PANİK ATAK
Panik
atak, diğer bazı anksiyete (kaygı) bozukluklarıyla beraber en sık görülen
ruhsal problemlerden biridir. Santral sinir sistemi üzerinde yapılan çalışmalar
bu tür kaygı bozukluklarının nedenlerinde genetik yatkınlık ihtimalinin güçlü olduğunu
göstermektedir. Zira stres dolu iş ve aile yaşamı olan insanların önemli bir kısmı
hiçbir ruhsal hastalık belirtisi göstermezken, bazı insanlari ciddi derecede
kaygı bozuklukları geliştirebilmektedir. Kaygı bozuklukları tedavi
edilmediklerinde kişinin "acı çekmesine", kendini toplumdan
soyutlamasına, iş başarılarının düşmesine ve nihayet kişide bazı fiziksel
hastalık belirtilerinin ortaya çıkmasına neden olabilir.
Panik
atak adı verilen hastalık, ruhsal kaynaklı olan ve kendini oldukça güçlü bedensel
belirtilerle gösterebilen bir kaygı bozukluğudur.
Panik
atak, DSM-IV kriterlerine göre (DSM-IV psikiyatrik bozuklukları standardize
ederek kolay sınıflandırılmasını sağlayan ve tüm dünya psikiyatristlerinin
kullandığı ortak dilin yeraldığı kitap olarak tarif edilebilir).
DSM-IV'e
göre aşağıdaki belirtilerden dördünün ya da daha fazlasının kişide aniden başlaması
ve 10 dakika içinde en yüksek düzeye ulaşması durumunda panik atak sözkonusu
olabilir:
1.
Çarpıntı, kalp atımlarını duyumsama ya da kalp hızında artma olması
2.
terleme
3.
tüm vücutta titreme ya da sarsılma
4.
nefes darlığı, boğuluyor gibi olma duygusu
5.
soluğun kesilmesi
6.
göğüs ağrısı ya da göğüste sıkıntı hissi
7.
bulantı ya da karın ağrısı
8.
baş dönmesi, sersemlik hissi, düşecekmiş ya da bayılacakmış gibi olma
9.
gerçekdışılık duyguları ya da benliğinden ayrılmış olma
10.
kontrolü kaybetme ya da çıldırma korkusu
11.
ölüm korkusu
12.
paresteziler (uyuşma ya da karıncalanma duyumları)
13.
üşüme, ürperme ya da ateş basmaları
Yukarıdaki
belirtiler önemli bir kalp, beyin ya da diğer bir organ sistemi bozukluğuna işaret
eden belirtiler de olabilir. Bu tür hastalıkların hayati önemi nedeniyle panik
atak tanısı tüm tıbbi hastalıklar araştırılıp organlarda herhangi bir problem
bulunamadığı zaman konulan bir tanıdır.
Yukarıdaki
belirtileri sık sık yaşayan birinin günlük iş yaşamaında ve aile yaşamında
ciddi problemler ortaya çıkma riski söz konusudur. Özellikle işveren konumunda
olan bir kişinin çalışanlardan birinde öncesinde hiçbir problem yaşamazken söz
konusu kişinin iş performansının düştüğünü gözlemlemesi durumunda, özellikle söz
konusu kişinin hastane ziyaretleri sıklaşıyorsa, kendini toplumdan soyutlamaya
başlamışsa her zaman bu tür bir panik bozukluğu düşünmelidir. Panik atak yaşayan
kişiler bu ataklar toplum içinde de ortaya çıkabileceğinden toplumdan kaçma eğilimi
gösterirler. Aynı şekilde bu kişiler ev yaşamlarında da değişken davranışlar
sergileyebilirler. Böyle bir durumda eleştirmek yapılabilecek en kötü şeydir.
Panik atak gerçekten ciddi belirtilerle seyreder. Anlayışlı olmak, karşı tarafı
yargılamadan yardım alması önerisinde bulunmak ve o bireyi hemen
"silmek" yerine hastalığın tedavi edilebilirliğinin bilincinde olmak,
medeni bir insanın benimseyeceği en iyi davranıştır.
Ayrıca
her birey hayatının herhangi bir döneminde böyle bir durumla karşı karşıya
kalabileceğinden, bu belirtiler hakkında duyarlı olmalı ve gerekli durumlarda
profesyonel yardım almak için başvurmalıdır.