20- NİKAHIN
ZİKİRLERİ VE BUNUNLA İLGİLİ MESELELER
Kendisine
Veya Başkasına Kız İstemeye Gelenin Okuyacağı Dualar:
Nikâh
Akdinden Sonra Kocaya Söylenecek Duâ
Zifaf
Gecesinde Erkeğin Hanımına Söyleyecekleri
Ailesi İle
Birleştikten Sonra Kocaya Söylenecekler
Cinsi
Münâsebet Esnasında Okunacak Duâ
Erkeğin
Hanımı İle Oynaşması, Onunla Şakalaşması Ve Onunla Tatlı Konuşması
Kocanın
Hanımının Hısımları İle Konuşmadaki Edebi
Kadının Doğum
Sancıları Zamanında Okunacak Dualar
Doğan Çocuğun
Kulağına Ezan Okumak
Çocuğa İlk
Mamayı Verirken Duâ Etmek
İsteyici, Allah'a hamd
ve sena ederek, Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e Saîât getirerek başlar
ve şöyle der: Allah'dan başka İlâh olmadığına, ortağı bulunmayıp bir olduğuna
şahidlik ederim. "Eşhedü en lâ İlahe İllallâhu vahdehû lâ şerîkele
leh," Yine şehâdeî ederim ki, Muham-med Allah'ın kuludur ve O'nun
peygamberidir. "Ve eşhedü enne Muham-meden abdühü ve resûlühu", ben
kızınız falana yahut kerimeniz falana yahut bunun gibi sözler ifade ederek,
talib olarak geldim, der,
714- Ebû
Hüreyre'den (Radıyallahu Anh) rivayet edilmiştir. O da Re-sülüllah Sallallahu
Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu anlattı: "Her söz ki, yahut her iş
ki, ona Allah'a hamd ile başlanmaz, o iş bereketsizdir.”[1]
715- Ebû
Hüreyre'den rivayet edilmiştir. O da Peygamber Sallaliahu Aleyhi ve SeUem'in
şöyle dediğini anlatmıştır: "Her hutbe ki onda teşeh-hüd yoktur, o çolak
el gibidir."[2]
716- Rivayet
edildiğine göre, Ömer Îbni'l-Hattab (Radıyallahu Anh), kızı Hafsa'nm kocası
vefat edince, (Allah Hafsa'dan ve kocasından razı olsun) demiştir ki: Ben
Osman'a rasgeldim de Hafsa'yi (nikâhlasın diye) ona arzettim. Dedim ki:
İstersen Ömer'in kızı Hafsa'yi sana nikahlayayım?. Bunun üzerine Osman: İşimi
bir düşüneyim, dedi. Böylece bir kaç gün bekledi, Sonra benimle karşılaştı da:
Bugün evlenmemek bana uygun geldi, dedi. Ömer devamla: Sonra Ebû Bekir
El-Sıddîk'Ia (Radıyallahu Anh) karşılaştım da şöyle dedim: İstersen Ömer'in
kızı Hafsa'yi sana nikâhlarım? Ebû Bekir (Radıyallahu Anh) sustu. Bundan sonra
sözün devamını anlattı.[3]
Nikâh akdinden önce,
bir konuşma yapmak müstahabdir. Bu konuşma önceki bölümde zikrettiklerimizi
kapsamalı ve ondan daha uzun olmalıdır. Nikâh akdini yapan da konuşmayı
yapabilir, başkası da... Bu konuşmanın (hutbenin en faziletlisi, aşağıda
zikrettiğimiz hadistir!
717-
Abdullah İbni Mes'ud'dan (Radıyallahu Anh) yapılan rivayete göre demiştir ki;
Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şu hacet hutbesini (gerekli bir iş için
konuşmayı) bize öğretti:
"Hamd Allah'a
mahsustur. O'ndan yardım isteriz ve Ondan mağfiret dileriz. Nefislerimizin
kötülüğünden O'na sığınırız. Allah kime hidayet ederse onu sapıtan olmaz.
