HAŞİYE 1 İşte o kıyaslar: Mâneviyatı maddiyata kıyas edip Avrupa sözünü onda dahi hüccet tutmak. Hem de bazı fünûn-u cedideyi bilmeyen ulemanın sözünü ulûm-u diniyede dahi kabul etmemek. Hem de fünun-u cedidede mahareti için gurura gelip, dinde de nefsine itimad etmek. Hem de, selefi halefe, maziyi hale kıyas edip haksız itirazda bulunmak gibi fasit kıyaslardır.
HAŞİYE 2 Şu Medresetü'z-Zehrâ'ya dair mebâhisi, Hürriyetin üçüncü senesinde nutuk suretiyle Bitlis'te, Van'da, Diyarbakır'da, daha birçok yerlerde ahaliye ders verdim. Umumen dediler: "Hakikattir, hem mümkündür." Demek diyebilirim ki, ben bu meselede onların tercümanıyım.
HAŞİYE 1 İhtar: Ey kendinizi havass zanneden ehl-i siyaset ve ehl-i hükûmet! Ye'si kırmak için avâma ders ve hitap olan şu kitabı senet tutup tesellî etmeyiniz. Zira sizin su-i istimâliniz onların su-i tefehhümünden daha ziyade su-i tesir eder. Size bir ders vermek için zamanı tevkil eyledim. Dersini dinlemediniz, dehşetli tokadını yediniz.
HAŞİYE 2 Ehl-i medaris, meyus olmayınız. Şimdi ilim ve fen hâkimdir. Her nev'iyle teâli edilecek, en âlâsı en âlî tabakaya çıkacak.
HAŞİYE 3 Şeyhin kerameti şeyhten rivayet; lâkin tahdis-i nimet dahi bir şükürdür.
HAŞİYE 1 Adaletin tevziinde adalet olmazsa zulüm görünür. Bir hatır için bin hatır kırılmaz. Şiddet ayrı, hamiyet ayrıdır. Bir hod-pesend hakkı iltizam etse, çokları haksızlığa sevk eder, belki mecbur eder.
HAŞİYE 2 Şimdi anlıyorum ki, ne dediğimi anlamıyorsunuz. Zira ben siz oluyorum, anlamıyorum. Şunun büyük kardeşi olan ulema reçetesi daha müphem konuşuyor. Demek beraber gezmekliğim lâzım. İşte ben de hayalimi terfik ettim.