1 Ben susuzluktan ölürsem, tek damla bile yağmasın!

2 Ölüm, Nevruz günümüzdür, baharımızdır.

3 Eğer öfkelenip gitmez de bu hazineye boşalırsa ne âlâ!

* Darılma, şu kelâm zekâtın postunu giymiş.

4 Evet, sizde zekâ var; zekâ ise ancak zekâtla parlar.

5 Vakit geçmiş değil, eskiden kaybettiklerinizi şimdi tadârik edin.

6 İşte bu meyelân, şakîliğin yolunu kesmiştir.

7 "Bir daneye benzer ki, ondan yedi başak sümbüllenir; herbir başakta da yüz dane bulunur." Bakara Sûresi, 2:261.

8 Zaman, işte şu âdetin sırtından yiyip içti.

9 Ümmetin emin ve olgun kişileri, devletin de kılıç ve salâhı olan selefin, bir arpa tanesi etmeyen bir şiire on dinar bağışta bulunmak gibi ihsanat-ı şahsiyelerinde ortaya çıkan hazin hale ne dersin?

10 Üzerinde durmak lâzım... Nihayetinde bu, nev'e ve millete incirar eder; çünkü şiirin hizmet ettiği lisan, milliyetin ipidir. Nitekim bu zaman, milliyet ihtiyacını ortaya çıkarmış ve bu maksad-ı âlinin kapısını açmıştır.

11 Evet, onların aralarında hamiyet sahibi milliyetperverler var; onlara teşekkür ederiz. Tembeller var; onlardan şikâyetçiyiz. Şaşkınlar var; onları irşad ederiz. Ölüler var; .... kimseler almasın diye onların mirasını muhafaza ederiz.

12 Gerçekten onların temiz kalblerinin merkezine sıbğa-i Rabbâniye ve gönüllerine de hakikatin ziyası nakşolunmuştur.

13 Nedimler şarabı içip gittiler; şarap mahzenini boşaltıp gittiler.

14 Maatteessüf, onlar oturmakla kötülük ettiler ve hizmetlerinde tembellik gösterdiler. Şimdi ben onların himmetlerini kadîm ve hakikî mecrâsına yöneltmek istiyorum.