Sapıttığı kimseyi de kimse hidayete erdiremez. Allah'dan başka hiç bir İlâh
olmadığına şahidlik ederim ve şahidlik ederim ki, Muhammed O'nun kuludur ve
O'nun peygamberidir. Ey insanlar, sizi bir nefisten yaratan Rabbınızdan
korkun. O nefisten de eşini yarattı. O çiftlerden de çok erkekler ve kadınlar
üretti. Kendisi Adına birbirinizden isteklerde bulunduğunuz ve akrabahk
bağlarım kesmekten Allah'dan korkun. Allah üzerinizde gözcü bulunmaktadır. Ey
iman edenler! Gerektiği üzere tam bir ihlâsla AHah'dan korkun ve ancak
müslü-manlar olduğunuz halde vefat edin. Ey müminler! Doğru söz söyleyin de
Allah işlerinizi düzeltsin ve günahlarınızı bağışlasın. Kim Allah'a ve O'nun
peygamberine itaat ederse, büyük bir kurtuluşla kurtulmuştur."[4]
Âlimlerimiz demiştir:
İlk söze başlanan bu hutbe (ve konuşma) ile beraber şöyle demek müstahabdır:
Allah'ın emrettiği şekilde (seni) tutmak üzere yahut güzellikle ayırmak şartı
ile nikahlıyorum. Bu konuşmanın en az mıkdarı ise:
Elhamdü Lillâhi Vessalâtü
Ala Resûtillâhi Sallallahu Aleyhi ve Sellem. Ûsî Bitakvallahi."
Hamd Allah'a
mahsustur. Allah'ın Peygamberine Salât ve Selâm olsun. Allah'dan korkmayı
tavsiye ediyorum."
Bil ki, böyle bir
hutbe ile söze başlamak sünnettir. Eğer bu konuşmadan hiç bir şey yapılmamış
olsa, âlimlerin ittifakı üzere yine nikâh akdi sahih olur.
Dâvud El-Zahirî'den
rivayete göre o şöyle demiştir: Böyle bir hutbe yapılmadan nikâh sahih olmaz.
Ancak yetkili âlimler demişlerdir ki, Dâvud El-Zâhirî'nin muhalefeti
benimsenecek bir muhalefet sayılmaz, ve onun muhalefeti ile âlimlerin ittifakı
bozulmaz. En iyisini Allah bilir.
Şafi'i mezhebinde
muhtar olan, koca bir sözle hitabda bulunmaz. Ancak velisi ona: "Falanca
kızı sana nikahladım", dediği zaman, bu sözün arkasından, "ben de onu
nikâhlamayı kabul ettim" der. İsterse, "onun nikâhını kabul
ettim", der. Eğer cevabında: "El-hamdü lillâhi Vessalâtü Alâ
Resûlillahi, kabul ettim" derse, nikâh yine sahih olur. İcab ve kabul
arasında böyle bir söz zarar vermez. Çünkü bu söz, nikâh akdi ile ilgili az bir
sözdür. Âlimlerimizden biri şöyle demiştir: Araya giren bu sözle nikâh bâtıl
olur. Bir âlim de şöyle demiştir ki, bâtıl oimaz, o sözü söylemek müstahab
olur. Doğrusu önce söylediğimizdir, araya söz karıştırılmamalıdır. Bununla
beraber söylense de nikâh bâtıl olmaz. En doğrusunu Allah bilir.
Sünnet olan kocaya:
"Allah sana mübarek etsin", yahut "Allah üzerine bereket versin
Allah sizi hayırla bir arada tutsun", demektir.
Karı ve kocadan her
birine şöyle demek müstahab olur: Sizin her ikinize Allah arkadaşı hakkında
iyilik ve bereket versin. Hayrı ikiniz arasında bulundursun.
718-
Enes'den (Radıyallahu Anh) rivayet edilmiştir. Abdurrahman İb-ni Avf
evlendiğini Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e haber verince, peygamber
(s.a.v) ona: "Allah sana mübarek kılsın." Dedi.[5]
719- Cabir
(Radıyallahu Anh) evlendiğini Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e
bildirince, Peygamber (s.a.v) ona: "Allah sana bereket versin." Dedi.[6]
720- Sahih
isnadlarla Ebû Hüreyre'den rivayet edilmiştir: "Peygamber Sallallahu
Aleyhiıve Sellem, bir insan evlendiği zaman ona şöyle derdi:
"Allah sana
bereket versin, üzerine bereket ihsan etsin ve sizi hayırla bir arada
bulundursun.[7]
Evlenen adama: Oğullar
ihsan ederek ikinizi birleştirsin, demek mekruhtur. Bu kitabın sonunda dili
tutmak bölümünde İnşaallah Tealâ bu-nun kerahetine dair delil gösterilecektir.
