![]() |
Ehemmiyetli, fakat bir derece mahremdir.
Aziz kardeşlerim,
Mahrem sırr-ı da, cifirle istihracım aynen Münâzarat risalesinde,
"Bir nur çıkacak ve göreceğiz?" diye gaybî müjdeler gibi, ilhamî ve hak
bir hakikati fikrimle olan tatbikatımda bir kusur vardı. O kusur beni
düşündürüyordu. Münâzarât ve Sünuhat gibi risalelerdeki
müjde-i nuriyeyle Risale-i Nur'u tam halletti. Geniş daire-i siyasiye yerine, yüksek
bir daire-i nuriyeyle o kusuru izale ettiği gibi,
sırr-ı mahreminde, on iki, on üç sene sonra "İslâmiyete darbe vuranların
başlarında öyle müthiş bir patlayış olacak ki, kıyamete kadar unutulmayacak"
meâlindeki istihrac-ı cifrî çok geniş bir dairede olduğu halde, nur müjdesi
sırrının aksine olarak, dar bir dairede ve hususî bir hükûmette tatbik etmek
suretiyle, fikrim o geniş daireyi ihata edemeyerek o hakikatin suretini değiştirmiş.
Halbuki o istihracın gösterdiği aynı tarihte, o rejimin müessisi ve başı dünyadan
göçtü, darbesini yedi. Ve aynı senede, perde altında bilinmeyen ve küre-i arzın
ekserini ve nev-i beşerin kısm-ı âzamını istibdadı altına alan bir müthiş
cereyanın düğümü ve düğmesi ve mânen binler başından bir başı ve en müthişi
olan o göçüp giden adam tokat yediği aynı zamanda, daha sene tamam olmadan, o
müthiş cereyanın bütün başları ve taraftarları öyle semavî müthiş tokatlara ve
şiddetli fırtınalı musibetlere tutulmaya başladılar; kıyamete kadar azâbını
çekecekler ve çekiyorlar. Ve edyân-ı semâviyeye ve İslâmiyete ettikleri
cinayetlerin cezasını çok geniş bir dâirede gördüler ve görüyorlar. Mimsiz
medeniyetin pisliğiyle dünyayı mülevves ettikleri için, aynı istihracın
gösterdiği tarihte, o mimsiz medeniyetin başına da öyle bir semavî tokat indi ki, en
karanlık vahşetten daha aşağı indirdi.
Elhasıl: Sırr-ı da çok geniş bir dâire, dar bir dâirede
tatbik edilmiş. Nur müjdesi ise, dar ve mânevî, fakat yüksek bir daireyi geniş ve
maddî bir daire suretinde tasvir edilmişti. Cenab-ı Hakka yüz bin şükür ediyorum
ki, bu iki kusurumu kuvvetli bir ihtar-ı mâneviyle ıslah etti.
5 sırrına mazhar eyledi.