Tarihçe-i Hayat - Emirdağ Hayatı - s.2190

Üstadın mâsum çocuklarla sohbet ve muhaveresi ise çok ibretli ve saadetlidir. Emirdağı ve civarı köylerinde, yanına gelen mâsumlara büyükler gibi ehemmiyet verip, kalben onlara müteveccih olurdu. "Evlâtlarım, siz mâsumsunuz, daha günahınız yoktur. Ben çok hastayım, bana dua ediniz; sizin duanız makbuldür. Ben sizi mânevî evlâtlarım ve talebelerim olarak duama dahil ettim" derdi. O çocuklar, gözlerinden akan muhabbet nurlarıyla Üstadı selâmlarlar, Üstad, gafil büyüklerden ziyade onlara samimî ve ciddî selâm ederdi. Ve "Bunlar istikbalin Nur talebeleridir. Bana olan bu alâka ve teveccühlerinin sebebi ise: Mâsum ruhları hissediyor ki, Risale-i Nur, onların imdadına gelmiş. Ben de o Nurun bir tercümanı olmam hasebiyle, gayr-ı ihtiyarî bu fedakârane muhabbet ve alâkayı gösteriyorlar" derdi.

Üstad, yanına gelen gençlere de, daima Nur derslerini okumalarını, zamanın ahlâksızlık tehlikelerinden sakınmalarının büyük menfaat ve saadetini onlara telkin ederek, namaz kılmalarının lüzumunu ihtar ederdi. Bu tarzdaki dersinden, belki binlerce gençler intibaha gelmişlerdir.

Yine kırlarda ve yollarda rastladığı memur ve işçilere, herbirisine münasip ders verir, namaz kılmalarının ehemmiyetini söyler ve o zaman dünyevî meşgalelerinin âhiret hesabına geçeceğini telkin ederdi. Bilhassa bu nevi dersi, "Din, terakkiye mânidir" diyenlerin fikirlerinin ancak birer hezeyan olduğunu gösterir. Bilâkis, hem o insan için, hem vatan ve millet için iman nuruna mazhar olmak, maddî-mânevî saadet ve terakkiyi temin eder. Namazını kılıp istikametle hareket ettiği takdirde dünyevî çalışma ve gayretinin âhiret hesabına geçip ebedî saadet ve nurları netice vermesi düşüncesi, ne kadar o vazifeyi iştiyakla severek yapmayı temin edeceği mâlûmdur. İşte bu hakikati, bütün memurlar, san'atkârlar ve esnaf rehber ittihaz etmeli. Ve bu ders, umuma telkin edilmelidir. Bu zikredilen bahis, deryadan bir katre nev'inden Üstadın saymakla bitmeyen millete menfaattar hizmetinden bir cüzdür. İslâmiyete irtica, mü'minlere mürteci diyenlere yazıklar olsun!HAŞİYE

Üstadın, Emirdağ'daki ikameti sırasında onun ve talebelerinin yazdığı mektuplardan bir kısmı

Emirdağ'daki kardeşlerime...1


Kendi kendime bir hasbihaldir2


Kendi kendime hasbihal nâmındaki parçaya lâhika olarak...3


Bu istida üç makamata gönderilmiştir...4


Aziz, sıddık kardeşlerim,

Hem mânevî, hem maddî bir kaç cihette sorulan bir suale mecburiyet tahtında bir cevaptır.5


Aziz, sıddık kardeşlerim,

Bir suale mecburi cevabın tetimmesidir...6


Aziz, sıddık kardeşlerim,

Hem, bunu kat'iyen ilân ediyorum ki...7


Tarihçe-i Hayat - Emirdağ Hayatı - s.2191

Aziz kardeşlerim,

Müdâfaâtımda onlara cevaben demiştim ki...8


Aziz kardeşlerim,

Risale-i Nur'un zuhurundan kırk sene evvel...9


Sizi, eski talebelerim ve eski arkadaşlarım ve kardeşim ve biraderzâdem Abdülmecid ve Abdurrahman'lar bildiğimden...10


Aziz, sıddık kardeşlerim,

Bilmukabele, biz de Ramazanınızı tebrik ediyoruz...11


Elhamdülillâh, bu sene Isparta'daki talebelerinizi dünyevî meşâgil daha çok gaflete sokmadı...12


Aziz, sıddık kardeşlerim,

Sizin, bayramlarınızı tekrar betekrar tebrik ediyoruz. Gayet ehemmiyetli iki meseleyi, sizlere-zekâvetinize itimaden, Risale-i Nur'da müteferrikan parçaları bulunmalarına binaen-gayet muhtasar konuşacağım...13


Aziz, sıddık, sebatkâr, muhlis kardeşlerim...14


İstanbul'da, komünistler aleyhindeki hâdiseyi gören Risale-i Nur talebelerinin mektubundan bir parça...15


Aziz, sıddık kardeşlerim,

Birkaç aydan beri, aleyhime çevrilen desiseleri meydana çıktı...16


Nur talebelerine Risale-i Nur'dan çekmek isteyenlerin desiselerini beyan edip, öylelere ne şekilde cevap verilmesi hakkında Üstadın hülâsalı bir mektubu.