Hanımı ile ilk
karşılaşmada Allah'ı anarak (Besmele çekerek) alnından (ön saçlarından) tutup
şöyle söylemek müstehabtır: "Allah her ikimize arkadaşı hakkında mübarek
etsin. Bu sözle beraber rivayet ettiğimiz şu hadisi söyler:
721- Amr
İbni Şuayb babasından, babası da dedesinden, o da Peygamber Sallallahu Aleyhi
ve Sellem'den rivayete göre, Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdu:
"Sizden biriniz
bir kadınla evlendiği zaman yahut hizmetçi bir köle sa-tınaltığı zaman:
' 'Allâhümme inni es
'düke hayrahâ ve hayra mâ cebeitehâ aleyhi ve eûzü bike min şerrihâ ve şerri mâ
cebeitehâ aleyhi."
"Allah'ım! Ben
bunun hayrını ve bunu yarattığın durum üzerine onun da hayrını senden isterim.
Bunun kötülüğünden ve bunu yaratmış olduğun durumun kötülüğünden Sana
sığınırım”
İnsan bir deve satın
alınca da, hörgücünün tepesini tutup yine aynı sözleri söylesin." buyurdu.[8]
Bir rivayet de
şöyledir: "Sonra kadının alnından (ön saçlarından) tutsun sonra kadın ve
hizmetçi hakkında bereket istesin.
722- Enes'den
(Radıyallahu Anh) rivayet edildiğine göre şöyle anlatmıştır: Resûlüllah
Saîlallahu Aleyhi ve Sellem Zeyneb ile (Radıyallahu An-hâ) evlendi de et ve
ekmek ziyafeti verdi." Böylece ziyafetin şeklini ve davet edilenlerin
çokluğu ile ilgili hadisi anlattı. Sonra şöyle dedi: "Resûlüllah
Saîlallahu Aleyhi ve Sellem çıkıp Aişe'nin evine gitti, ona:
Esselâmu Aleyküm,
ehlelbeyt ve Rahmetullahi ve berekâtüh, dedi. Ai-şe şöyle cevab verdi: Ve
Aleykesselâmu ve Rahmetullahi. Aileni nasıl buldun? Allah sana mübarek kılsın.
Bu şekilde Peygamber bütün hanımlarını dolaştı. Hepsine Aişe'ye söylediklerini
söylüyordu. Onlar da Aişe'nin söylediği gibi söylüyorlardı. "[9]
723- İbni
Abbas'dan (Radıyallahu Anhüma) Peygambere ulaşan çok yollarla rivayetimizde
Peygamber Saîlallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: "Eğer sizden biriniz
ailesine gideceği zaman:
"Bismillah!,
Aîlâhümme cennibneşşeytâne ve cennibişşeytâne mâ ra-zagtenâ."
"Bismillah,
Allah'ım, bizden Şeytanı uzaklaştır ve bize vereceğin ri-zıktan da Şeytanı
uzaklaştır'der de aralarında bir çocuk olursa şeytan ona zarar vermez."
Buhârî'nin rivayetinde: "Şeytan ona ebediyyen zarar vermez."
şeklindedir.[10]
724-
Sahihlerinde Câbir'den (Radıyallahu Anh) yapılan rivayetde demiştir ki,
Resûlüllah Salallahu Aleyhi ve Sellem bana: "Bakire ile mi, yoksa dul ile mi
evlendin? dedi. Dedim ki, bir dul ile evlendim. Peygamber (s.a.v): Bakire ile
eflenseydin de sen onunla oynaşırdın, o da seninle oynaşırdı, dedi"[11]
725-
Aişe'den (Radıyallahu Anha) yapılan rivayetde o demiştir ki, Resûlüllah
Salallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: "îman bakımından mü'minlerin en
olgunu, ahlâk bakımından en güzelleri ve ailesi için en hoş olanıdır. (Yumuşak
davrananıdır.[12]
Bil ki, koca için
müstahab olan, zevcesinin yakınlarından hiç biri ile, içinde kadınlarla temas,
yahut onları öpme, yahut kucaklama yahut bunlardan başka onlardan faydalanma
manasını taşıyan bir söz konuşmamaktır. Bu manaları kapsayacak yahut anlamını
verecek sözler söylememelidir.
726- Hazreti
Ali'den (Radıyallahu Anh) yapılan rivayetde şöyle anlatmıştır: "Ben
mezisi (cinsel istek halindeki ince akıntısı) çok gelen bir adam idim.
