Emr-i mâruf yaparken

Sual: Bir hakkı alabilmek için eylemlere girişmek, emr-i bil mâruf ve nehy-i anil münker midir? Kötülükleri, yanlış işleri önlemeye, çalışırken dikkat edilmesi gereken hususlar nelerdir?

CEVAP

İmâm-ı Gazâlî hazretleri buyuruyor ki:

(İnsanlar üç kısımdır:

Birinci kısmı gıda gibidir. Herkese, her zaman gerekir.

İkincisi ilâç gibidir. İhtiyâç zamanında gerekir.

Üçüncüsü, hastalık gibidir. Bunlara ihtiyâç olmaz. Fakat, kendileri bulaşırlar. Bunlardan kurtulmak için, dinimizin emrettiği şekilde müdâra etmek gerekir.)

Emr-i mâruf yapmak, güvenlik kuvvetlerine karşı gelmek ve isyan etmek, dövmek, yıkmak, kırmak, sövmek demek değildir. Böyle şeyler yapmak, fitne çıkarmak, yâni bölücülük olur. Müslümanların ezilmesine, hapse girmesine ve din, îmân bilgilerinin yasak edilmesine yol açar. Böyle fitne çıkarana Peygamber efendimiz lânet etmiştir.

Kendisine veya başkalarına zarar gelme korkusundan dolayı iyiliği emretmek ve haramı men etmek mümkün olmazsa, böyle durumlarda fitneye mâni olmak için susmak gerekir. Buna müdâra denir. Fitne zamanında, ineğe tapanların yanında, ineğin ağzına ot vermeli, onları kızdırmamalıdır.

Zarardan kurtulmak için

Müdâra, islâmiyetin dışına çıkmadan, dini veya dünyayı zarardan kurtarmak için, dünya menfaatinden vermek, gönül almaktır.

Müdâhene, gönül alırken, islâmiyetin dışına çıkmak, günaha girmektir.
Hindiyye’de, (Günah işliyene tatlı sözle öğüt verilir. Dinlemezse, fitne çıkacak ise susulur. Kötü söylenmez) deniyor. Kur’an-ı kerimde meâlen buyuruldu ki:

(Rabbinin yoluna hikmetle, güzel öğütle çağır! Onlarla en güzel şekilde tartış!) [Nahl 125]

Kâdı zâde Ahmed efendi buyuruyor ki:

El ile, güç kullanarak emr-i mâruf ve nehyi münker yapmak, yâni günah işliyene mâni olmak; hükûmetin vazifesidir. Söz ile, yazı ile cihad etmek, âlimlerin vazifesidir. Kalb ile duâ etmek ise, her müminin vazifesidir.

Etkili olacaksa, bu vazifeleri yapmak vâcib olur. Fitneye sebep olacağı umulursa, terk etmek vâcib olur.

Fitne bulunan yere zarûretsiz gitmek câiz değildir. Eğer dînini korumak için hicret ederse, güzel olur. Cennete girmeye lâyık ve şefaate mazhar olur. (Birgivî vasıyetnâmesi şerhi s.200)

Abdülgani Nablüsî hazretleri de buyuruyor ki:

(Emr-i bil mârufu ve nehy-i anil münkeri el ile yapmak, hükûmet adamlarına, dil ile yapmak, din adamlarına, kalb ile yapmak da her müslümana farzdır.

Kendinin ve müslümanların dînine veya dünyasına zarar gelecek işleri bırakmak vâcib olur. Öldürüleceğini bilenin cihad yapması câiz olmaz.

Sultanın, kendi aklı ile, arzûsu ile verdiği emirlerine itaat etmek gerekmez. Fakat sultan zâlim ise, eziyet ve işkence ediyorsa, onun dine aykırı da olsa, emirlerine uymak gerekir. Hele, itaat etmiyenleri öldürüyorsa, kendini tehlikeye atmak, kimseye câiz olmaz.
Ahî Çelebî Hediye kitâbında (Emr-i mâruf farzdır, fitneye yol açarsa yapılmaz) buyuruyor.) [Hadîka]

Kâfirlerle barış yapmak

İbni Âbidîn hazretleri de buyuruyor ki: (Savaşınca, ölüneceği, savaşmayınca esîr olunacağı biliniyorsa, savaşılmaz. Müslümanların herhangi şekilde helâk olmalarından korkulursa, kâfirlere mal vererek barış yapılır.

Sultanın, zâlimin, ölümle, hapis ile, işkence ile korkutarak emrettiği günahı işlemek mubâh, hattâ farz olur. Emrini yapmamak günah olur.) [R.Muhtar]

Mişkât-ül-mesâbîh şerhinde diyor ki:

(Bir hadîs-i şerîfte, (Öyle idareciler gelir ki, benim yolumdan ayrılırlar. Kalbleri şeytân yuvasıdır. Bunlara da itaat ediniz! Karşı gelmeyiniz! döverek, söverek, mallarınızı alsa da karşı gelmeyiniz) buyuruldu. Yâni, (zâlim olan, malınıza, canınıza saldıran idareye de isyan etmeyin, fitne çıkarmayın. Sabredip, ibâdetiniz ile meşgûl olun. Şehirde fitneden kurtulamazsanız, ormana gidin, orada ot yemek zorunda kalırsanız, ormanda kalın, fitnecilere karışmayın) demektir. Peygamber efendimiz, (İyi dinleyin ve itaat edin) buyurdu. Bu, fitne çıkarmamak için, dikkatli olun demektir.) [Eşi’at-ül-leme’ât]

Müslüman, Allahın emirlerine uymalı, günah ve suç işlememeli, fitne çıkmasına sebep olmamalıdır! Herkese iyilik etmeli ve herkesin hakkını gözetmelidir! hiç kimseye zulüm, yapmamalıdır!

Müslümanlığın güzel ahlâkını, şerefini, her yerde herkese göstermeli, her milletin islâm dinine sevgi duymasına, saygılı olmasına sebep olmalıdır! (İslâm Ahlâkı)

geri    islamahlakı    ileri