Aziz, sıddık kardeşlerim,

Gayet ehemmiyetli bir meseleyi...17


Bu vatandaki milletin en büyük kuvveti olan Âlem-i İslâm'ın teveccühünü...18


Risale-i Nur, bu mübarek vatanın mânevî bir halâskârı olmak cihetiyle...19


Kardeşlerim,

Şimdi tam tahakkuk etti ki...20


Çok aziz, sıddık, bahtiyar kardeşlerim,

Kızıl Rusya'dan çıkarak, kızıl ateşler, kızıl kıvılcımlar saçan...21


Aziz, sıddık kardeşlerim,

Geçen kışta bana karşı suikastların...22


Bu sıkıntılı zamanda nefsim sabırsızlıkla beni taciz ederken...23


Aziz, muhterem kardeşlerim,

Evvela: Zâtınızın, bir risale kadar câmi ve uzun ve müdakkikane hararetli mektubunuzu kemal-i merakla okudum...24


Dahiliye Vekiliyle hasbihalden bir parçadır...25


Eski Dahiliye Vekili, şimdi Parti Kâtib-i Umumisi Hilmi Bey...26


Aziz, sıddık kardeşim ve bu fâni dünyada hamiyetli ve ciddi bir arkadaşım...27


Aziz, sıddık kardeşlerim,

Maddî ve mânevî bir sual münasebetiyle hatıra gelen bir cevaptır...28


Tarihçe-i Hayat - Emirdağ Hayatı - s.2192

Aziz, sıddık kardeşlerim,

Bu şaşaalı baharın çiçeklerini temaşa etmek için...29


Aziz, sıddık kardeşlerim,

Evvelâ: Seksen sene ibadetli bir ömrü bahtiyarlara kazandıran Ramazan-ı mübarekte, inşaallah Nur'un şirket-i mânevîsi o kazanca mazhar olacak. Bayrama kadar elden geldiği kadar, Nurcular ihlâs ile birbirinin dualarına mânevî âmin demeli ki, birisi o sekseni kazansa, herbiri derecesine göre hissedar olur. En zayıf ve en ağır yükü bulunan bu hasta kardeşinize elbette mânevî yardım edersiniz.

Nurların erkânlarından bir iki doktor...30


Aziz, sıddık kardeşlerim,

Evvelâ: Leyle-i Kadirde kalbe gelen pek uzun ve geniş bir hakikata pek kısaca bir işaret edeceğiz...31


Aziz, sıddık kardeşlerim,

Evvelâ: Size, hem acip, hem elim, hem lâtif bir macera-yı hayatımı...32


Aziz, sıddık kardeşlerim,

Evvelâ: Umum Nurcuların mübarek bayramlarını ve Haccü'l-Ekberde bulunan Nur şakirtleriyle...33


Hadsiz şükür olsun ki, Risale-i Nur'un Harameyn-i Şerifeynce makbuliyetine bir alâmet şudur ki...34


Saniyen: Risale-i Nur'un bu kadar muarızlarına mukabil en büyük kuvveti ihlâs...35


Aziz, sıddık kardeşlerim,

Bu yirmi sene yüzer tecrübe ile, inayet-i İlâhiyye bizi himaye ettiği...36


Heyet-i Vekileye ve Milletvekilleri riyasetine cüz'i, fakat ehemmiyetli bir mâruzatımdır...37


Bediüzzaman Said Nursî'nin ders ve irşadıyla hakikate ulaşan ve Nur hizmetinde çok kıymettar ve yüksek hizmetleri sebkat eden kahraman ve halis bir talebenin, Üstadın mâhiyetini tarif eden ayn-ı hakikat bir ifadesidir.

Bugünde, mele-i âlânın arzda medar-ı süruru,
Bugünde, sekene-i arzın mele-i âlâda medar-ı iftiharı,
Bugünde, Habibullahın medar-ı nazarı,
Bugünde, Müslümanlığın sertacı,
Bugünde, hak tariklerin şahı,
Bugünde, hakikatlerin imamı,
Hem bugünde mahbub-u Hüdâ,
Hem bugünde allâme-i asır.
Hem bugünde zulmetin nuru,
Hem bütün günlerde serdar-ı hidayet,
Hem Molla Saidü'n-Nursî.
Hem Bediüzzaman el-Fahrüddevranî_

Hüsrev


Merhum Hasan Feyzi'nin Risale-i Nur hakkındaki manzumesi38


Merhum Hasan Feyzi, Nurlardan aldığı hakikat dersini, Nurlara işaret ederek güzel tanzim etmiş. Lâhikaya girsin.

Said Nursî

Güzel oku, her zerrede coşkun birer mânâ var,
Dert ehline bu mânâda canlar sunan eda var.
Vermek için parlaklığı, gamlı gönül evine,
Bir bak hele, her cilâdan üstün olan cilâ var.
Derin, güzel düşünceyle incelersen bunu sen,
Zayıflamış ruhlar için dağlar gibi gıda var.
Hem dilersen tükenmeyen sermaye-i serveti,
Aç gözünü, Nurlara bak, işte sana tufan gibi gına var.
Beni tanı, yürü kulum, yürü diye bizlere,
Her nefeste şefkat ile Rabbimizden nida var.
Duymuş isen bu nidayı her zerrenin dilinden,
Müjde olsun, artık sana Cennet denen safa var.
Uzaklara bakma, Nurlara bak yürü, âlem onun aynası.
Görmez misin, her yüzünde aynı renkte ziya var.
Bir güneştir her zerrede cilve yapıp parlayan,
Bilmez misin, sende dahi o edadan eda var.
Eller açıp yürü, bugün kana kana Risale-i Nur'dan ışık al
Aşka uyan, nura kanan her zerrede reha var,
Hüner değil dostu düşman, yârı ağyar eylemek,
Yadı biliş yapasın ki, ancak dostta vefa var.
Hünerdir ki, yaprak atlas, toprak elmas olmalı.