına katılanlar olmuştur. Ancak ne Hz. Peygamber (s.a.) döneminde ne
de müteakip asırlarda beş vakit namazla mükellef kadınların tamamının cuma ve
bayram namazlarına katıldığı sabit değildir. Günümüzde de isteyen hanımların
cami adabına uyarak camilerin kendilerine ayrılan bölümlerinde,cuma ve bayram
namazı kılmalarında hiçbir sakınca yoktur. Safların düzenlenmesine gelince: İslami hükümlere göre, sadece namaz kılarken değil, ihtiyaç ve zaruret bulunmadıkça kadınların erkekler arasına karışmayıp, uygun olan ayrı bir yerde bulunmaları uygun olur. Bu itibarla ister cuma, ister bayram, ister cenaze, hangi namaz olursa olsun, kadınlar erkeklerle birlikte namaz kıldıkları takdirde, erkeklerden ayrı, uygun bir yerde namaza durmaları gerekir. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.) namaz saflarını önce erkekler, sonra erkek çocuklar en arkada da kadınlar olmak üzere düzenlemiş; "namazda erkek saflarının en faziletlisi en önde olanı, fazileti en az olanı ise en arkada bulunanıdır. Kadın safların en faziletlisi ise en arkada kalanı, en az faziletlisi ise en önde olanıdır." (Müslim, Salat , 132;Ebu Daud, Salat, 97. Tirmiz.i, Mevakıt, 52; Nesai, İmame, 32; İbn Mace, İkame, 52) buyurmuştur. Sünnet olan safların böyle olmasıdır. Sünnete uymayarak, kadınlar erkek safları arasına karışarak imama uyarlarsa, Hanefi mezhebine göre rüku ve secdeli namazlarda kadınların arkasında ve hizasında kalan erkeklerin namazları fasit olmuş sayılır. bu duruma sebep olan kadınlar da günah işlemiş olurlar. Bu durum, rüku, ve secdesi bulunmayan cenaze namazında meydana gelirse, erkeklerin namazı fasit olmazsa da, sünnete (yani Hz. Peygamber (s.a.) 'in düzenlemesine) aykırı hareket edildiği için mekruh olur. |