Hepatit
B, basit bir tarama testiyle vücutta varlığı saptanabilen ve doğum esnasında
sizden bulaştığında bebeğinizde ciddi karaciğer problemleri yaratabilen
yaygın bir hastalıktır. Hiçbir şikayetiniz olmasa
bile doğuma yakın bir dönemde yaptıracağınız bir test ile taşıyıcılık
durumunuzu öğrenmeniz ve bebeğinizi bu hastalıktan korumanız mümkündür.
Hepatit B enfeksiyonu nedir?
Hepatit B enfeksiyonu, Hepatit B virüsünün (HBV) karaciğer
dokusunda enfeksiyona yolaçmasıyla ortaya çıkan bir durumdur. Virüs vücuda
ilk kez girdiğinde şiddetli belirtiler ve sarılık yapabileceği gibi hiç
bir belirti de vermeyebilir. Enfeksiyon sonrası seyir tam şifa ve ömürboyu
süren bağışıklık olabileceği gibi kronikleşme ve kalıcı karaciğer hastalığına
dönüşüm de söz konusu olabilir.
Hepatit B geçiren erişkinlerin %5-10'unda, çocukların
ise %70'inde hastalık kronikleşir. Kronikleşen hepatit B
enfeksiyonu karaciğer yetmezliği, siroz, karaciğer kanseri riskini önemli
oranda artırır. Ek olarak kronik hepatit B enfeksiyonu olanlar virüsü taşımaya
devam ettikleri için hastalığı başta yakın temas halinde olduğu kişiler
olmak üzere diğerlerine bulaştırmak için önemli bir kaynak teşkil ederler.
İlk enfeksiyon sonrası taşıyıcı durumuna geçmeyen şanslı
bireylerde vücutta gelişen antikorlar hastalığa karşı ömürboyu bağışıklık
sağlarlar ve bu bağışıklığı olanlarda kronik enfeksiyona bağlı riskler gerçekleşmez.
Dünya Sağlık Örgütü hepatit B virüsünü insanda sigaradan sonra kanser
yapan en önemli dış etken olarak değerlendirmektedir.
Belirtileri nedir?
Virüs vücuda girdikten sonra 60-120 gün süren bir kuluçka dönemi
sonrası belirti vermeye başlar. Hastaların yarısında hafif kırgınlık gibi
hastalığa özgü olmayan belirtiler gözlenirken, diğer yarısında kas ve eklem
ağrıları, başağrısı, bulantı kusma, yorgunluk, karaciğer bölgesinde ağrı
gibi belirtilerle birlikte gözaklarında sararma, ciltte sararma, idrar
renginde koyulaşma, dışkı renginde açılma ortaya çıkabilir.
Kimlerde olur? (Risk grupları)
Hepatit B enfeksiyonu damar yoluyla uyuşturucu kullananlarda,
homoseksüel ilişkisi olanlarda, doktor, hemşire gibi sağlık personelinde,
kanama bozukluğu nedeniyle sık sık kan ya da kan ürünü alanlarda,
hemodiyaliz hastalarında diğer insanlardan daha sık görülür. Hastalığı
taşıyan kişilerin yakınları da büyük risk altındadır.
Cinsel ilişki virüsün bulaşması için en
uygun yollardan biridir ve bu haliyle hepatit B cinsel yolla bulaşan hastalıklar
arasında da en ön sıralarda yeralır.
Nasıl bulaşır?
Hepatit B virüsünü taşıyan kişilerin kanlarında, tükrük salgılarında,
spermaları (meni) içinde , vajinal salgılarında virüs yoğun olarak bulunur.
Virüsün çok az bir miktarının bile bağışıklığı olmayan birinin kan dolaşımına
geçmesi enfeksiyonu başlatmaya yeterlidir. Virüs ciltte, ağızda, genital bölgelerde
gözle bile görülmeyen ufak çatlaklar bularak kişinin kan dolaşımına geçebilmektedir.
Aynı kaptan yemek yiyen kişiler arasında ve iyi temizlenmemiş çatal-bıçak
gibi malzemenin kullanılmasıyla da bulaşabilir.
Gebelikte ya da lohusalıkta ne
gibi riskler sözkonusudur?
Gebelik döneminde geçirilen hepatit B enfeksiyonlarında tedavi
farklı değildir ve istirahat ve destekleyici önlemler alınır. Hepatit B'ye
tam olarak etkili bir ilaç henüz bulunmamıştır.
Yaklaşık %90 hasta bu enfeksiyonu daha ileri bir komplikasyon
geçirmeden atlatarak bağışıklık kazanır. Nadir durumlarda enfeksiyona bağlı
aşırı karaciğer harabiyeti hastanın ölümüyle sonuçlanabilmektedir.
