
|
HERPES SİMPLEKS VİRÜS
(HSV) ENFEKSİYONU
|
Cinsel yolla bulaşan
hastalıklar grubunda yeralan Tip 2 HSV enfeksiyonu doğum eylemine yakın bir
zamanda geçirildiğinde doğum kanalından geçerken bebeğe bulaşabilmekte ve
bebekte çok ciddi enfeksiyonların oluşmasına neden olabilmektedir. Uçuk
hastalığı yapan Tip 1 HSV ile aynı grupta yeralan Tip 2 HSV'nin belirtilerini
ve yapılması gerekenleri bilmeniz bebeğinizin sağlığı açısından son derece
önemlidir.
HSV
nedir?
Herpes Simpleks Virüsü (HSV) dudak uçuğu ve genital bölgede enfeksiyona
yolaçan bir virüstür. Virüsün uçuk oluşumuna neden olan Tip 1 ve genital
enfeksiyona neden olan Tip 2 olmak üzere iki ayrı tipi vardır. Virüsün diğer
virüslerin çoğunda olduğu gibi en büyük özelliği insan vücuduna bir kez
girdikten sonra yanlızca kısmi bağışıklık yanıtı oluşturması ve hücreler
içinde yaşamını sürdürerek değişik zamanlarda tekrar tekrar enfeksiyona yol
açabilmesidir.
Nasıl
bulaşır?
Tip 2 HSV enfeksiyonu cinsel yolla bulaşan hastalıklar arasında yeralır ve
en az sifiliz (frengi) ve gonore (belsoğukluğu) kadar yaygındır. Tip 1
enfeksiyon (uçuk) sıklıkla çocukluk çağında geçirilirken genital bölgede
yerleşim gösteren Tip 2 HSV ile ilk karşılaşma sıklıkla 20-30 yaşları
arasında olur. Sosyoekonomik seviyesi orta ve ortanın üzerinde olanlarda
nispeten daha sıktır. Virüsü taşıyan kişiden cinsel ilişki esnasında diğer
kişinin mukozalarına (ağız, anüs, vajina gibi) bulaşma yoluyla virüs bir
bireyden diğerine geçer.
Nasıl
belirti verir?
HSV enfeksiyonunun verdiği belirtilerin nitelikleri ve şiddeti kişinin
daha önceden virüsle karşılaşıp karşılaşmamasına bağlı olarak değişir.
Kişinin virüsle ilk karşılaşması sonrası oluşan enfeksiyona birincil
enfeksiyon adı verilir. Birincil enfeksiyon geçirildikten sonra
virüs bölgedeki sinir hücrelerinin içinde belirti vermeden yaşamını sürdürür.
Zaman zaman enfeksiyon belirtileri tekrar ortaya çıkar. Bu enfeksiyonlara da tekrarlayıcı
enfeksiyon adı verilir.
Birincil enfeksiyon belirtisiz seyredebileceği gibi
sıklıkla oldukça şiddetli belirtiler verir. Ancak daha önceden dudak uçuğu
geçirmiş kişilerde Tip 1 HSV'ye karşı oluşan antikorların kısmi koruyucu
etkisiyle enfeksiyon daha hafif seyredebilir. Virüsün vücuda girdiği yerde
(vulva, vajina, serviks) 2-10 günlük kuluçka devresinden sonra ağrılı
veziküller (baloncuklar) ortaya çıkar. Bu belirtilerin ortaya çıkmasından
önceki dönemde kişide grip benzeri belirtiler (başağrısı, kas ve eklem
ağrısı, kırgınlık, hafif ateş) ve veziküllerin çıkacağı yerde kızarma, yanma
ve ağrı gibi yakınmalar sık görülür. Sıklıkla kasık lenf bezlerinde ağrılı
şişlikler ortaya çıkar. Veziküllerin verdiği ağrı nedeniyle idrar yapmak
güçleşir. Tüm vulva ödemli ve kızarık hale gelebilir. Veziküllerin içi berrak
bir sıvı doludur. Bazı durumlarda bu veziküller kendi aralarında birleşerek
daha büyük baloncukların meydana gelmesine neden olurlar.
Ender durumlarda hastalık diğer organlara sıçrayarak (karaciğer ve beyin
gibi) hayatı tehdid eden bir seyir gösterebilir.
Hastalık belirtilerinin ortadan tümüyle kaybolması 2-6 haftayı alabilir.
Genital bölgenin dış kısmındaki bu lezyonlar iyileşirken yerlerinde kabuklu
yaralar gelişir. Bu yaralar da genellikle iz bırakmadan iyileşirler.
Birincil enfeksiyondan sonraki bir yıl içinde tekrarlayıcı enfeksiyonlar
sık görülür. Hastalık belirtileri devam ettiği sürece kişinin bulaştırıcılığı
oldukça yüksektir.
Birincil enfeksiyonların aksine tekrarlayıcı enfeksiyonlar
daha hafif seyreder. Tekrarlayıcı enfeksiyonlar özellikle ilk enfeksiyondan
sonraki bir yıl içinde %66 hastada görülür. Veziküller bu kez daha az sayıda,
daha ufak bir alanda ve genellikle birincil enfeksiyonun oluştuğu bölgeye
yakın bir yerde ortaya çıkar. Hastalığın gelişmesinden önceki belirtiler de
daha hafiftir (ciltte hassasiyet, şiddetli kaşıntı). Ancak tekrarlayıcı
enfeksiyonlarda da bulaştırıcılık yüksektir.