Resûlüllah Saîlallahu Aleyhi ve Sellem'in kızının yanımda bulunuş şerefinden
dolayı peygambere (halimden şikâyet edip) sormaktan utandım da, (sorması için)
Mıkdad'a emrettim. O da Peygambere sordu. "[13]
Daha önce anlattığımız
musibet dualarından çok yapmak uygundur.
727- Hazreti
Fâüma'dan (Radıyallahu Anha) rivayet edilmiştir: "Fâtı-mâ'mn doğurma
zamanı yaklaşınca Resûlüllah Salîallahu Aleyhi ve Sellem Ümmü Seleme'ye ve
Cahşın kızı Zeyneb'e onun yanına gidip de Âyetül-Kürsi'yi, Nâs ve Felak
(Muavvizeteyn) sûrelerini sonuna kadar okumalarını emretti. "[14]
728- Resûlüîlah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in
âzâdhsi Ebû Rafi'den (Radıyallahu Anh) yapılan rivayetde şöyle demiştir:
"Fâtima, Ali'nin oğlu Hüseyin'i (Radıyallahu Anhüm) doğurduğu zaman
Resûlüîlah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in onun kulağına ezan okuduğunu
gördüm."[15]
Âlimlerimizin bir
kısmı şöyle demiştir: Çocuğun sağ kulağına ezan ve sol kulağına ikâmet okumak
müstahabdır.
729- Ali'nin
oğlu Hüseyin'den (Radıyallahu Anhüma) yapılan rivayetde demiştir ki,
Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: ''Kimin bir çocuğu doğar
da sağ kulağına ezan ve sol kulağma da ikâmet getirirse, ona çocuk hastalığı
zarar vermez."[16]
730- Sahih
isnadla Hazreti Âişe'den (Radıyallahu Anha) yapılan rivayete göre şöyle
demiştir: "Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellern'e çocuklar getirilirdi
de onlara duâ ederdi ve onlara mama verirdi."[17]
Bir rivayet:
"Onlara bereket duasında bulunurdu." şeklinde varîd olmuştur.
731- Ebû
Bekir'in kızı Esmâ'dan (Radıyallahu Anhüma) yapılan rivayetde o şöyle
demiştir: "Zübeyr'in oğlu Abdullah'a hamile kalmıştım. Sonra Medine'ye
geldim de Küba'ya indim. Küba'da (onu) doğurdum. Sonra onu Peygamber
Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e götürdüm. Peygamber onu kucağına koydu. Sonra bir
hurma istedi ve onu çiğnedi. Sonra çocuğun ağzına tükürük attı. Böylece
çocuğun karnına ilk giren şey, Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in
tükürüğü oldu. Sonra hurma mamasından damağına çaldı. Sonra ona duâ etti ve
üzerine bereket diledi.[18]
732- Ebû
Musa El-Eş'arî'den (Radıyallahu Anh) yapılan rivayetde o şöyle demiştir:
"Bir oğlanım doğdu. Onu Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellenı'e getirdim.
Çocuğa İbrahim adım verdi. Hurma mamasından damağına çaldı ve ona bereket
duasında bulundu.[19]
[1] Ebû Dâvud. İbrfi Mâce. Nesâî. Ahmed b. Hanbel.
[2] Ebû Dâvud. Tirmizî. (Tirmizî demiştir ki, bu hadis
basendir.)
[3] Buhârî. Nesâî.
[4] Ebû Davud. Tirmizî. NesâL İbni Mâce.
[5] Buhârî. Müslim. Mııvatta'. Ebû Dâvud. Tirmizî Nesâî.
[6] Buharı. Müslim. Ebû Dâvud. Tirmizî. Nesâî.
[7] Ebû Dâvud. Tirmizî. İbni Mâce. Nesâî, fil yevmi veleyleti.
(Tirmizî demiştir ki, bu hasen bir hadistir.)
[8] Ebû Dâvud. İbni Mâce. İbni Sünnî. Nesâî
[9] Buhârî. Müslim. Nesâî.
[10] Buhârî. Müslim. Ebû Dâvud. Tirmizi.
[11] Buhârî. Müslim
[12] Tirmizî. Nesâî.
[13] Buhârî. Müslim.
[14] İbni Sünni.
[15] Ebü Dâvud, Tirmizî, Hâkim. (Tirmizî demiştir ki, bu
hadis sahihtir, hasendir.)
[16] İbn-i Sünnî.
[17] Ebû Dâvud.
[18] Buharı. Müslim.
[19] Buhârî. Müslim.