Gebelikte geçirilen enfeksiyonun doğmamış
bebek üzerine bir olumsuz etkisi beklenmez.
Bebeğe anneden enfeksiyonun plasenta yoluyla bulaşması çok ender görülen
bir durumdur. Annedeki virüs bebeğe daha çok doğum esnasında annenin vücut
salgılarıyla direkt temastan ya da emzirme esnasında sütten geçer. Bebeklerdeki
enfeksiyon belirtisiz seyredebileceği gibi ölüme de yol açabilir. Dahası
enfeksiyonu geçiren yenidoğanlarda hastalık %80 oranında kronikleşmektedir!
Gebelikte nasıl bir yol
izlenmelidir?
Hepatit B virüsü insan vücudunda hiçbir belirti vermeden yaşayabilir.
Taşıyıcılık adı verilen bu durumda kanda HBsAg
(Hepatit B surface antigen (yüzey antijeni) adlı virüse ait madde pozitif
bulunur. Bu antijenin varlığı bulaştırıcılığın göstergesidir ve doğum esnasında
virüsün bebeğinize bulaşabileceğini gösterir. Sezeryan ile doğum bu
riski azaltmaz.
Hiçbir şikayetiniz olmasa bile gebelik döneminde
tercihan doğuma yakın bir dönemde kanınızda HBsAg bakılmalıdır. Bu
antijenin pozitif çıkması durumunda bebeğin rutin aşı takviminde bulunan ve
ilk haftada uygulanması önerilen Hepatit B aşısına ek olarak ilk 48 saatte
(7 güne kadar olabilir) bebeğinize Hepatit B immun serumu verilir. Bu
serum, içinde hepatit B virüsüne karşı geliştirilmiş antikorlar içerir ve
bebeğinize bulaşan hepatit B virüslerini yokeder.
Hepatit B aşısı kimlere yapılmalıdır?
Hepatit B uygun aşılamayla önlenebilen bir hastalıktır. Bu yüzden
ülkemiz de dahil olmak üzere tüm dünyada bu virüse karşı yoğun bir aşı
kampanyası başlatılmıştır. Artık çocukların aşı takvimlerinde hepatit B aşısı
rutin olarak yeralmaktadır. Amaç, bir zamanların salgın hastalığı olan ve şu
anda dünyadan silinmiş çiçek hastalığı gibi hepatit B hastalığını da
sonsuza kadar silmektir. Sizin kolunuzdaki çiçek aşısı izini bebeğiniz
taşımayacak. Belki onun çocuğu da hepatit B aşısı olmak zorunda kalmayacak.
Aşının içinde bulunan madde aslında virüsün bir parçasının
rekombinan teknikle yani laboratuarda suni olarak üretilmiş şeklidir. Bu
madde vücuda girdiğinde çoğalmaz ve enfeksiyon yapmaz, ancak yabancı bir
madde olarak algılandığından özgün antikorlar üretilir. Bu antikorlar vücuda
virüs girdiğinde virüsü hemen tanıyarak yokederler.
Aşı HBsAg ölçümü yapılan ve bu sonucu negatif olanlara uygulanır.
İlk dozdan bir ay ve altı ay sonra olmak üzere toplam üç doz uygulanır. Aşı
bittikten belli bir süre sonra kanda virüse karşı antikor gelişiminin
seviyesi ölçülmeli ve gerekirse bir doz daha uygulanmalıdır. Aşının beş yıl
aralıklarla tekrarlanması önerilir.
Başta risk altında olanlar olmak üzere tüm bireyler
Hepatit B'ye karşı aşılanmalıdır. Gebelikten önce başlamış aşı tedavisinin
gebelikteki dozu mutlaka yapılmalıdır. Yüksek risk altında olan gebelerin
de aşılanması gereklidir. Ailedeki fertlerden birinde taşıyıcılık olması
durumunda tüm aile bireyleri aşılanmalıdır.
Hepatit B virüsü taşıyan biriyle temas edilmesi durumunda
(cinsel ilişki, kan alınması esnasında iğne batması, ameliyat ekibinin
eline iğne batması, aynı ortamda yakın ilişki içinde bulunmak gibi) aşısız
olan kişiye temastan sonraki ilk 48 saat içinde koruyucu Hepatit B immun
serumu uygulanır ve aşı başlanır.
Emzirme dönemi
Emzirme döneminde ya da hemen öncesinde
aktif enfeksiyon geçirenlerin emzirmemeleri gerekir.
Virüs anne sütüne kolaylıkla geçebilir. Buradan da emme esnasında bebeğinizin
ağız içindeki ufak çatlaklardan bebeğinize bulaşarak enfeksiyon yapabilir.
|