Gebelikte
geçirilen enfeksiyonun önemi nedir?
Gebelikte enfeksiyon geçirildiğinde plasenta yoluyla bebeğe bulaşması
sözkonusu değildir. Esas problem doğum eylemi esnasında genital bölgede (yani
doğum kanalında) bulunan virüslerin kanaldan geçiş esnasında direkt temasla
bebeğe bulaşması sonucu ortaya çıkar. Özellikle gebelikte birincil enfeksiyon
geçiren anne adaylarından doğum eylemi esnasında bebeğe bulaşma riski
%50'lere kadar varabilir. Tekrarlayıcı enfeksiyon geçirenlerde ise virüs
yoğunluğu nispeten düşük olduğundan bu risk %5'lere düşer. Bebekte enfeksiyon
oluştuğunda ağır durumlarda bebeğin %60'lık bir ölüm riski vardır.
Özellikle daha önceden dudak uçuğu geçirmemiş ve birincil enfeksiyon
geçiren anne adaylarında daha önceden en az bir kez uçuk hastalığı geçirmiş
anne adaylarına göre daha fazla bir bulaştırıcılık sözkonusudur.
Daha önceden birincil enfeksiyon geçirmiş olanlarda tekrarlayıcı bir
enfeksiyon geliştiğinde, ya da daha önceden uçuk geçirmiş olanlarda birincil
enfeksiyon geliştiğinde risk azalmakla beraber yine de doğum eylemi
başladığında doğum kanalından bebeğe virüs bulaşma riski önemli oranda
mevcuttur.
Erken gebelik döneminde geçirilen enfeksiyonun düşüğe ya da bebekte
anomaliye yolaçtığına dair bir bulgu yoktur. Ancak şiddetli belirtilerle
seyreden birincil enfeksiyonlar erken doğum tehdidine yolaçabilmektedir.
Nasıl
tanı konur?
Tipik veziküler görünüm ve belirtilerle HSV enfeksiyonunun tanısını koymak
kolaydır. Virüs ayrıca kültürle, ya da kanda virüse özgü antikorların
saptanmasıyla tanınabilir.
Nasıl
tedavi edilir?
Tedavide uçuk tedavisinde de kullanılan asiklovir adlı virüslere etkili
ilaç kullanılır. Ancak gebelikte bu ilacın kullanımıyla ilgili çalışmalar
kısıtlı olduğundan bu dönemde tercih edilmez. Genel hijyenik kurallara uyma,
ağrı kesiciler kullanma, idrar yapmanın aşırı ağrılı olduğu durumlarda idrar
boşaltımını sağlamak için sonda takılması gibi önlemler alınır. Genital
bölgenin kuru ve temiz tutulması önemlidir.
Anne hayatını tehdid eden enfeksiyonların varlığında ise damar yoluyla
asiklovir kullanılır.
Gebelikte
enfeksiyon geçirildiğinde nasıl bir yol izlenir?
Doğum eylemi başladığında anne adayının
genital sisteminde virüs varlığı kanıtlandığı ya da şüphelenildiği her
durumda bebeğe bulaşmayı önlemek için doğum sezeryanla gerçekleştirilir ve
böylece bebeğin doğum kanalıyla (ve virüsle) teması önlenir.
Bu yüzden anne adaylarının şüpheli belirtiler olduğunda durumu
doktorlarına iletmeleri önemlidir.
Doğuma yakın dönemde birincil ya da tekrarlayıcı genital HSV enfeksiyonu
geçirmiş olan anne adaylarında doğum eylemi başladığı anda belirtiler devam
ediyorsa sezeryanla doğum önerilir.
Genital herpes geçirmiş anne adaylarının sularının gelmesi durumunda hemen
hastaneye başvurmaları önemlidir. Suların gelmesinden sonra doğum kanalındaki
virüsler yavaş yavaş vajinadan açık olan amnios zarından geçerek bebeğe
geçebilmektedir. Bu yüzden de suların gelmesinden sonra geçen süre giderek
daha fazla sayıda virüsün yukarı çıkarak bebeğe ulaşmasına imkan tanımakta ve
kesenin açılmasından doğuma kadar geçen süre uzadıkça doğum sezeryanla
gerçekleşse de virüsün bebeğe bulaşmasını engelleme şansı azalmaktadır.
Doğum hangi yolla gerçekleşirse gerçekleşsin genital HSV geçiren annenin
bebeği yakın incelemeye alınır ve gerekli tetkikler yapılır. Annenin doğum sonrası
hijyen kurallarına dikkat etmesi, ellerini usulüne uygun olarak yıkaması ve
genital bölgedeki lezyonlarla bebeğinin temas etmesini önlemesi durumunda
anneyle bebeğin birbirinden ayrılması gereksizdir ve anne bebeğini
emzirebilir.
Korunma
HSV enfeksiyonu büyük oranda cinsel yolla bulaşan bir hastalıktır. Cinsel
yolla bulaşan hastalıklardan korunmak için alınması gereken önlemler (şüpheli
kişilerle ilişkide bulunmamak, şüpheli durumlarda prezervatif kullanma gibi)
HSV enfeksiyonundan korunmada önemlidir. Baba adayının HSV enfeksiyonu
geçirmesi durumunda en etkili korunma yolu lezyonlar tümüyle ortadan kalkana
kadar cinsel ilişkide bulunmamak ve genel hijyen kurallarına tümüyle
uymaktır.
|